yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGiderken, gelinirken ki Amerikan sarsıntıları – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Giderken, gelinirken ki Amerikan sarsıntıları – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Şaka deyil: yaşanan gelişmeler dünyanın süper gücünde gerçekleşiyor. Sarayın elde kalması için parlemento baskınına varan hamleler oluyor. Seçim bitip, sonuçlar netleşirken, bunları yok sayma adına hem hamleler yapıllıyor hem de yeni liderin kucağına ateş topları atılıyor. Bunlar çoğunun rüyası ve fon tırtıklayıcıların Amerikasında gerçekleşiyor. Dünya merkezi oluşu, konunun birinin gidişi ötekinin geliş dönemecinde olması da konuşturacak çok olgu üretmektedir. Bunlar, direk dünyada da etkielri olacaktır. Baydının geleceği ve neyi taşıyacağı net deyilken,Trump giderken kendinin ne olduğunu anlatan kalıcı tavırlar sergiliyor. Dahası, Trump hala anlamayan kafalara, Amerikan gerçeği yanına orada önemli kitlesel destekli milis paramiliter hareketle beslenen faşist gerçeğini de haykıran eylemelerle göstermektedir. Çoğu şaşkın olsa da yaşanan Amerika ve özde Emperyalizmin günümüzdeki aşmazıdır…

Özellikle ikibinden itibaren ezberci ve çıkarcı deyil de Amerikayı Amerika gibi gözlenseydi, bu sonuçlara da hayret edilmezdi. Zaten, trilyonlarca Amerikan sermayeli destekle Trumpun seçilmesi bunun net kanıtıdır. Belirtiğim gibi ikibinden itibaren izlense bunlar hiç de tesadüf olmadığı anlaşılırdı. Algorun seçimi aldığı, 24 bin Florida oyu sayılmayarak seçimin Floridada Buşa verilip Algorun yenilme macerrası birçok mesajı veriyordu. Doksanlar sonu hazırlanan ve Ortadoğu projesinin de olduğu planı veya genel stratejiyi Klintın ret ederken, Algor da ret ediyordu. İlgili strateji uygulansın diye oyların en yakın olduğu Floridada kısa bölümü saydırtılmayarak Buşa kazandırıldı. Nitekim, sonradan makinenin saymadığı oylar da sayıldığı zaman Algorun kazanacağı da anlaşıldı. Amerika ikibin ile çalınmıış seçimle yirminci yıla veda ediyordu.

zaman mahkemelerin oyalamaları ve devletin kabullenme tavrıyla Amerikan tarihine “çalınmış seçim” olarak girdi. Zaten, böylesi seçimle de genelde Avrasya stratejisiyle Çinin uzun zamanda kuşatılma planı hem de kule saldırılarıyla başka kuşkulu dönemle de yürürlüğe sokuldu. Bunları hep zamanında yazıp çizdik. ****

şimdi seçim sonlandı Geçiş dönemindeyiz. Giderayak Trump mümkün olan her türlü sabotajları ve kendi siyasal kalıclaşma hamlelerini yapıyor. Elbet, seçimi de geçersiz kılma adına parlementodaki sembolik oylamayı dahi yaptırmayarak sarayda kalma adına parlementoyu dahi bastırdı. Bunlar genel sistemin süper gücündeki yaşananlardır.

Turump, giderayak neler yaptı neler! Yandaşlarının babzılarına af çıkardı. YOlsuzlukcudan öteki suçları yapan birokratlarından hukukçularına dek bazı kişilere af çıkardı. Buna karşılık da idamları onayladı. Böylelikle iç denklemde yandaşları desteklerken, yetkisiyle idamları da tetikliyordu. Dış politikada ise Yemen savaşına, irana anbargolar ve suikslar, birçok ülkeye baskılar, Venezuyeladan Kübaya yeni baskı önlemleri gündeme soktu. Bunları Baydının kucağına ateşten top olarak brakıyor.

Yine Amerikanın dışında Ab hem Rusya hem de Çinle ekonomik anlaşmalar gerçekleştirdi. Çin, Amerikan yanlısı ülkelerin de olduğu 16 devletle Pasefik ekonomik piyasa anlaşması yaptı. Oysa, Baydın Rusya ile rekabeti artırma ve baskı uygulama, Çinle ekonomik mücadeleyi tırmandırmayı planlıyor. Bunlar önemli çelişki. İçteki kırılmalar bir yana, parlementoyu basan eski başkana karşı koyacağı tavır da önemlidir. Amerikan kurumları eğer yargılamadan bu süreci geçiştirirse, oldukça emsal hareket olma şanslarını da artıracaktır. Zaten, Trump tavrı aslında ülkede yükselen ırkçılık politikasının devlet içindeki etkileriyle birlikte geleceğini de belirleyecek sorularla doludur.

Baydın için çok beklenti oluşturuluyor. Trump ise giderayak elinden geleni yapma tavrındadır. Üstelik, hala elinde nükler silah şifresinin çantası bulunmaktadır. Bir anlamda devlet gitmekte olan başkanın yapacağı olumsuzlukları engelemek için çaba harcamaktadır. Vaşinktonda yemin döneminde olağan üstü durum ilan edildi. Çünkü işin şakasının olmadığını parlemento eylemleryle yaşandı. Böylesi süreçte Amerika pek görülmedi. İki Azil kararla ve senato beklentileri altında Trump dönemini kapatmaya çalışıyor. Bir yandan da Baydına uğraşacak sorunlar brakıp öncelikle onları tamir etme sürecine yağmasıyla prokramını ileriye ertelemesini de sağladı. Son Küba kararı ve yemen de Husileri teörirst ilan etmeler, sanırım Amerikan gelişmelerindeki tehlikelerin ne olduğunu tekrardan gözlerin içine sokuldu.****

Baydının sermaye temsilcisi olduğu, bazı açıkladığı kararlarla de kurumsal tavır yanında özellikle Rusya ve Çine karşı koyacağı politğikayla soğuk savaş tipi uygulamaları yaşamamız olasıdır. Emperyalizmin insancıl olmayan sermaye eksenli stratejileri ne yazık ki şimdiden işaretlerini veriyor. Trumpun faşistleştirme hamlelerine ne denli set koyacağı ise soru işaretlidir.

Tam da bunlar olurken: K. Kıbrıstan bazı foncu gazetecimiz ile kendine deyişik yumuşak simge koyan kesim Baydının önceliğinin Kıbrıs sorunu da olduğu sözlerini sarfetmeye başladılar. Özellikle hiçbir hamle yapmayan, sistemle kucaklanıp unvan sohbetli kesimler, sanki Amerikaya gitmek veya onlarla konuşmayla kafalarındakileri dda ekliyorlar. Baydın masasına Kıbrıs sorununu da koydu. Çünkü ne acıdır, son gelişmelerde pek laf edemiyenler,kendileri bu amaca yönelmekten kaçtıkları için, Amerika vasıtasıyla Kıbrıs sorununa müdahale edilip de çözüm gelecek umuduyla mersedeslerinde gezmeye devam ediyorlar. Oysa, Baydın sadece Trumpun son braktıklarını süpürmek iiçin dahi önemli zamana ihdiyacı olduğu kesindir.

Herkes, Baydına yararlanma peşinde. Hat ta umut pompalayıp sorunları çözme takıntısında. Halbuki Baydının dahi söylemedikleri hamleleri de abartarak vurguluyorlar. Obama dönemini yaşadık. Daha önceleri de Klinton. Gördüklerimiz de malum. Sistemin Emperyalist yönünü gözden kaçırırsak, hele de Kıbrıs üzerinde olanları yok sayarsak, ozaman Baydın gazını çıkarıp gürültü yapınca kapacak kitleler de bulunur. Ama, net olan; sistem krizde her yönüyle de derinleşiyor. Ekonomiden sağlıya her alanda çöküş var. Çürümüşlük iklimlere dek yansıyor. Bunlar olurken de Amerikada olanlar da malum ken elbet bir şey yapılmaz sa başkası gelip sana barışı teslim etmez. Hele de işbirlikçileri de buradaki koşulları ABD lehine tepsiyle sunarken. Bakalım, birkaç gün kala Trump Baydına Beyaz sarayı nasıl teslim edecek?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin