Şimdi kendimizi kadırmayalım. Belli ki Türkiye şu andaki içinde bulunduğu gerek siyasal gerekse ekonomik çıkmazdan dolayı Kuzey Kıbrıs’a pek yardımda bulunamaz. Dört yanıyla cebelleşmekte Türkiye. Suriye ve Irak hükümetlerinin Kuzey’lerinden içlerine kadar giren Türk Ordusu’ndan pek memnun olmadıkları açık ve gerçek. Hatta birkaç. Sene önce Irak’ın bir bölgeye giren Türk Birlikleri için BM’ye bile şikayette bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Suriye Devleti, Beşar Esad çok mu memnun birkaç Bölgesi’ne giren ve Afrin Bölgesi’ni tamamlıyle alan Türkiye’den? Hiçbir ülke bundan memnun değil ve eğer Türkiye kamuoyu bu ruh halindeyse şimdiden yanlış içinde olduklarını belirtelim. Kaldı ki Türkiye başından beri de Suriye sorunu’nu yakından okuyamadı, hatta Isid diye bilinenj İslamcı şeriat örgütüyle sırf bir Kürt Devleti ilan edilecek endişesi içinde işbirliği yaptığı ve oradaki Isid’e yardımcı olduğu da bilinmekte. Türkiye bu yüzden Dünya kamuoyunun desteğini de kaybetmiş. Bu yanlış politikaların bir yansıması olarak Türkiye’deki olumsuz, hatta çökmüş denilen ekonomik durumun istatistiklerine de göz atmamız daha da gerçekçi sonuçlar almamızı getirecektir.
Maalesef Türkiye’deki bazı medya organları 2018 yılı için Türkiye ekonomisini çökmüş göstermekte. Aynı yıl Ocak ayında yapılan bir yasa değişikliğiyle her yıl Nisan ayında Hazine’ye devredilen Merkez Bankası karı bu yıl Ocak ayında avans olarak devredildi. Tutarı 33 milyar TL… 2019 Ocak ayında bütçe giderleri yüzde 63 oranında artmış gösteriyordu. Artıştaki yanıt Merkez Bankası’nın 33 milyar TL tutarında karının erken tahsil edilmesidir. Eğer 33 milyar TL öne çekilip de Ocak ayında tahsil edilmeseydi bütçe 29.3 milyar TL açık verecekti.
Bütçenin gidişi sanal olarak iyiymiş gibi görünse de vergi gelirlerinin %7 arttığı bir ortamda, faiz dışı giderlerdeki artış bu gidişin çok tehlikeli olduğunu ve kalan tek çıpanın da elden gittiğini gösteriyor. Bu arada işsizlik de Türkiye’de hızla artıyor. Açıklanan 2018 Kasım ayı verilerine göre işsizlik %12.3’e yükselmiş.
Sonuç olarak, Türkiye’de yüksek enflasyon ve ekonomik küçülme, yüksek işsizlik ve cari açığın yerini alacak olan bütçe açığı eşlik edeceği, ekonominin depresyona sürüklenmesi olasılığı oldukça yüksektir (Yukarıdaki bilgiler 16.02.2019 tarihli Alanya Gazetesi’nden alınmıştır).
Bu arada yukarıdaki verilere sahip olan Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs’a mali olarak yardımcı olabilir mi?
Aşağıdaki alıntı da Haber Kıbrıs Gazetesi’nde (17/8/2019) tarihli Birikim Özgür’ün makalesinden:
“2009 yılında bütçe açığına TC katkısının bütçe açığına katkısının bütçe açığına katkı hariç, TC yardımlarına oranı yüzde 149 iken bu oran 2011 itibariyle yüzde 89’a, 2014 itibariyle yüzde 56’ya, 2016 itibarıyle %25’e ve nihayet 2018 itibarıyle de %0’a düşüyor” demektedir.
Bu veriler ışığında Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs’a yardım edecek bir gücünün olmadığını söyleyebiliriz. Yazmadığımız Türkiye’nin etrafıyla savaş halinde olduğu, Güneydoğu’da askeri operasyonhların olduğu ve Doğu Akdeniz’de de savaş çıkma tansiyonunun bayağı yüksek olması da ekonomiye olumsuz yönde etki etmekte ve Türkiye ekonomisinin birçok yönde darbelenmesidir.
Sonuç olumsuzdur diyebiliriz…