yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBulmaca çözmede Kıbrıs ve İngiltere ekseni – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Bulmaca çözmede Kıbrıs ve İngiltere ekseni – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kanıtsanan güncel politik gerçeklik yaşanıyor. Sözlerin deyil de olanların gerçek olduğu dönemden geçiyoruz. Söylenen sözlerin nedenli yalana yakın ve yaşanılıp da söylenmeyip gerçek olanların olduğu ortamda bulunuyoruz. Kıbrıs ve daha dar coğrafyalaşma ile K. kıbrısta yazılı metne rağmen garantörlük algısıyla ırkçılaştırılıp başkalaştırmalardan tutun, resmen açık hukuki kabulundan, kurumsal içeriğe dek işkal ve ilhaklaşma epey yol alırken, bunu egemenlik ile bağımsızlık söylemleriyle örtme çabaları artık paradoks yaşamın gerçeği haline ancak gelme şansı kalıyor. Önemli siyasi gerçekler ve atılan adımlara karşın, yağ çekme ile yanlış söylemlerle örtülmesi elbet karşılığı kitlesel kabul da bulursa işler kolaydır. Son olaylar adeta hızla akıp giderken, hala “Kıbrısta çözüm istemek, yarının Federal eksenli olma talebi ile hala bağımsızık naraları” atılmaya devam edilmektedir. Bunları söylemek güç yanlışı yalakayla tuturmanın karşılık bulduğu koşulların da adı malum.

Son hazırladığım önemli idolojikleşen devlet ırksalaşma yazımın da ufak tanımıyla girişi bağlayacam: “Öylesi bir ulusçuluk egemen kılındı ki demeyin gitsin. Milliyetcilik ve daha dar anlamda Türk Miliyetciliği adeta Türkiye devleti ile özdeşleştirilerek, bütün kendince Türk ırkından olanlar eşitdir TC özdeşli olarak algılatıldı. Türk çıkarı eşitdir Türk devletinin çıkarıyla özdeşleştirilince de sanki tüm ırksal türk devletli merkezi yapı anlaşılmaktadır. Halbuki dönüp de sonra birçok türk devletinin varlığı ve bağımsızlığı kabuleniş ile başka ülkelerdeki azınlıklar da gerçeklik olmaktadır. Ama, hepsi TC devletli tektip devlet çıkarına ve düşüncesine yükleniyor. Böyle olunca da bütün ilgili kesim TC eksenine konulurken, TC kendi dışındaki düşünceleri veya başka yaşayan halkalrı da yok saymaktadır. Kıbrıs, Bulgaristan ve nice ülkede “şimdi İslamcılık suniliği de eklenince” Miyanmardan Lipyadaki kesim hegemonyası vurgulanırken, Türkiye içi başta Kürt ve öteki halk kesimlerinin de yok olup Türkleştirme algısı idolojikleşip Bunun da bedelini K. kıbrısta her yönüyle yaşamaktayız.******

Gerçekler acıdır, yaşanıp da yok sayıldıkça da kaçınılmazlıkla yükleniyor. İlerde açığa çıkınca da daha keskin acılar da oluşturmaktadır. Yanlış ve yalanlar bir yere kadar etkin olur. Devamında bunlar buharlaşıp lanetlenen geçmiş noktasına dek gelinir.

  1. Kıbrısta işler öyle gizli kapaklı yaşanmıyor. Net olarak uygulanarak ve üstüne hamaset ile çıkar koyularak gerçekleştiriliyor. Hiç uzağa gitmeyecem: günümüz akışından örneklerle alınan yolun geleceğine ışık tutmaya çalışacam. Son günlerin ikilemi malum. Ta yapılmaya başlanan 83 Yılından beri Lefkonuk veya yeni Türkçeleştirilen adıyla Geçitkale hava alanı Nato üstü veya daha örtülü Türkiye askeri alanı olacağı hep konuşuldu. Doğrusu, ret de edilmedi. Sadece, belirli ikibinler döneminde Asil Nadire kiralandı. Oradaaki garipliği kimse fark etmedi! Alan, DEM Dayrwesi tarafından teslim edilirken dahi anahtar bulunamadığı için de “Tuvalet anahtarıyla” göstermelik devir yapıldı!

Sonuçta yılların öngörüsü gerçekleşti. Daha öncelerin BBC haberlerinde dahi bazı dönemlerde yabancın uçaklarca kulanılma haberlerin yapıldı. Metinn Münürn Lübnana yapılan uçuşun Lefkonuk alanındaki duraklamanın haberini yaptıydı.

Şimdi, hem de kimine göre “magazinleştirme hamasetciliği” yapılarak alan TC TSBK  teslim edildi. Yeni sıçramalı askeri olguyla “insansız uçak araçlarına”* Buna uygun hikayeler oluşturmaya çalışınıldı. Bilindiği veya ilişkiler sonrasın imgeleri kulanıldı. Oysa, geçen yazımda yazdığım gibi, Meclis toplantısından nasıl makamsal toplantıya gidilme aceleciliği dahi konunun nasıl talimatlaşım esrümanı olduğunu kanıtlıyordu. Tıpkı ansızın Kutret ve Ersinin ankaraya uçması gibi.

  1. Kıbrıs gerçeğini, AKP TC siyasi hamlelerini ve idolojik olgularını, buradaki işbirlikcilerin darlralan siyasal karar verme konumlarını ve Türkiyenin dış politikadaki Suriyeden Lipyaya uzanan hedeflerini yakalayanlar, bu olayı kolayca yerine koyarlar. Aynen Türkiye muhalefetinin de dışladığı gerçektir. Nasıl mı: “Lipya ile yapılan anlaşma geç kalınan doğru veya aynen K. Kıbrıstaki askerileşmeye” verilen isimdir. Halbuki tümü, dış politikanın kendisidir. Aynen bunun iç politika yansımasının da olduğu gibi. Yok, “dış politika başka iç politika başka” devletci saçmalama duruşla veya yanlışlardan birini alıp da doğru yaratma davranışı siaysetin düşünsel gerçeğini anlamama düşmesinin acısıdır.

Geçitkale alanına insansız uçaklar gelip aslında teslim edilen üstün kulanım gerçeği varken, bazı şaheser birokrat ve siyasetcinin “denetleme bilzde” deme konduruşunun da tadı birbaşkadır! Tek yalın olan barışçıl kesimler dahi bu yeni askerileştirme konusunda sesiz kalmalarıdır.

Birbaşka tartışmamız da geleceğin tutsaklığının tatlı karlarla örülmesini işaret ediyor. İmar prokramı tartışmasında  gözümüzün içine sokuldu. Rant aşkı ve durmadan gelecek nifus gerçeği, bu konunun da özüyle anlaşılmasına engel olundu. Pazartesi günü Rasıhın prokramını dikatle izledim. Konuğu açıkca, istenen konut miktarıyla isgele yöerisinin hem de kısa zaman sonra tüm K. Kıbrıs yurtaşlarından daha fazla insan olacağı bilgisini nedense kimse doğru okumadı. Önce Kırkla başlayan ve ardından Doksan bin ve sonra ek hektarlarla örülen imar gerçeği iskelede Döryüzbin üzeri insanın yığılma bilgisini yaratıyor. Kimse, K. Kıbrısın nifus sorunu ve taşınarak coğrafyanın yaşanmaz hale sokulmasıyla birlikte okumuyor.

Geçitkale hava alanı açıkca askerileştirilip teslim edilirken, imar tartışmasında TYüzbinlerce yeni insan rant hesabı yapılırken, hala K. Kıbrısta Türk toplumu veya başka kavramın yeri ne? Üstelik fedral kelimesi şöyle veya böyle kulanılırken, açıkca askerileşme ile rant aşkıyla inşaat ile emlak satışlı sermaye gerçeği sonucu dış nifus patlaması durumları, hangi Kıbrıs hangi Kıbrısla birleşecek sorusu nedense sorulmuyor.

Şunu da görelim: gerçekten 74 sonrası K. Kıbrısta, önceki dönemli Kıbrıslılının bu coğrafyada epey azınlığa düştüğü kesin. Üstelik, bu yapı işkal kuralları ve ganimet tipi ekonomik avantalarla şeklendi. Bunu görmek istemeyenler ise beraberinde tıpkı şimdi oluşan Lefkonuk ve imar prokramı konusunda aynen yaşanarak tekrarlanan kendi gerçeğimiz haline geldi. İnce nokta, Dünya resmen 74 sonrası tıpkı öncesi gibi burada yaşanıp imzalanan belgelerle de ters düşülmesine rağmen, her müdahale yeni yasadışılıkların yasalaşması dışına da geçilemedi.Bir de özellikle Türkiye ve K. Kıbrıs kendi geçmişleriyle doğru şekilde yüzleşilmedikçe ayni yanlışların başka yerlere de uzanmasından kurtulamıycaklar. Şimdilerdeki K. Suriye ve Lipyadaki Müslüman kardeşler anlaşmaları sadece bu genel politikanın güncel İslami ayağının taşlarıdır.******

Atmışa kadar Kıbrısın sömürge efendisi olan, ilgili yıldan sonra, adamızda önemli üst ve toprak alıp yine siyasal etkisinin kanıtı olarak Garantörü de olan Britanya veya bildik ismiyle İngiltere, şimdilerde yeni tarihi bir döngünün içinbe girdi. Son seçimlerle kazanan Boris Conson prokramını uyguladığı taktirde, ülke AB dışına gelecek, daha bir ABD devletsel ortaklıklara yönelecek ve sağlık gibi alanların da Amerikanlaşacağı yapılara evrilecektir. Tekrardan, ingilterede oldukça Kıbrıslı da yaşamaktadır.

İngiltre yakın tarihte 3  önemli dönem geçirdi. İkinci paylaşım savaşı sonrası iktidara işçi partisi geldi. Parti, Britanyayı kamusal alana doğru yönelti. Ulusal sağlık sistemi gibi kurumsalaşmalar oluşturdu. Bir anlamda, ingilterenin parçalanmaması veya sosyalist devrim eksenine girmemesi adına bu süreç sosyal refah devletli modelin ülkede uygulandığı görüldü.

İkinci önemli sıçrama, seksenlerdeki Teçir dönemidir. İngiltere de seçimi kazanan muhavazakar aday Margarit Teçır, Neoliebraleşmenin uygulanmasına yöneldi. Buda günümüze dek gelen ülkenin yeniden yapılanbma sürecidir. Teçirizim ile tarihe kazılan dönemle, ingilterede birçok kamusal alan piyasalaştırıldı.

Üçüncü dönem ise geçen haftaki seçimlerle oluştu. Britanya, tarihte görülmemiş bir siyasal çalkantıya girdi. Bu Consonun Breksit adıyla ifadelendirdiği ve Korbının kamusalaştırma dediği öteki iki siyasal planın çatışmasıydı. Sonuçta, Boris seçimi hem de öteki seçimlere göre daha fazla kazançla kazandı. Bu sonuç, ingilterenin Avrupa ekseniyle yeniden yapılanarak AB çıkış desteği başlangıcının da işaretidir.

Bu saydığımız son koşul, bir anlamda genel kapitalist krizin hala sürdüğü, politik alanda yönetememe ikilemiyle resmen düyümün daha da çözülmez halini işaret etmektedir.Boris bir anlamda AB dışına çıkmayı yönetirken, İngiliz halkındaki kimlik siyasetin yükselip yeni faşist dalgaya dönüşme tehlikesini de uyarmaktadır. Boşuna deyil, Faşist parti Muhavazakarları destekleyip beklin de kendi sonuna yönelmesinin ince kırılması budur.ingilterenin sinsi ve deneyimli politikası daha muhavazakar tutumla dünyada da olumsuzluklar oluşturacaktır. Denilen şekliyle gerçekleşip, ABD de Trump kazanırsa, kimine göre popilist, kimine göre yeni faşist dalgalı devlet itifakları sistem içinde daha gerici blok kurma yönelişleri tırmandıracaktır. Var olan demokrasilere yeni boyunduruklar getirilecektir.Essnek emekten tutun sağlığa varan gerilemeler kesin yapılacaktır.

İngiltere seçimlerinde işçi partisinin düştüğü durum nedense fazla konuşulmadı. Korbın önemli ekonomik prokram oluşturdu. Kendi parti içi kesimlerden dahi tepki aldı. Ancak, yine de ilk defa seneler sonra kamusal prokramların da seçimlerde konuşulan günler yaşandı. İşçi partisinin özellikle Bleyır ile sermayeye eteslim olması dış politikada yalanla işkal yapma ayıpları sonrası parti iyice silikleşti.

Tartışılması gereken başka önemli nokta da sınıfsal bakıştır: son seçimlerde de görüldü ki İngiltere gibi ülkede dahi, çalışan önemli kesim muhavazakar düşünceli kimlik siaysetine oy verdiler. Göçmenler sorunu ve kriz yaşanmışlığı, sınıfsal gelenekseleşme koşullarının da etkilenmesi sonucu, işçi emek prokramı da daha önceki olumsuzluklar sonucu beklenen destek de verilmedi.

Tam da bunlar yaşanırken, ingilteredeki özellikle bazı azınlıkların tutumu da ülkedeki gericileşmeleri tetikleyeceği kesin. Garip gibi gelecek olan; Amerikalı Trumpu, İngiliz ise Consonu alay ederken, bireysel aşağlamaya varan ifadeler kulanırken, seçimlerde buna yönelmenin de nedeni doğru kavranmalıdır. Faşizim ve gericileşen ulusculuk sermaye tarafından damıtılıp kimlikseleştirerek gayet güzel kulanılmaktadır. Britanya bunn-un son örneğidir.

Şimdi; tüm makalede anlatılanlardan sonra, karşınıza bu birikimle bulmaca gelse, çözme olanağınız varmı? Galiba, işler karışık. Dinamikler ne gösterir, siyasal karar alma dönemlerinde ne olur sorularının boşluğunun seçenekleri hala net okunamadığı için, bulmaca da tam çözülmüyor.Gerçekler ve gelecek politik hamlelerin siyasal göstergeleri oldukça kopuk. Bilinmezler ile cihaletin rolu da çok. Bakalım yeni seneler bizi nereleri deşmemizi dayatacak.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin