yaklaşımlarÖzkan YıkıcıFantezi gibi mi geliyor – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Fantezi gibi mi geliyor – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Önümüzdeki hafta sonu K. Kıbrısta Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Pandeminin de katgısıyla, silikleşen teslimiyet siyasal kurumun da oldukça etkileriyiele de resmen cılız ve fazla ilgigörmeyen seçim süreci dönemi yaşanmaktadır. Üstelik, göstere göstere K. Kıbrıs Türkiye ilişkileri veya daha net olarak Türkiye bağımlığıkalrı da sergilenmektedir. Ancak, başka bir konu daha var: Anayasa referandumu da var. Sakın öyle önemli yasaların deyişeceği veya sistem reforumlu yenilenmelerin olacağını anlamayın: tam bir klasik bizlik uyumlu refarandum söz konusu. Üst yargıç sayısının artırılması referanduma sunuluyor. Hiç olmaz sa araya birkaç madde koyup tartışma yapılacak ve deyişimin de biraz anlamı imajı konulması gerksinimi dahi karşılanmadı. Neymiş; üst yargıçlar yetersiz olup iki katına çıkarılma deyişimi referandumu yapılaacak. Buna bilmem ne demeli?

Elbet, duyarlılık olsa, konulara karşı normal ilgi oluşturulsa, bu konu deyişik açılardan konuşulur. Ama, öyle bir içi boş denecek konu kondu ki gündemde ollmayan konuyla basit gibi gelecek deyerle halkın karşısına çıkıldı. Kimse bana bunun önemini anlatmasın. Yargıç sayı artıma konusunu elbet konuşmam. Ama, adını hem de anayasal deyişim şekliyle tek ilke yapıp referanduma sunarsanız, birçok başka konular görmezden gelinirse, bunun cidiye alınmasını da beklemek elbet yanıltıcı olur. Nitekim, arada bir söylenen deyişim referanmdumu karşılık bulmuyor. Sadece, giderek yaklaşan seçimle birlikte referandum da duyulunca, kimisi de merak edip yanıtını bulunca da, insanlara fantezi gibi geliyor!

Dilelen tartışma ollmadığı gibi sanki normal evet gibi de kolaycılıkla geçirme beklentisi de oluştu. Oysa, tüm meclis partilerin birleşip deyiştirilmek istenen anayasanın nasıl gizletilmeye çalışılan önemli bağımlı maddesiyle birlikte, ortaya çıkınca, hayırın nasıl çıktığı dersi de vardır. Hatırlatacağım öteki anayasa hikayesi de şu: Türkiyede yapılan ve bu günkü rejimin oluşumunda önemli katgı yapan Türkiye anayasa deyişimi, beklenmedik şekilde Yurt dışında nadir hayır denilen coğrafya K. Kıbrıstı…. Bunları unutmayalım.

Konuyla alakalı son söz: madem konu anayasa referandumu olup gündeme taşınmaya çalışınılıyor, yargıç sayısıyla da sınırlatılıyor; ozaman şu soruyu sormak da hakımız: örneğin ikibinler başından beri olan Cumhur Başkanlık trilyonluk saray yolsuzluğu neden hala yargıda ileriye taşınmıyor? Buna benzer birçok olay vardır. Bir de tersinden, verilen bazı önemli kararlar vardır. Hele de Linç Afrika olayında hala ileri getirilmeyip unuturanlar da mevcut. Yargı konuşulurken, kaçınılmaz olarak övgü kelimlerini bir yana, yanıtlanması gereken önemli davalar da vardır. Genel boyuta gelince, “neden sadece yargıç sayısıyla da sınırlı tutuluyor”? Saray yolsuzluğu senelerdir hasır altı edilirken, yolsuzluktaki kişilerin daha nelere kadim olduğunu da hepimiz biliriz. Onun için bu yanıtları da tekrardan referanduma beş kala tekrardan sormak da görevimiz*****

Seçime günler kaldı. Tüm uğraşlara karşın ilgi az. Bu arada iyi niyetli Türkiyeden bazı gazeteciler, sanki burası normal kurallarla işleyen ülke gibi de bilgiler vermeye çalışıyor.Son olarak, benim de ençok takip etiğim gazetelerden Atila Aşutun yazısı pPazar günü bu konudaydı. Anladım ki anlatılması gereken çok konu var.

Ayni süreçte buradaki aday 11 kişiden 6 tanesi yeniden ekranda tartışır gibi yaptılar. Bu defa Tatar yerine Akıncı katılmadı. Gerekçeleri artık beni alakadar etmeyecek noktayı çoktan aşıldı. Şu gerçekler tekrar tekrar sırıtıyor. Adaylar, sanki elerinde yetki varmış gibi davranıp konuştular. Öyle ki Akdeniz gazından Maraşın açılmasına veya görüşmelerde tavır koyma gibi konularda dolaştılar. Krevatlarıyla da imaja oynadılar. Özne oldular, vizyonu bolca söylediler, yetkilerini ve yapacaklarını kurguladılar. Kendilerinin övgülerini sıraladılar. Oyuncu olacaklarını veya gaz konusundaki hamlelerini ısbatlama peşindeydi. Daha içeriğini söylemeden parametlreler, federasyon iki devlet laflarını türlü salataya çevirdiler. Ama, hayatın gerçeklerine de deyinmediler.

Ayni anda bu defa eğitimin de nasıl Onlayn sisteminin de Türkiyeye teslim edildiği Protokolu da övünçe duyruluyordu. Ekrana çıkan krevatlı liderler hepsi şu deneyimden geçti: hükümet oldular,muhalefet yaptılar. Türkiyenin talep etiklerini imzaladılar. Bir farkla, sol geçinenler “biz yaptık” derken, sağdakiler Türkiye ile dayanışma adına savundular. Sol sağ farkı K. Kıbrısta böyle. Hepsi, koltuğa nasıl gelip gitikleri de malumumuz. Hat ta, son dörtlü hükümetin bozulmasında Tufanın dahi haberi olmadı. Hükümet bozdurtulduğu halde “paketi imzalıyoruz la” krizin olmadığını meclis kürsüsünden savundu.

Kelimesel farkla, ama uygulamada Türkiyeleşme gerçeği ile politik sığ alanda oynanıyor. Hem CTP solu ret ederek ve sol kanatı tasviye ederek koltuklara gelirken, Akıncının da ilk hamleyle sol kanatı atışı ve öteki uygulamlarla adeta teslimiyeti yazdılar. Türkiyenin paketlerini imzalayanlar, Dünya bankasının prokramlarını savunan sol gerçeklik uygulandı. Daha sayalım mı: son İsviçre macerasını anımsayın: Çavuşoğlunun sazı ele alışı, Akıncının demeçlerini hatırlayın. Ama şimdi sol oyları alma adına da “federasyon” deniliyor. Kendilerine saldıran ve kendine çeken Türkiyeyi deyil de Rumlara veriştirme de genelekseleşen teslimiyet K. Kıbrıs yapılanışın siyasetidir. Hala Akıncının federasyon istediğini söyleyenlere veya Tufanın ayni eksendeki dolaşımına bakarsanız, bildik federasyonun çok ötesindedir. Nitekim, Akıncı da şimdiki CTP kesimi de bu görüşü savunanları dıştaladılar. Akıncı ta baştan KKTC yüceltmesine sarıldığı ne çabuk unutuldu. Doksanlar başı yapılan itifak!

Bir hafta sonra seçim olacak. Gerçekten ilgi az. Zaaten farkın ne olduğu da net deyil. Bazı sözler denilir: Ancak, içerik boş. Üstelik Türkiye politikasına bakarken, AKP gerçeğinden kopmamak şart. Oradaki devlet dönüşümünü, rejim deyişimi unutursak, ötekileştirme tavrını görmezden gelirsek işler karışır. K. Kıbrısta Türkiyeleşme çabasına karşın yine de ayrıştırma tutumunu da birlikte ele almak gerekir. Hepsi Türkiyesiz olmaz ve ona yaklaşmak istiyorlarTeccrübeleri gösterdi ki kotuğa anacak bedelsiz bu şartlarla gelinme şansı vardır. Ozaman da su sıkıntısı bir yana elektrik de Türkiyeden gelsin bağımlı türküsü gayet güzel okunur. Bunları hala klişeleayrıştırmaya devam edilir se ayni yanılmaya düşmeye devam olunur.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin