Bir ülke düşünün ki “ırk ayrımlı protestolar sokaklarda genişletilerek sürüdürülüyor. Korona salgınuyla hem sağlık sisteminin çürümüşlüğü, hem de insan bedel ödeterek yaşanmaktadır. Bir ülke düşünün ki başkanı çekinmeden yalan söyleyip, sokak dilinin ötesinde cümleleri çekinmeden sıralamaktadır. Ülke sistemin süper gücü olurken, artık stratejik olarak yönetememe tehlikesine giriyor. Kurumsal olarak var olan kuvetler ayrımı gidrek silikleşmeye başlanan devçet modeline gidiyor. En ufak tanımlamayla Posmoderin liderlikle isimlendirilmektedir. Yaptığı anlaşmaları dahi çekinmeden çiğneme noktasına geldi. Irkçılığı beyaz üstünlüklerle propagandalara yerleştirmekten çekinilmiyor. Dünya ise sorunlarda onun en azından söz sözünü beklemektedir.” Bu ülke Amerika Birleşik devletleridir. Üstelik 3 Kasımda seçimlere gitmektedir. Devamında da seçildiği taktirde başta kendi ülkesindeki inanç, daha tekleşip var olan kurumsal özerkliği dahi kaldıracağı tahminlri yaygındır.
Gariptir: Trump politikalarına sokaklarda dahi görülmemiş olaylar yaşanırken, açıkça ırkçılıkla özdeşleşen paramilirtanlar devlet lehine saldırılar yaparken, seçimlerdeki “muhalefet” adayı Baydının da öyle farklı politika sunduğu da görülmüyor. Bir anlamda Amerikan seçimlerinde iki dünya hegemonya çizgisindeki sermaye kesiminin çıkarlarının siyasal seçkisi oylanacak. Dahası; Trump resmen tehtitle dolu seçim sonuçları sonrası için tehlike veren kuşku politikasını da çekinmeden söylemektedir. Tıpkı net ırkçılık ifadelerini kulandığı gibi.. Sokak ve siyaset: bize şu doğruyu gösteriyor. Hem de sistemin süper gücünde. Koşulların durumu ve sokaktaki kitlesel tepki göstergeleri ile devlet için yapılan önemli seçimlerdeki adayların aynen çakışmadığını kanıtlamaktadır. Öyle ki sorun olan nedenler ikilemli adaylar seçkisi dayatılıor. Öyle ki resmen net şekilde otoriteleşmenin sonucu olarak, seçimlerdeki sonuç tehlikelerini de vurgulamaktan çekinilmiyor.
Amirika Başkanlık seçimine gidiyor. Ekonomik kriz, sağlık Korona salgınıyla çöken sağlık sistemindeki birincil ölüm listeli politik netlik. Irkçılığın direk devlet polisi tarafından vurularak kanıtlanışı ile paramilirtanların ırkçı söylemlerle protestoculara saldırlmaları gerçekleşiyor. Yetmiyor: bir ülke başkanı hem de dünyaya model demokrasi olarak gösterilen süper güç ülkesinde kendi yerel yetkililerini federal valilerini suçlamaktan geri durmuyor. Sokak diliyle deyişik yaftalar takmaktadır.Ama, bu lider dünyayın kaderini belirleyen ve alacağı her kararla birçok insanın canının yakmaya adaydır. Üstelik, onun dediklerini savunacak güçlü devlet, etkin sermaye ve yetmediği taktirde paramiliterlerden istihbaracılara varan güce de sahiptir. En korkunç yalanını doğru diye alkışlayaca sistemin güçleri sırada bekliyor.
Amerikada seçimler yapılıyor. Dünya medyası sadece iki lideri vurguluyor. Trump ve Baydın. Kim seçilirse kriz ve savaşın ötesinde yoksuluk ve korkunç ölümler önermektedirler. Sermayenin destekli politik belirleyicilikten Trump gibi liderler seçiliyorsa, bunu salt kişilre de indirgememek gerekir. Nitekim, Trunp veya Baydına sermaye kesimleri trlyonlar akıtıyorlar. Oysa başka adayalr da var. Sosyalist yeşiller adayı veya Sosyalist kurtuluş partisi ile Barış ve özgürlük partilerinin ortak adayları var. Fakat sistem öylesine kurumsallaştı ki dünya sadece iki lideri konuşuyor. Belki de sokaktaki tepkilerin sesi olan bu adı duyulmayan adaylardır. Sokak ile yaşam bir anlamda çelişiyor ve siayset hegemonyasında sorunlar potada eritiliyor. Böyle bir seçim ABD tarihinde fazla görülmez. Yalnız. Çalınan seçim konusu ikinci Buşun Algoru yendiği seçimde yaşandı. Nitekim saydırtılmayan oyların sayılması halinde ALgorun kazanacağı sonradan kanıtlandı. Neymiş: makineler oyları sayamamış! Bu örnek, ikibin yılında Amerika için “çalınan seçim” diye tarihe geçti.
*****
Amerika deyip de şaırmayın: ezberledtilen rüya, gösterilen tahakküm yanında kendi içindeki yaşananlar dahi bize başka Amerikayı anlatıyor. Sorunları çözecek veya savaşları tetikleyecek ülke ABD, kendi sokaklarındaki protstoları veya kökleşen ırkçılığı kaldırmıyor. Siyasetini bunu üstüne oturtuyor. Sınıfsal olarak Y.1 için kar endeksli politika planlanıp uygulanıyor. Trump veya benzerleri de bu politikaların gerçekleştirilmesi için seçildirtiliyor. Bunu iyi anlamak lazın. Sınıfsal bakışla konulara yaklaşmaz sak işler hep karışacaktır.
Kasım ayı dünya için iki tehlikeli adayın sonucu açıklanacak. Belli ki bazı alışmadığımız tehlikelrde gündeme gelme olasılığı yüksek. Trump kendine göre askeri başarı veya engelemeyip beslediği korona krizinin aşı propagandasıyla oy avcılığına girişecektir. Herkesin birleştiği nokta: ikinci dönemine girecek olan Trumpun derinleşen krizler ve sermayenin saldırganlığını da düşünerek, bildik ezber Amerikanın daha çok taşlarını oynatacaktır. Bakalım onca fonlu barışçıl Kıbrıslının da beklediği AVD mmüdahalesi de bakalım ne diyecek.