Aylar geçti, yılı tamamladık. Tekrardan, tarih bizi 1 Mayısla buluşturdu. Yaşamımızdan 1 gün daha eksildi. İşçi bayramı ise 1 yıl daha yaşlanarak tarihte simgeleşti. Son dönemlerdeki yaşanan gerileme ve krizler dönemi, Korona kriziyle bir daha yıkımla yeni 1 Mayısı karşıladı. Epey zamandır 1 Mayısları, Finans Kapital kriz ile gidrek otoriteleşen yeni faşişt dalgası altında yaşatılmaya çalışılırken; yetmezmiş gibi bu yıl da sağlıktaki Kovit kriziyle yeni yükle ezilenler zorluklarla yaşama kronikleşmesine sokuldular. Bu yıl, 1 Mayıslar evde kapanma ve sokaktaki kontrol sonucu sokakta yankılanmayacak dereceye gelindi. Birçok olmaz denilen haklar ise Korona korkusunun oluşturduğu rıza olma duygusuyla geri alındı. Seneler önce çalışma zamanının günlük 8 saat kazanımı dahi resmen fırsatlı kulanımla yok edilme noktasına sokulmaya uğraşılıyor. Kısaca; gelinen aşamada 1 Mayısların giderek sınıfsal özeliğinden kopartılarak, ezilenlerin daha da yoksulaştırılmasıyla dayatılan yaşamın da koşullarının uyarlanması döneminde karşılamaya çalışıyoruz…..
Yeniden 1 Mayısa geldik. Klasik yüzleşme ile; dün braktığımız yerden daha da geriye düşülen koşullara doğru gidiyoruz. Daha Finans Kapitalist krizden çıkamazken, Kapitalist Neoliberal uygulamalarla da tetiklenip yaşanan sağlık Korona salgınıyla da adeta yaşamımız yoksulukta kuşatılıp geriye doğru sarılmaktadır. Bu yıl, 1 Mayıslar, salgın nedeniyle konulan eve kapatma kararıyla da sokakta yankılatma şansı da olmayacak.Günün daha da gölgede brakılması için de uğraşılacaktır. Halbuki, 1 Mayıslar, işçi mücadelesi, kan dökülerek ve epey çabalardan sonra kazanıldı. Şimdilerde asırlar öncesinden alınan haklar dahi geriye hızla alınmaktadır. En basitiyle: mücadelenin temel odağı olan 8 saat günlük çalışma kuralı birçok ülkede silinmek sürecinde ilerliyor.Bu nedenle, yazım, klasik 1 Mayısın kısa tarihçesiyle deyil, günümüzdeki gelinen aşama ile tarihi bazı önemli yaşananı anımsatma ağırlığında olacaktır. Zaten,herkesin kolaaaayına gelen, klasik geçmiş ezberle 1 Mayısı anlatım birçok kesimlerce bolca yapılacaktır.
******
Yabancısı olmadığımız ve yaşamımızın önemli bölümünde 1 Mayısların yaşatılmasıyla geçti. Birikim bakımından düşünüldüğünde, zengin birikimler de oluştu. Farklılıklarla gelinen nokta önemlidir. Yetmişlerde, tüm baskıalra rağmen,yaşatılan 1 Mayıslar, ayni zamanda sistemi deyiştirmek ve direnerek yeni dünyanın oluşmasına odaklanıyordu. Direniş ve deyişim simgesine dönüştü. Ezilenlerin yoğun şekilde tüm baskılara rağmen 1 Mayısla yükselen dalgayla yeni dünya talep ediliyordu. Seksenler ise bu ivmenin gerileyerek, Neoliebral yapılanışla birlikte daha ağırlıkta kazanılan hakların korunması çizgisine gerilendi. Devrimci hareketlerin yenilmesi, sosyalist partilerin birkısmının sistemleşip reforumları çağrıştırması ve güçlenen Neoliberal yapı karşısında devrimden savunmaya sendikal hareketelrin geçip, kaybetmelere başlanmasıyla bunlar gerçekleşiyordu.
Doksanlarda adeta gerileme tavan yapmaya başladı. Sosyaldemokratların Liberaleşmesi, sendikaların mesleki noktaya çekilmesi, örgütsüz emeğin artışı ve işsizlik dalgasının yükselmesi ile 1 Mayıslar daha içi boş sloganlarla yaşatılmaya başlandı. İkibinlerde Neoliberalizmin miyadını doldurmasına rağmen, krizlerin dalgaları vurmalarına rağmen, ezilenlerin örgütsüzleşmesi, emek cepesine göçmen örgütsüz katılımı artmasıyla, sendikalarda da etkisizlik gelişti. En önemli koşullardan birisi de Sosyalist hareketlerin tüm Neoliebral krizlere karşın, siyasal örgütlenme olarak nerede ise özellikle batıda hiç denecek noktaya da gelmesi önemli olumsuzluklar oluşturdu.
Günümüzde ise 1 Mayıslar acıdır ama giderek özünden koparılıp, adeta reforumcu, başka sorunların öne çıkması ve sırf yaşatma amacıyla gerçekleşme ağırlığı oluştu. Neoliberal tükenişe, krizlerle boğuşulmasına, eşitsizliklerin derinleşmesi, işsizliğin tavan etmesi ve nice olumsuzluğa karşın sendikaların kırılması ve sistemleşmesi, siyasal seçeneksizlik sonucu, eski bildik 1 Mayıslar meydanlarda yok, taleplerde kısırlık oluştu. Başlangıç noktasından dahi hak olarak geriye gidilmeler de sık sık olarak yaşanıyor. Hele de Korona salgınıyla oluşan kağosu sermaye gayet güzel kulanıp ezilenlerin elinde birçok hak kı aldı.
*****
Yeniden 1 Mayısa ulaştık. Üstelik, evlerde de kapalı kalma koşuluyla da yaşamayı normaleştirdiğimiz süreçle.Kolayca işten atılmaların, göçmen olgusunun emek cepesinde hesaplanmaması kolaycılıklarıyla gerçekleşmektedir.Son dönemin 1 Mayıslarında yaşadığımız gibi Latin Amerika ve uzak Asya ülkeleri olmasa, 1 Mayıslarda emeğin yankılanan kendi talepli sesini dahi duymayacak hale geldik. Yapılan özellikle Avrupadaki 1 Mayıslarda sendikalar sadece gerilememe ve kendi konumlarını koruma merkezinde ancak ortak davranma olasılıklarının kaldığına tanık oluyorduk.Benzeri burada da karikatürize şeklinde yaşanmaktaydı. Neoliberal yasaları geçiren koltukcularla, adına sendika denen kesimler ayni meydanda buluşurken, emeği en yoğun sömürülen vatandaş olmayan yasal ve kaçak çalışan işçiler de işbaşı yapıyorlardı. Şimd.i Sokağa çıkma yasağı ile başka olumsuzluklar da katılacaktır.Başka konular sınıfsal özün önüne geçti. Gerçek, meydanda örgütlü olan sesini de o duyuracaktır.
Tariihi bazı noktalara deyinecem: kaçınılmaz olarak 1 Mayısların tarihi bazı tanık olduğumuz unutulmaması gereken olayar var. Kıbrısta 1958 yılındakii olanlar: son dönemde bazı anımsatmalar da oluyor. Kıbrıslı türk ve rum ortak eylem sonrası yaşananlar önemliydi. Yaşananlar, Britanya sömürge dönemiydi! Hani çok övenlerin özlediği tarih. Katılımcı Türk sendikacılar katledildiler. Bir kısmı da kaçtı. Katledilen veya baskıya uğrayanlar Bizat TMT tarafından gerçekleştirild. Bunlar örgütlü sol deyildi. Akelin tutumu başka konu. Biiz bu insanların uğradıkları baskı ile örgütlülük koşulunu karıştırmamamız gerekir. Zaten: örgütlü olunsa tek tek avlanıp sesizce başarılmazdı. Ek not: tarihte hala TMT 1 Ağustos kuruluşu anlatılır. Oysa 1 Mayısla birlikte TMT gerçei ile karşılaşıyoruz.
Başka tarihi yakın dönem, Türkiyedeki 1977 katliyamıdır. Bu katliyamla resmen sosyal muhalefet dalgasının kırılması hedeflenip yine açıklığa çıkarılmadı. Ancak, bu olaylar üzerine epey bilgi ve kanıt da ortada dolaştı. Sermaye hep belek silinmesine yöneldi.
******
Kısaca. Yeni bir Mayıs daha yaşamaktayız. Yaşarken le kıyasladığımız zaman, epey geriye düştüğümüz kesin. Korona ile daha sönük geçeceği de malum. Ancak. Daha görkemli olması için de günü yaratan ezilenlerin örgütlü şekilde meydanlarda haykırarak, yeni dünya seçeneği sesiyle ancak yerine konulacaktır. Bu tip günler, ancak, onu yaratanların mücadelesiyle ancak yaşatılır. Yoksa unuturma veya saptırmalarla önemi boşaltılır. Yeni 1 Mayıslar onu yeşertenlerin yaşatmasıyla ancak yaşamaya devam edecektir.