1996 yılında İngiltere’nin Bristol şehrinde bir öğretmen kursundaydım. Kursu İngiltere’nin meşhur Tiyatro ve film oyuncularından Crist Harris vermekteydi (Kurs, sınıf içinde tiyatro nasıl oynanır üzerindeydi). Kendisi aynı zamanda Shekaspear oyunlarının meşhur saray soytarılarını canladırmakta da ustaydı. Aynı zamanda oynadığı Oliver Twist adlı oyun da 1970’li yıllarda bayağı isim yapmış, kendisi aynı zamanda BBC televizyon ve radyolarında da sanat üzerinde konuşmalar yapmaktaydı. Kursun ilk günlerinde Çin-İngiliz asıllı Honk Kong’lu bir kadının kursa gelmesi bekleniyordu ki, nitekim bu bayan geç de olsa kursa avdet etmişti. O günlerde İngiliz Gazeteleri Honk Kong’un 150 yıl önce bir andlaşma ile İngiltere’ye bağlandığını, süre tamamlandığı için tekrar Çin’e verileceğini bildiriyordu. Ben bu konuyu o kadınla konuşmuş ve kadının da benim gibi aynı düşünceyi paylaştığını görmüştüm. Honk Kond’da ileride sorunların olacağını ve baskılar arttığında tepki göstereceklerini iddia ediyordum.Savunmam, 150 yıl aradan geçen bir sürede, orada yaşayan insanların artık Çin’den ayrı olarak, yeni bir toplumsal oluşuma girdiklerini ve gerek İngiliz Kültürü ve gerekse İngiliz Demokrasisinin bu insanlar üzerinde oldukça büyük bir etkileşim yaparak, Çin toplumundan farklı bir başka ulusal oluşumun meydana geldiğini düşünmekteydim. İngiltere’nin bu bölgeyi Çin’e devretmeden once, oradaki insanlar arasında bir referendum yaparak, onların da kendi kaderlerini belirlemeleri olan bu durumu, onlara sorması gerektiğini düşünmekteydim. Çinli ve İngiliz asıllı kadın benimle aynı görüşleri paylaşmaktaydı. O da Çin devleti gibi Stalinist bir diktatörtlüğü olan ve kendi ülkesinde bile demokrasisi olmayıp, kendi proleterini sömürüp, onları gettoların içinde tutan, onları her türlü insani şartlardan uzak tutan, devamlı baskı yapan bu Stalinist yapının, Honk Kong’a da bir faydası olmayacağını düşünmekte, benimle benzer düşünceleri paylaşmaktaydı. Aradan uzun bir süre geçtikten sonra okuduğum bazı makalelerde Honk Kong’un sermayesinin aslında çok önceleri Çin’e geçtiği ve ekonomik entegrasyondan sonra, oradaki entegrasyonun gerçekleştiği yazılmıştı. Bu konuşmadan 23 yıl sonra, şu anda Honk Kong’da olaylar başladı. İngiliz veya Batı anlayışıyla 150 yıl yaşamış Honk Kong’luların, 23 yıl sonra Çin’le pek anlaşamadıkları, Çinin asimilasyonunundan şikayet ettikleri ve bağımsızlık talep ettiklerini okumakta, hatta Çin’in, Çin’den taşımış olduğı nüfusla Honk Kongluların ciddi sorunları olduğunu görmekteyiz. Gerek BBC ve gerekse. CNN Amerika veya El Jaziree Televizyonlarını izliyorsanız, her gece burada birçok sorunun olduğunu ve halkın sokaklarda gösteriler yaptığını izleyip duyacaksınız.
Pek direk olarak ilişkisi olmasa bile, İngilizlerin Brexit kararından sonra AB ile bütünleşip ekonomik bir denge ve istikrar kuran İrlanda ve İskoçya gibi İngiletere’ye bağlı olan bölgelerin, İngiltere’nin uzlaşma olmadan, AB’den ayrılma kararından sonra, İrlanda ve İskoçya’dan, İngiltere’den ayrılma taleplerinin geldiği, ekonomik olarak bu bölgelerin de Brexit’ten ötürü zor koşullarının, ekonomik patlamaların olacağı, hatta İngiltere’nin bile şimdiden çok zor durumlara düştüğü, çarşı ve piyasalarda, para-devalüasyon ve enflasyonlarla, madde kıtlıklarına rastlandığı, bu konuda İngiltere’nin çok zor durumlara düşeceğini, devamlı olarak İngiliz gazetelerinde okumaktayız. Kuzey İrlanda’nın İrlanda Cumhuriyetine olan ihracatının engelleneceği, sınırda büyük sorunların yaşanacağı da konuşulmakta. Burada dinmiş olan ulusal sorunun, gene ortaya çıkıp tekrar şidetli huzursuzlukların olacağı da söylenmekte. İskoçya ise İngiltere’den ayrılmak için referanduma gitmek istemekte.
Eğer İngiltere, demokratik davranıp Honk Kong’lulara referendumda kendi kaderlerini belirlemeleri hakkı verseydi, İrlanda ve İskoçya’ya da bir şekilde bu hoşgörüyü göstermiş olsaydı veya Brexit kararından önce bu zor şartları hesaplasaydı, şu andaki zor şartlarla karşılaşmazdı diye düşünüyorum.
23 yıl önceki öngörümün de ne kadar haklı olduğunu şimdi görüyorum.