arşivUlus IrkadSavaş ve kaos trendi - Ulus Irkad
yazarın tüm yazıları:

Savaş ve kaos trendi – Ulus Irkad

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son on senede dünyada, tek adamların sayesinde, Liberal ekonomilerin ulusal ekonomiye geçerek küresel bazda kapitalizmi terketmeleri ile, bir savaş trendi yükseldi. Liberal ekonomi derken liberal ekonomi sonrasında ulusal sınırlara dönüş ve milliyetçiliğin yükselerek silahlanmaya önem veren trendler değer kazanır oldu. Bilhassa son dönemlerde artık Türkiye de daha sertlik yanlısı ve daha yayılmacı bir politikaya dönünce, savaş normalmiş ve savaşarak Türkiye’nin daha da fazla menfaati olacak, Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon birikiminden pay alacak diye analizler yapılmaya , gerek Suriye ve gerekse Irak daha sonra da Libya’da savaşlar desteklenmeye, bu arada yine Doğu Akdeniz’de Kıbrıs Cumhuriyeti ile de takışmaya başlanmıştır. Bu takışmalar da hala daha devam etmektedir. Enerji konusunda hidro karbonlar tartışılırken, dünyadaki genel enerji politikalarının da, daha fazla rüzgar ve güneş enerjisinden de faydalanmak olduğunu kabul etmek gerekmektedir. Peki bu tip çatışma ve savaş politikalarıyla gerçekten Türkiye ne elde edecek? Türkiye daha barışçı bir zeminde politika yapmış olsaydı ne kaybedecekti? Bana göre kaybetmeyecek aksine savaş giderleri olmayacağı için de, Türkiye ekonomisi bayağı karda olacaktı. Başka ülkelere sırf müdahale ederek zorla girmesiyle hem öfke ve garez, hem de ekonomik olarak Pazar ve piyasa yitirmekte şu anda Türkiye. Şu da doğru; bu şiddet yanlısı ve de herkesin ülkesine müdahalelerden ötürü Türkiye komşu ülkelere ihracat yapmada sorunlar yaşamakta, ekonomik gelirleri düşmekte, bırakın onu bu ülkeler buradaki savaşlardan ötürü de ihalelerini Türkiye’ye değil, çok uzaklardan gelen ülkelere vermektedirler. Çoğu zaman da bu ülkelerin Türkiye’nin bu bölgelere girmesinden ötürü memnuniyetsizliklerini belli etmekte, şikayetlerini dile getirmektedirler. Geçmiş senelerde Irak’ın bu konuda gerek BM’de gerekse bölgede Türkiye ile çatıştığı da bilinmektedir. Gene Kuzey Suriye konusunda Suriye ve Kürtlerle de Türkiye büyük sorunlar yaşamaktadır. Son zamanlarda Libya’daki savaşan iki taraf arasında sorunlardan ötürü Türkiye gene yalnız kalmıştır ve birçok ülke Türkiye’nin karşısında bir geniş blok oluşturmuştur.Bu yüzden de Türkiye arabulucu misyonunu yitirmiş bulunuyor.

Yaşanmışlık, diyalektik, bize Türkiye’nin savaş ve silahlanma konusunda sorunlar yaşadığını, yanlış politikalardan ötürü Türkiye’nin kendi içinde ekonomik sıkıntılar yanında para değerinin de bayağı güçlüklerle karşılaşarak, devamlı devalüe olduğu, bunun çarşı fiyatlarına enflasyon olarak yansıdığı bir dönem yaşanmakta. Son zamanlarda ABD ile karşılaşılan sorunlardan ötürü trilyonlarca parasını Rus S400’lere harcayan Türkiye’nin maliyesinin büyük ödeme güçlükleri içinde bulunduğu da bilinmektedir.

Savaş ve şiddet politikalarıyla, yayılmacı zihniyetlerle hiçbir ülke başarı göstermemiş, aksine yıkılıp gitmiş veya harabelerin altında kalmıştır. Eski Osmanlı subaylarından Atatürk’ün ve İsmet İnönü’nün elbette eleştirilecek politikaları vardı ama “Yurtta Sulh, dünyada sulh” trendiyle,İnönü’nün savaşa girmeyerek, İkinci Dünya Savaşı sonunda Türkiye’yi ekonomik bakımdan ezdirmediği ve Türkiye’nin birçok ülkeden daha da başarılı ekonomik bir süreç geçirdiği biliniyor.

Son zamanlarda biyatkar bir şekilde yayılmacı – şiddet politikası benimseyen Türkiye’nin bir an önce çoğulcu demokrasi ve de gerek ülkede, gerek etrafında, gerekse dünyada barış politikalarına geri dönerek büyük bir yıkımdan kurtulmasını istemek elbette bir insanlık görevidir.

Umalım ki medyanın bile taraftar olduğu bu savaş politikalarından geri dönülür ve Türkiye bir yıkımın eşiğine gelmez…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
311AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin