Hafta sonu genel üst yapılanışlardan önemlisi olan AB, kendi kurumsal organlarından parlemento seçimleri yapılışın sonuna gelinecek. Yanlış anlaşılmasın: Perşembe günü tartışmalı gelecek soruları olan Birleşik Britanya Krallığının ve Hollanda gibi yerlerde bu seçim gerçekleşti. Geriye kalanı, Pazar günü 26 Mayısta yapılarak, yeni AB parlamentosu ortaya çıkacak. Ülkeler, kendilerine ayrılan sayıyı siyasal duruş ekseninde doldurtup, üst parlamentoya göndereceklerdir. Böylelikle, AB içi parlemento siyasal taplosu oluşacak. En merak edilen soru ve önemli kuşkuları da artıran durum, Faşist partielrin kazanacağı sandalyeler olarak görülüyor. Çünkü, Özellikle, Filandiya, Holanda gibi yapılan son seçimlerde Faşist partilerdeki önemli yükselişlerin, öteki ülke dalgalarıyla üst yapıya yansırsa, siyasal ivmenin de duruşları değişecektir….
Yükarda özetlediğimiz gelişmenin içinde Kıbrıs Cumhuriyeti de vardır. Yanlışa neden yok! “KKTC” bu yapıda yok. Ancak, Kuzey Kıbrısta ki gerçeklerin AB sürecinde de oluştuğu kesin. Kıbrıs Cumhuriyetli kimlikli insanlar oy kulanma hakına sahipken, K. Kıbrısta yaşayıp, Kıbrıs Cumhuriyeti yurtaşı olmayan kesimlerin oy kulanma şansı yok. Aslında, Kıbrıs aynasında gerçekler yeni renklerle yeniden karşımıza geliyor. Tam da K.Kıbrısta resmen “Dangadunga” hükümeti kurulduğu zamana raslanan seçim olmlası da işin cabası. İsterseniz, pek de seslendirilmeyen başka olguları da yazalım: Örneğin, K. Kıbrıs gerçekleri pek konuşulmazken, hat ta gerçeklerin söylenmesi oldukça siyasal tehlikeli halde piskolojik baskılanmayla da normaleşmişken, bu seçimde bazı net sonuçlar ortaya serildi.
Örneğin, K. Kıbrısta kendine has yurttaş tablosuna bakarsanız, Hem Türkiye seçimlerinde oy kulanan hem de Kıbrıs Cumhuriyetli kimlikli yurtaşlar vardır. Bu 74 Sonrası yapılandırılan ve adı pek söyletilmek istenmeyen K. Kıbrıs’ın aynadaki kendisidir. Şu noktayı hemen belirtelim: Yakında TC parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı; şimdi de AB parlemento seçimleri nedeniyle oy kulanılıyor. Ufak bir bilgi: Türkiye seçimlerinde oy kulanan insan AB seçimlerinde oy kulanan veya kulanma hak sahibi olanlar arasında yaklaşık 25 bin fark vardır. Bu nokta, K. Kıbrıstaki çarpık ama 74 Sonrası oluşturulan yapının çarpıklığını net gösterir haldedir. Ayni zamanda bu sayıya “ki okullarda dahi net yansır” K. Kıbrıs yurtaşı olmayan toplan vatandaş sayısında fazla da yasal olmayan insan da yaşanması tokatı karşımıza geliyor.
Demek ki bolca konuşturulmama cenderesine sokulan nifus, sadece AB ile TC seçim taplosunda dahi buranın defakto değişime uğradığının kanıtıdır. Bu hemen hemen hiç konuşulmadı. Özellikle, güneydeki partiler de gündeme getirmediler. Oysa, bolca atışlarla süsletilen Kıbrıs sorunundaki K. KIbrıstaki nifus gerçeğinin yeniden nasıl değiştiğinin tekrardan kanıtlanması oluştu. Tabi, toprağı olup, müktesebabtı olmayan K. KIbrısa AB bakışının da öteki tamamlayıcı madalyonu olmaktadır.
Gelelim başka bir gerçeğe: K. Kıbrıstaki özellikle saray erkanı ve pkendi “meclis” partileri, başlangıçta bu seçime katılmayacaklarını kürsülerden söylediler. Oysa, hepimiz yaşayarak hala görüyoruz ki AB Parlemento seçimlerine karşıymış ve olamaz diyen kimi parti çevreleri bu seçimlerde resmen tarafcılık bir yana direk pratik etkinliklerle karıştılar. Tam bir ikiyüzlülük sergilenme sahnesi devam etirildi. Hatta, Bazı Güney partilerin Kuzeydekilerle ittifak arayışlarına direk karşı çıkılırken, pazarlıklar ikiyüzlülük danisgası da pratikte alınan kararlarla devam edildi.
Bu arada söylenmeden geçilmeyecek bazı ibretlikler de oldu: Özellikle AB fonlarını tırtıklayanlar, bolca avanta rant kullananlar, bu döneme nerede ise hiç damga vurmadılar. Sadece rant ve çıkar ekseninde takılarak faydacılığa oynadılar. Bunları yaşayarak sona geldik.
Başka renkler de resimde var; Kıbrıs’ın garantörlerinden Yunanistan üye, İngiltere kalıp kalmama kavşağından gitme yoluna göz kırparken, K. Kıbrıs’ı elde tutan Türkiye, AB sürecinden uzaklaşmaktadır. Ancak, K. Kıbrıs’ın Kıbrıs cumhuriyeti kimlikli yurttaşları oy kullanma şansında! Buna ek olarak, TC seçimlerinde katılımın az ve özellikle Anaysa referandumunda beklenmedik şekilde hayır oyu çıktıydı. Şimdi, AB seçimlerinde hem de Kuzey Kıbrıs yurttaşının da aday olduğu dönemde katılım olayı ile desteklenecek kesimler sonucu elbet konuşulmaya deyerdir.
****
Gelelim madalyon odağından geniş yelpazeye doğru açılıma; AB parlamento seçimlerinde, önemli kuşku şu: Avrupa’da yükselen faşizmin, sonuçta sayısal yansıyışı oldukça korkular üretmektedir. Bu, AB içi kırılganlıklara dek sonuç üretmeğe açıktır! Özellikle bazı ülkelerdeki sorunların genel Avrupa politik eksene taşınma durumu da önemlidir. İngiltere’nin se, ayrılıp gitmedeki ikilemi nedeniyle etkisi de düşünülmelidir. Hele de Kıbrıs için oldukça ilerde sorunlara gebedir. Hele de bolca İngiltere’de Kıbrıslı oluşu, Türkiye ile İngiltere’nin önemli stratejik ortak davranma tutumu da gözden kaçırılmaması gerekir.
Bunlara yeni sorunlar eklemek kolay. Hat ta dibimizdeki gaz krizinde AB hala ençok konuşması gerekirken hala konuşmaması, üyesi olmasına rağmen pek de müdahil olmama davranışların da geleceği kuşkularla örüldü. Aslında, Kıbrıs tarihi gerçekliğinin yeniden sıkıştırılan mengenesine geldi! Ortadoğu ve Avrupa dalgaları arasına sıkıştı! Bu oldukça tehlikeler içeriyor. Üstelik, eğer İngiltere AB dışında kalırsa, öteki itifakcısı ve K. Kıbrısın kontrolunu tutan Türkiye ile birlikte AB karşıtı sorunlar yaratacakları kesin. Şimdiden, Doğal gaz ve denizler konusunda bu oyunun işaretlerini veriyorlar.
Kısaca, özetlediğim bazı konuşulmayan gerçeklikleriyle bu konuya ufak el atım. Pazar seçimler var. Probagandaları azçok izledik. Çoğu sorunların adı bile konulmadı. Hat ta Kuzeyde bireysel abartı şovları da yapıldı. AB gerçekliği, parlementodaki siyasal duruşlar ve Kıbrıs olguları pek konuşulmadı. Kişiden kahraman veya kimlik yaratılarak, olayın özüne nerede ise hiç konu edilmedi.K. Kıbrıs koltuk partileri, nedense olaya uzak kaldılar. Herhalde, AB fon beslenme gerçekleri ve Türkiyenin net duruş koymamasının önemli etkisi oldu. Hele, denizcilik dangadunga sözlerinden sonra, şimdilik sesizlik, bazılarında kuşkular üretmektedir. Belli ki, hala olayı kendi özüyle ele alma yetersizliği tekrardan yaşatıldı. Sonrasındda, katılım sayısı veya beklenen oy gelmeyince de yine kişisel tatmin suçlamaları da bolca duyulacaktır.
Önemli eksikliği yazmadan olmayacak: Aslında, bu tip seçimler, hele de Kıbrıs adıyla yapılan ve fiilen adanın iki taraflı insanların da ortak davranma koşullarını kolaylaştıran bu seçimi, Kıbrısı ortak vatan görenler için, yeni bir kaybedilen şans oldu. Çünkü, ortak liste, Kıbrıs gelecek program propaganda olanağı vardı. Olmadı! Bu konuda bazı öneriler belirli kesime yaptım. Nedense, böylesi süreçlerdeki kaçış tekrarlandı. Kimi, Akel CTP ekseni dışında olmak istemezken, kimisi de birçok dönemlerde olduğu gibi “kuyruğa takılma” kolaycılığına düştüler. Yine bildik eksenli katılımlarla ve abartı veya ahalinin bazı moral çıkar olgularıyla oyalanarak ve dahası, AB gerçekleriyle hiç alakadar olmadan, kimlik ve bireysel övgülerle bu dönem de geçti. Bakalım, böylesi koşullarda Kıbrıs’ın tablosu nasıl bir resim gösterecek? Bunu da genel AB gerçekliği ile hafta başında ele alacam.