Savaş politikalarıyla bir yere varılamaz. Krizler ve olaylar yaratarak da bir ülke devamlı aynı pozisyonda kalamaz. Ekonomik sürdürülebilirliğin de aslında siyaseten huzurun sürdürülmesiyle önemli olduğunu bir istikrarın olması gerektiğini söylemek gerekiyor. Şu anda Türkiye’nin hem çevre ülkelerle, hem AB ve diğer ülkelerle çatışma içinde olmasından dolayı istikrarsızlığın yansımasının çok olumsuz olacağı belli değil mi? Üstelik Türkiye, 90 yıllık bir politikayı terkederek artık çatışmacı ve kavgacı bir politika uygulamaktadır. Tabi ki bunun Özellikle Türk ekonomisine yansıması da oldukça olumsuz olmakta ,Türk halkı da TL kullanan bizler de, maalesef olumsuz yanlarını görmekte ve etkilenmekteyiz. TL’sının döviz karşısında son birkaç aydır değer yitirmesine sebep olan, son zamanlarda Türkiye’nin Libya, Suriye, Azerbeycan ve Irak’taki operasyonları, bu operasyonların etkisiyle maalesef Türkiye’de zaten geliri az olan Türk insanının daha da ekonomik sıkıntılar çekmesidir. Hiç detayına, derinine kaçmadan ve de olumsuz etkileri düşünülmeden kararlar alınmakta, politikalar çizilmekte ama daha sonra bunların vebali de büyük olmaktadır. Çünkü çoğulcu demokrasi ortadan kaldırılmış ve geleceği demokratik olarak tartışarak görme olanağı ortadan kaldırılmıştır. 2200 TL’lik asgari ücretle geçinmeye çalışan Türk insanı, maalesef daha da büyük zorluklarla karşılaşmaktadır. Artık aileler geçinememekte, ev kiralarını ve çarşı paralarını veremez duruma düşmektedir. Artık bir kilo ete bile hasret kalıyor insanlar. Sosyal patlamalar çoğalmakta, intiharlar artmaktadır.
Türkiye halkı, belli bir egemen elit kesim sırf rahat yaşasın diye tek adamlık rejimi, zayıflatılmış bir parlamento ve de yargı, yasama ve yürütmenin tek bir adamın hegemonyasında, onun iki dudağından çıkacak emirlerle yaşamaya çalışmakta, ne içte ne de dışta huzurla karşılaşmaktadır. Hapishaneleri dolduran aydınlar ve gazeteciler, işlerinden mağdur olmuş işçi ve emekçilerle, üstelik huzursuz bir ortamla, her şeyden mahrum, kabus dolu günlerle karşı karşıya kalmaktadır. Üstelik tek adam savaşa da karar verirse memleket ister istemez savaşı da yaşamak mecburiyetinde kalacaktır.
Türkiye’nin de, bizim de acil olarak demokratikleşmeye, döviz karşısında eriyen bir Türk lirası değil, daha da istikrarlı bir ekonomi, siyaset ve de hukuk düzeniyle tamamıyla evrensel hukuk ve insan haklarıyla bezeli bir ülkeye ihtiyacı vardır. Her iki ülkedeki istikrar için, siyasetten ekonomiye kadar acil demokratik ve ekonomik reformlara ihtiyaç vardır. Kuzey Kıbrıs da alt birim olmasından dolayı Türkiye’nin huzursuzluklarından çok etkilenmektedir.
Ne biz ne de Türkiye halkının bu kabusları yaşamamıza bir neden vardır. Türkiye demokratikleşmeli, evrensel hukuka kapı açmalı, Kıbrıs’ta da bizler acil çözüme gitmeliyiz. Bu şekilde kabuslar içindeki bir hayat layığımız değildir.