YKP Sekretarya üyesi Alpay Durduran son gelişmeleri değerlendirdi. Açıklama şöyle:
Zavallı Kıbrıs iki yakındaki ülkenin nüfuz bölgesi kavgasının arasında kaldı. Sözde ana muhalefet partisinin protokolü onaylayın dediği üç yıllık program imzalanmadı diye şikâyetinin arkasından hükümet devrildi. İsteyen bunu protokole bağlar ve anavatan protokole imzayı sağladı der. Ancak o kadar ucuz değil. Ondan önce de siyasetin uzun zamandır üzerinde durduğu konu gündeme düşürülmüştü. Sanki birinin gene hevesi depreşti.
Yıllarca görüşmeci çevrelerinde başkanlık sistemi övgüsü yaptırılır ama bir türlü destek anayasa değişikliğine yetecek dereceye çıkarılamazdı. Şimdi sıra başkanlık düzeyine kadar destek sağlamakta.
Onun için hemen koalisyon sorunları ve çok sık hükümet değiştirilmesi konusu vurgulanmaya başlandı.
Tesadüfe bakın görüşmeci çevrelerinden de hazırda koalisyon bozacak kişi vardı. Maliye bakanı ailesine devlet malını peşkeş çekmiş ve hükümetin buna karşı olduğu bilindiği halde haber verilmeden yapılmış. Buna hükümette kalarak sorun çıkarmak isteyen olmadığı halde hemen istifayı bastı ve koalisyon sorunu çıkarıp rejim tartışmasına kapıyı açtı.
Koalisyon başkanlık rejimlerinde olmaz diyen basiretsizler Güney’de yıllardır koalisyon olduğunu bilemezler çünkü görmek için bakmazlar. Bu seferki dürtmede de doğru dürüst bir uyarı yapılmadı.
Bazıları şaştı. Madem sorun bir devlet malı istismarıdır bakanlıktan istifa ile Serdar Denktaş hükümet sorununu ortadan kaldırdı. Buna rağmen neden koalisyon derdi çıkarıldı dediler.
Yoksa başkanlık rejimini dayatmaya yetecek kadar dert çıkmadığı için sert muhalefet kışkırtmasına başvurmak ve tavla teslim almak mı isteniyor? Bir az da Türkiyeli Kıbrıslı tahriği ve korku havasında başkanlık rejimine kapı açılır. Olur mu diye düşünülebilecek bir senaryo. Yoksa TL’nin aşağı inişi ve doğalgaz konusundaki sorun plana olanak vermiyor mu?
Halkımızın ekonomik sorunlarla boğuştuğu zamanda devletinin mali gücünün TL’nin değer yitirmesiyle eriyip gittiğini görüp sesini kısması isteniyorsa buna katkıda bulunan ateşle oynar. Sonunda Yunanistan’da rejim değişikliği bile Kıbrıs sorunuyla ilgili olaylardan ortaya çıkmıştı değil mi? Şimdi de bakın İdlip’te Rejim ilerler gerginlik denizlerde artmakta ve daha başka sorunlar birikiyor.
Dikkatle olayları izlemeli ve esasta yolsuzlukla mücadeleye olanak vermenin olduğu ve halkın parasının boşa harcanmamasının sağlanması olduğu bir an bile unutulmamalıdır. Çünkü halkın parasını korumayan bir rejim iflah olmaz. Lafı kısa tutup söz edilen yolsuzluklar mutlaka hızla soruşturulmalıdır. O kadar ki koalisyonla köşe kapmaya kalkmanın tehlikeli olduğu görülmelidir.
Yolsuzluk var diye bağıran hükümet mensubu ama soruşturmanın başladığı veya başlayacağı haberi basından öğrenilemedi.
Bu gidişle başımız çok yanacak. AB yurttaşlığını önemseyen de kalmayınca yandık demektir.