yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGündemleşen güney Kafkasya’dan önemli notlar – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Gündemleşen güney Kafkasya’dan önemli notlar – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Azerbeycan ile Ermenistan arasındaki çatışmalar devam ediyor. Önceki yazımda, konuyla alakalı önemli dikate alınması gereken bazı bilgileri yazdım. Tekrar edecek deyilim. Sadece birine yeniden uyarı şeklinde deyinecem. Bilindiği ama düşünce olarak koşullar nedeniyle göz ardı edilen ilkelerden biridir: Savaş halinde dezenformasyıon oldukça yaygındır. Yalan bilgi ile algı operasyonlu açıklamalar probaganda amaçlı kolayca yapılır. Bu nedenle son çatışma alanından gelen haberlerin dezenformasyonlu olma olasılığı da vardır. Üstelik, geçen yazımda uyardığım önemli bir duruş vardır: konuya daha baştan tarafcılıkla yaklaşmak, etnik kimlikle tutum belirlemek de işin kolayca yanıltılma zemini de oluşturur. Nitekim,, hiç uzağa gitmeyelim. Sorsanız konu hakında doğrudürüs bilgisi olmayan bizim koltukçularımız hemen Azerbeycan destekli hamasetli nutukları savurdular. Daha konuyu anlamadan tarafcılık ile ırkçılık damıtarak Türkiyeleşmenin yanında olma işbirlikçiliklerini sergilediler. Tehlikeli olan, kimlik siyaseti, etnik bakış ile tarafcıl olma ile bilgisizliklerin buluşup üstüne tabusalaştırınca, bunları doğrusuyla düzeltme şansınız dahi çok zor. Böylesi koşullarla kuşatıldık. Üstelik, imkar edilemeyecek bir de Ermeni karşıtlı düşman algısı da aynen tabusalaştırılan öteki madalyonun yüzü de konuyu tamamlamaktadır. Savaş koşulları, tarafcıl olmak, etnik ırksal kimlikle bakış ve bilgi eksikliği düşüncesinin adeta altında ezilme sonucu da oluşur. Dezeformasyon da kolayca karşılık bulur.

******

Son Azerbeycan Ermenistan çatışması, önemli genel gerçeği yeniden kanıtlıyor. Çoğunuz unutu. Hat ta, ona takılıp da Sovyetlerin dağılmasıyla dünyanın daha iyi olaccağını söyleyenler de şimdi o  probagandalarını akıldan sildiler. Halbuki son gündemleşen Güney Kafkasya çatışmaları, net olarak Sovyetlr sonrası denilen şekliyle “dünyanın daha iyi” olmadığının kanıtıdır. Kapitalizim daha kötü dünyayı oluşturdu. Öyle ki dökülen kanlardan, büyüyen eşitsizlik ve darmadağın edilen dünya bunun aynasıdır.

****

Gelelim daha somut bazı konunun habercisi olan gelişmeler… öncelikle şunu belirtelim: Kıbrıslıların ve özellikle K. Kıbrısın Karabağ sorununu doğru analiz etmesi şart. Nitekim, çok basit bir hatırlatmayla yetinecem. Azerbeycanın ne zaman K. Kıbrısla alakalı bazı beklentileri dense, hemen öteki kesimlerin Karabağı işaret ederek, bu politikaları uygulamayacağı  hep yaşandı. Kimse bunu sorgulamadı. Türkiye de Ermenistan işkali veya uluslararası B.M. kararları deyince de hemen karşısına Kıbrısla ilgili kararlar ve Kuzey Kıbrıstaki konumu karşısına konuldu. Bundandır ki Azdeerbeycan beklentisi öyle hamasetle hamle bulacak şekilde deyildi. Kıbrıs ile Karabağ birbirleriyle yeri geldiğinde kıyasa konuldu, atılacak adımlaaar engeli oldu.

Bir başka nokta da şu: yine çoğu Ermenistan işkal edilen yerlerle Karabağı birbirine saydamlaştırılıyor. Bu tutum birçok konuda aynılaşma düşüncesinin sonucudur. Tıpkı deniz alanlarındaki kıta sahanlığı ile yetki alanlarının aynılaştırılması gibi…Oysa, B.M. kararlarında dahi işkal edilen Azerbeycan toprakları ile Karabağ sorunu yeri geldikçe ayrıştırılmaktadır. Bu bilgiyi iyi akılda tutmak gerekir. Aşağdaki bilgiyi daha iyi anlayacaksınız.

****

Son çatışmalar başlamadan önce Rusya dışişleri bakanı Lavrol, Ermenistana işkal edilen 6  yerleşimden çekilmesini söyledi. Karabağ için de Azerbeycana, Ermenistana açılan iki koridorun oluşturulmasını önerdi. Bu iki öneri, bir anlamda Rusyanın önemli politik girişimi oldu. Görünüşte herkes Ermenistanı Rus boyunduruğunda algılıyor. Oysa, geçen yazımda belirtiğim gibi son renkli devrim adıyla başa gelen Ermenistan başkanı Fransa ve ABD yakınlaşmaya yöneldi. Ruslar ısrarla hem Azerbeycan hem de Ermenistanı birlikte kontrol etmek istiyor. Amerika ise bu iki ülkenin kırılgan ilişkilerini kulanıp, Kafkasyaya girme adına boş alan aramaktadır. Türkiye ise Azerbeycan yoluyla orta Asyaya açaılmak hedefindedir. Rusya ile karşı karşıya gelme siyasal hesaplar da vardır. Bunlar hep son derinleşen krizde önemli denklemler olarak kurulmaktadır.

*****

Gelelim daha yakından bazı notlara: bazı Türkiye yazarlarının ve enson eski diplomat Ünal Çevikin de uyardığı gibi Türkiyenin Suriyeden aldığı bazı cihatçıları Azerbeycana taşıdığı idiyaları yaygınlaştı. Fehim Taştekin, Melih Pekdemir gibi bazı yazarlar bu konuyu işlediler. Suriyedeki Afrin bölgesinden Türkmenlerin ağırlıkta olduğu Murat Tuygayları gibi cihatçı kesimlerin Azerbeycana taşındığı habeleri tüm örtme çabalarına rağmen yayılıyor. Dikati çeken: Türkiye yeni Osmanlı stratejisnnde Suriyede kulandığı cihatçıları Libyadan Azerbeycana taşıdığıydı. Bunları milis olarak kulanıyor. Yayılan bir video ile de Azerbeycna giden bir cihatçının mezhep ayrımlı öteki kesime gönderdiği mesajdı.

****

Buna benzer birçok bbilgi havada uçuşuyor. Politik hamleler peşpeşe geliyor. Probagaanda aygıtları işliyor. Türkiye direk taraftır. Bazı yorumcular, Azerbeycanın askeri gücünü işaret ederken, katılan oyuncular nedeniyle eldeki petrol kaynaklarından olabileceği ikilemine de işaret ediyor. Daha bağımlı olurken, zaten otoriterlikle baskılanan halktaki herhangibir başarısızlık veya boşluk karşısında patlama olma olasılıktan da söz ediliyor. Ermenistan ise yoksul Dış dinamiklere oldukça açık. Üstelik, Rusyadan uzaklaşma hamlesi de kısa zamanda geri tepme olasılığı var. Türkiye ise yeni bir başarı hikayesi ile bölgede yayılma hesplarında. Rusya ise kortuğu sonuca gelmeme peşinde. Mümkün oldukça İslamcı kesimi uzak tutmak istiyor. Oysa şimdi Azerbeycana cihatçıların gelme haberi onları pek memnun etmeyecektir. Amerika ise Azerbeycan yoluylasızma siyasetinde İslamcılarla ortaklaşıyor. Bunlar, kaynayan Kafkasya kazanında kış öncesi kıvılcım gibidir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin