Son günlercde iyice Çinde başlayan Grip hastalığının haberleri ve tetbirleriyle yatıp kalkıyoruz. Komplo teorileri veya algı probagandalarının kuşatmasına girmemiz sonucu da bazı gerçekelri de kolayca kaçırıyoruz. İlan edilen krizler, alınan tetbirler, söylenen siyasal sözler hepsi Çindeki Virüsün adeta dünyalaşan tehlike içerikli savrulmasını getirdi. Adamızda dahi toplantılar yapıldı, tahminler söylendi, pek de olmayan “iki toplumlu görüşmeler” de yapılarak tetbirler vurgulandı. Klasik bilimselik eksikliği, insani korkular ve kolayca kurgulara açık koşullarda da akla ne varsa söylenen kamuoyu ortamı da oluştu. Elbet, Çindeki Kolera Virüsü sonucu net tedavisinin yapılamaması ve aslında Griplerde ölüm olma olasılığı gerçeği ile de Çinde de bu hastalıktan elbet ölenler oldu. Yine, yayılma nedeniyle insanlar arası etkilenmeler sonucu da başka yerlerde de görülme kolaylıkları sonucu da başka ülkelerde de bu Grip türü göründü.
Yukarda özetlenen ve aylara varan etkin gündem olma gerçeği, devamında da ince siyasal oyunlar da getirdi. Garip gelecek, son dönemde Çin kökenli denilen yeni Grip türleri ortaya çıkıyor! Bunlar kolayca dünyada karşılık buluyor. Hat ta, pek ölüme neden olmayan Grip biçimleri dahi dünyada önemli tehlike mesajıyla yayılması da işin cabasıdır. Ama, ülke Çin, olunca, bu tür haberler oldukça bartılı şekliyle kolayca dünya günceliğine takılır. Öörneğin, çok daha fazla ölüme neden nice hastalığı, brakın adını, haberini dahi duymuyoruz. Bu hele de Afrika veya ABD merkezli olursa!
Nitekim; Dünya Çindeki Grip hastalığı ile kitaplarla tahminler veya kurgular yazarken, burada hala ölüm sayısı Yüzlerle ifade edilirken, örneğin, ABD de normal gripten kimine göre yaklaşık 25 Bin kişi ölürken ve bunların sadece kayıtlı olanlar eklenirken “Çünkü tüm Amerikalılar sigortalı olmadığı için sağlık sistemine eklenmiyor” rağmen, bu nedense haber olmuyor. Üstelik normal mevsimlik olma nedeniyle de oranın daha da artacağı da kesinken; Buranın insan sayılsal fazlalığı ve Amerikada olma konumu nedense haber yapılmaya deyer görülmemektedir!
Ülkenin Çin olması, elbet T
Yükselen ekonomi durumu sonucu, uygulanan sert denecek politikalarla, bir anlamda Çin Ekonomisine yönelik baskıalr da içermektedir. Nitekim, bazı Batılı iktisatcılar, Grip ile Çindeki ekonomik koşulların zayıflama olasılıklarını sık işlemesi boşuna deyildir. Üstelik, Şangay borsasını etkileyerek deyer kaybetmesi nedeniyle, başta ulaşım engeli ile grip korkutma algısı galiba ekonomik faydacılıkla da kulanıldığı izlenimi oluştu.
Başka bir açı ise, ABD grip alanında binlerce insan ölürken “ki aşısıyla tedavisi de varken” Çinde yeni çıkan Grip hastalığında bazı ölümlerin abartılarak öne çıkarılmasında siyasal gerçekiklerin de gözden kaçırılmaması zorunluluğu getiriyor. Ayrıca, Çinin sağlık sorununa bakış ile ABD durumunu pek de kıyaslayan da yok. Kamusal sağlık sistemi ile özeleşen sistem farkı yine hastalıkları ele alışta ve verilen bilgilerdeki gerçkliklerde kıyas kaldıran farktır. Nitekim, ABD normal girpte ölenlerin sayısı netleşemez, insanların tümünün sağlıktan yararlanamayıp kayıtlı olmadığı gerçeği örtülürken; Çinin örneğin 8 Günde hastalıkla alakalı büyük hastane yapılması veya Yüz milyonlarca maskanein çocuklara kısa zamanda dağıtma hızı pek de konuşturulmaz. Oysa, son Çin ve ABD hem de birinde yeni çıkıp daha net tedavisi bilinmezken, nedense bilinen girp ölümleri bilinmeyenin çok fazlası oluş farkı burada sistemlerin de gerçekliğini haykırmaktadır.
Kısaca, Çindeki yeni virüs gripi salt hastalık olayı deyil, bunun yönetilme şekli, olayın Çinde olması nedeniyle ekonomik karşıt bakışların da birlikte sorgulanması gerekmektedir. Tabi ki hastalığın özü ve bunun gerçek konumu da doğru bilgilerle ele alınmalıdır. Yeni oluşu ve koşulların kolayn yayılma gerçeği tehlikenin önemli tetikleyicileri. Ancak, salt karşıtla sorgulamak da kendine dokunmayanla yetinmenin algısını da getiriyor. Belli ki tıpkı öteki Çinde başlayan griplerin bazı genel sorgusu ve sistemsel kıyasa doğru bakışla bilimselik çizgisinde gerçeklere ulaşmak gerekmektedir. Öylesine bir Çin algısıyla hastalık saydamlaştırıldı ki hangi doğruyu yazarken, sanki Çinli olmuş gibi tuhaf algıya da sizi düşürürler. Olayı hem hastalık hem de Çin gerçeklikle ele alıp hem de ABD ile kıyaslayınca, sağlıkta kamusal yönetimin nedenli önemli olduğunun da kanıtlanması oluşunu da anlarız. Daha yeni bilgiler oldukça konuya yeniden dönecem.******
Dünya kamuoyu biraz ara verdikten sonra, yeniden Lipyaya dönecekmiş gibi olurken, birden idlipte işler yeniden karıştı. Çünkü, idlip gerçeği en ufak kırılmada kolayca alevlenip yeniden gündem olma potansiyelini taşımaya devam ediyor. İdlip, hernekaddar Suriye toprağı olurken, şimdi Cihatcıların son kalesi olarak ayakta kalmaya çalışan ve gericiliğin en karanlık güçlerinin toplandığı alan olarak Suriye krizinde durmaktadır. Üstelik, Astana zirvesiyle oluşan “Rusya, Türkiye ve iranın” anlaşarak hem de 3 kez Türkiyenin isteği ile verilen sürede, ilgili ülke sözünde durup Cihatcıları silahlandırmayıp, onların tanpon bölgede toplanmasını, Suriyeye karşı saldırılarını durdurmayı başaramadı. Dahası, Ateşkese rağmen ilgili Cihatcılar Suriye ve hat ta Rus askeri üstlerine saldırdı.
Bu oyalama süreci de sonunda patladı. Suriye ordusu harekete geçip, kendi toprağını kurtarmaya girişti. Kimemi; çoğu dıştan toplanıp getirilen ve içlerinde “Çeçenden Uyguruna, Özbekten öteki İslami gerici kesimin” olduğu yapıdan. Daha da tuhaf gelip normaleşen tutum ise Türkiyeden ABD merkezine dek Suriye ordusunun cihatcılara karşı yapılan hareketi “sivilere karşı” denilip Retonik şekle sokmalarıdır. Nedense idlipdeki Cihatcıların çoğunu dünya “terör örgütü” olarak kabulenirken, öte yandan onlara karşı kendi toprağını almaya çalışan Suriyeye karşı olma pradoksudur.
Son idlip olayında Astana üçlüsündeki zaten bence hep esnek olan bağların kırılmasının da olma sonucu önemlidir. Hernekadar, 3 ülke de idlip ve genel Suriye için kurulan yapı olsa da örneğin Türkiye, iran ve Rusyadan farklı,hem Cihatcıları koruyor hem de Esatı devirmek istemekteydi. Türkiye bir anlamda Rus ABD ikileminin fay hatlarını kulanıp Suriyeye giriyor, her yörede başka ilişkilerle Kuzey yöresine yerleşmeye çalıştı ve bir ölçüde başardı. Aslında, idlipin Suriye kontroluna girmesi demek, özde Suriyenin artık cihatcılar denklemini bozup, işkalcilerle yani “Türkieye ve ABD” ile işkalin sonlanması noktasındaki zemine gelecek.
Tekrar edelim: idlip Suriye toprağı. Şimdi ki durumu Cihatcıların son Suriye topraklarındaki tutunma yeri. Türkiye idlipin Suriyeleşmesi sonucu kendi tutuğu toprakların sırasının geleceğini biliyor. ABD, resmen direk Suriye ile karşı karşıya geleceği de kesin. Bir anlamda, idlip işkalcilerin kendi konumlarını koruma zırhıdır. Öyle bir zırh ki resmen koruyucu işkal kalesi gibidir. Bu ise, Suriyenin toprak bütünlüğüne aykırıdır. Gariptir, B.M. dahi nedense Cihatcıları koruyarak aldıkalrı Suriyenin bütünlüğü kararını direk imkar eden politika uygulamaktadır. Böylesi karışık ortamda, çelişkili gibi olup Suriyeye giren Türkiye sonunda cihatcıların yenilmesi ile itifak yaptıkları Rusya ile karşı karşıya geldiler. Düşünebilirmisiniz; Bir ülke ordusuna, resmen hepinizin teörist dediği yapıyı çıkarmasına karşı durma tutumu algısı yapılmaktadır.
Şimdi, Rusya ile Türkiye itifaklılığı baştan olan gerçek şüpenin yaşanma sürecine girdi. Burada ne uluslar arası hukuk, ne teör denilen yapı nede haklar söz konusu; herkes Suriyeden alma peşinde. Ayrıca, konuşturulmayan İsrail gerçeği de vardır. Nitekim, Cumartesi günü Tele 1 kanalında, Murat Taylanın prokramına katılan eski CHP vekili İlhan Cihaner şu önemli anımsatmayı hatırlatı: “Esat ile AKP ilişkilerinin bozulmasının en önemli nedeni, Erdoğanın Esatdan Golan tepelerini israile vermesini istemesidir” açıklaması önemlidir. Üstelik, İsrail güneyden Türkiye ve ABD kuzeyden Suriyeye girip toprak tutuklarını da akıldan çıkarmayın. Onca Suriye iç savaşında israilin zaman zaman Suriye askerlerini bonbaladığı, başta IŞİD militanlarını güneyde desteklediğini aklınızın bir yerine yazın.
Demek ki son dönemde kırılır gibi olan TC Rusya ilişkilerinin merkezinde idlip vardır. Yine her ne kadar Astana ve Soçi toplantılarında ortak karar alıp Türkiye idlip için görev istese de sonuçta, taraf olunan gerçeklik fışkırdı. Öyle fışkırdı ki Cihatcı desteği ile Suriyede kalıcılaşma karşısında Suriyenin toprak bütünlüğü çelişkisi Türkiye Rusya bağlarını sarsıyor. Sarsınca da örtülen Türkiye cihatcı ilişkisi veya Ukraynaya yakınlaşma ABD gerçekliği de etrafa saçıldı. Ne tesadüf ki ayni anda idlipte Türkiye askerlerinin ölüm haberleri gelirken, ABD yargısında Halkbank davası askıya alındı. Oysa, birkaç gün önce ABD savcısı davaya katılmayan HALKBANK için büyük para cezası istiyordu. Haydi birisi size Türkiye Amerikan gerçeğini onutarak konuşsun!
Baştan beri şu uyarı hep oldu: Türkiyenin NATO üyelik gerçeğini, Amerikanlaşan yapısal özü akıldan çıkarmayın dedim. Bir yerde hep bu açığa gelecek diye yazdım. Nitekim, Afrine Türkiye girerken, Rusya onayı ile olduğunu, ancak, sonuçta Amerikanın NATO eksenli Kuzey Suriye tanpon bölge tezini de birlikte yazdım. İşte, şimdi hem de itifaklarla ortak karar alıyormuş gibi görülen Türkiye Rusya, idlipin geleceği konusunda onca yapıştırmalara rağmen, karşı karşıya geldiler. Dahası, Türkiye cihatcıları yolama tehtitleriyle de başta Almanyayı da göçmen yollama korkorkusuyla politik esir haline getirdi.
Görüldüğü gibi idlip daha çok pilav yakıp, yeni kırılmalarla altüstler yaratacak. Oradaki yabancı cihatcı gerçeği, Suriyenin toprağı olması, bazı ülkelerin Suriyeden toprak alma işdahı ve idliple yeni gündeme gelecek işkal alanları sıralanırsa, Cihatcıların yeni atresleri korkusu yayılırken, geleceğin çok yönlü denklemi ile Ortadoğudan ta Amerikaya varan yolda çok karanlık tünelere girecektir. Ya Kıbrıs: mışıl mışıl güzelik uygusu ile onca kanıta rağmen Guteres beklenmesi yoluyla “Godoyu beklerken” sarayın işdahlı ışıklarına ulaşma sıralanması da düdükle başladı. Bakalım daha tarih bize neleri yazdırtacak.