yaklaşımlarAlpay DurduranBM Barış Gücü’nün görev süresini uzattı, Kıbrıs sorununun hikâyesi yine anlatıldı –...
yazarın tüm yazıları:

BM Barış Gücü’nün görev süresini uzattı, Kıbrıs sorununun hikâyesi yine anlatıldı – Alpay Durduran

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bize anlatılan yalanları bir kez daha anlamak isteyene bedavadan ders gibi anlattı. Daha dün televizyonlardan mecliste Kıbrıs sorununu değerlendirmesini yapan UBP sözcüsüne göre BM hep aynı hatayı yapar ve Kıbrıs’ta federal bir çözüm istermiş ama aslında yanılıyormuş çünkü federasyon isteyen yoktur. Bunu kabul etmeli ve kadife ayrılmayı desteklemeliymiş. Yani BM yolunu sapıtmış!

Hâlbuki halkın duyması gerekenler anlatılıyor ve bizimkiler de işitiyorlar. BM, temsilcilerimizi görüşmelere davet etmek için yola çıktığında onlara “eski kararlarında bulunan iki bölgeli federasyon çözümünü yarıda kaldığı için tamamlayamadınızdı şimdi tamamlamaya hazırız” dediğiniz için sizi davet ediyoruz diyerek davet etmişti. Şimdi ise hükümet sözcüleri halkın gözünün içine bakarak ve TV’lerden seslenerek istemedikleri ve olmayacak bir şey istiyorlarmış gibi koşuyorlar. Hâlbuki masaya gitmeden iki bölgeli federal bir çözüm istediklerini ve statükonun sürdürülemez olduğunu kabul ve ilan ederler. Statüko yaramaz yani iki ayrı devlet iyi değil ve devam edemez derler ve iki bölgeli federasyon referandumunda Rumlar hayır dedi ama ödüllendirilip AB’ye üye alınmışlar derler.

Yalan. Çünkü referandumdan önce Rum tarafı AB üyeliğini almıştı çünkü bizim temsilci programlı görüşmeye gitmemişti bile… o nedenle de referanduma sunulan kararda sadece evet mi hayır mı denilmişti. AB’ye üye olmadan soru Kıbrıs’ın AB üyeliğini de kabul ederim şeklinde olacaktı. Utanmadan Bizi AB aldattı demeye devam ederler.

Şimdi Kıbrıs AB ülkesi sayılırmış ama bunun gereği de yapılmazmış ve AB ülkesi olarak bir yasal mevzuata bile meclisimiz on ay vermemişmiş diye eleştiriler ama bu da yalandır; çünkü AB komitesini bile yasa ile kurmayıp yasadışı yani anayasaya aykırı bir daireyi işletip memurlarını yasadışı ödemekten utanç duymazlar. Anayasal kurumlar olan Sayıştay ve Kamu Hizmetleri Komisyonu da gık çıkarmaz.

BM pandemi olayı nedeniyle büyük badirelere gebe olan günümüzde bir de Suriye, Irak derken Libya’da da ateş edilmeye başlandığı için artık küçük patlayıcı sorunları büyümeden söndürmenin önemi anlaşıldığı için Kıbrıs’ta çözüme de önem verdi ama halimize bakın. Hükümetten insanlar ortaya atılıp artık iki devletli çözüm zamanı gelmiş demeyi marifet sayanlar var. Görüşme davulları çaldı çünkü ona umut verildi ama burada başka hava estirmekten çekinmezler. Çünkü öyle diyerek siyasi kredi alacaklarını sanırlar. Ancak bunun anlamı ne yazık ki halkın ağır bir yalan bombardımanı ile dünyada yalnız ve yardımsız olduklarına inandırılmış insanlar olduğuna inanmalarıdır.

Ancak dünya bakıma muhtaçtır ve bakacak olan insanlar idarecilerinin dünya sorunlarına çözümü barışçı yöntemlerle bulmalarını istemelidirler. Kıbrıs sorunun savaş çıkaracak kadar belalı bir sorun olduğunu ve İngiltere’nin bile çıkıp gitmek için anlaşma yapmaya mecbur olmasını sağladığını anımsayalım. Şimdi de dünya sorunudur. Akdeniz’de denizlerde ve etrafındaki ülkelerde patlayıcı sorunlar var, bir yığın devletten de çatışmaya dışarıdan karışanlar da vardır. Onun BM önemseyerek sorunumuzu çözmeye yardımcı olmak için devrededir ama aramızdan ona engel olmaya çalışanlar ortada yalan dolan ile dolaşmaktadırlar.

BM parametreleri tarafların isteğidir yani Türk tarafı da ya tam kabul etmiştir ya da görüşüp değiştirip kabul etmeye hazır olduklarını söylemiştir. Bunları durmadan halkın önüne koymaktadırlar şimdi de Barış gücünün görev süresini uzatırken sıralayıp hepsini halkımızın önüne atmışlardır. Arayıp bakmak zahmet olmasın ama bize düşer. Zahmet etmezsek bizi bazı açıkgözler kandırır ve vebali boynumuzda asılı kalır.

İşler Akdeniz’de karıştığı için sindiler ve gülle geçsin beklerler. Bu zamanda işlerine gelen bela çıkarmak değil çünkü bela büyük. Yalanlara dayanarak salladıkları palavralarla gerçekleri saklamak isterler. AB ödüllendirmiş lafı gibi hiç bizi düşünmezler derler ama orman için AB’den aldıkları paralarla kurdukları alarm sisteminin bakım ve idamesini yapmadıkları için cezalandırılmalarını bizi unuttular numarasına çevirmek ancak halkın kandırılmasına hizmet eder. Kanmamalıyız.

Kısacası Kıbrıs sorunu uluslar arası bir sorundur ve BM çözümüne yardımcı olmak için görev almıştır. Soruna taraf olanlar bunu uygun bulmuşlardır. İlk isteyen taraf da Türkiye’dir. Güvenlik Konseyi’ne ilk başvuran Türkiye’dir. BM parametrelerinin hepsine evet diyen de Türkiye’dir.  Tabii bizim Türk tarafı da… Denktaş da sağlığında hepsine evet deme yarışında idi ve yüzdelik de verecek kadar ölçüye vurmuştu. %97’sine evet demiştik diye açıklama yapmıştı. Çünkü sallamış, zamana oynamış nihayetinde Kibriyau ret deyince açıklamıştı. Yani Suçlu varsa ya Türk ya Rum ya da ikisi birden elbirliği ile hallettiler. Halkı istim üstünde tutmak ve diğer tarafa düşman kalmasını sağlamak için ellerinden geleni yaparlar ama gerçekleri bulmak işimiz olmalıdır.

Uyumayalım. Bir arşidük’ü sokakta vurmuşlar diye Birinci Dünya Savaşını yaşadık. Şimdi etraf benziyor dikkat gerek diyenler var.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin