yaklaşımlarAlpay DurduranNereden bulmuş diyeceklermiş – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Nereden bulmuş diyeceklermiş – Alpay Durduran

Yeniçağ podcastını dinleyin

Nereden buldun diye sorup vergi tarh edecekler ve zor duruma düşen salgın önlemlerinin bir az olsun ferahlatılmasına kullanacaklarmış!

Sömürge dönemini lanetle anarlar ama milli yönetime kavuştuktan sonra düşürüldüğümüz duruma bakalım. KKTC kurulmadan başlayan ganimet kavgası ilk vurgun zenginliğini teşhir etmişti. Tabii birçok sıkıntı yaşanıyordu ve yönetim mali sıkıntı içinde idi. Vergi içinse direniş görülüyordu. Devlet kadroları hızla dolduruluyordu ama yetmiyordu.

Eski sömürge devri memurları içinde sömürgenin kurallarını bilen ve uygulamaya katılıp deneyim kazananlar ya vurguna katılmışlar ya da görevlerini yapamadıkları için şikâyet eden ve etraflarına dert anlatmaya çalışan kişiler idiler. Açıkça dinlenmemenin acısını çeken rahatsız insanlar olmuşlardı.

Radyolar emekliye sevk edilenlerin haberleri ve yerlerine atanan yeni yetmelerin şişinerek verdik demeçlerle dolu idi. Memur sayısını bizimkinden iki kat büyük nüfusa dolayısıyla iş hacmine sahip olan Rum toplumunun memur sayısı ile kıyaslıyorlardı.  Amma çok memur çok atama olunca atananları kendine borçlu yapmaya meraklı siyasi cambazlar da devreye girmişlerdi. Siyasi partiler de bu arada dayanışma arayışında idiler.

Eski memurlar General Order (genel kurallar) denilen birleştirilmiş yönetim kurallarıyla yetişmekte idi. Yıllar sonra İngiltere’de yapılan araştırmalarla “İmparatorluğun en hayırlı evladı” diye tanımlanan o devrin memurları işten uzaklaştırılıp yasa da kaldırılıp “daha çağdaş” dedikleri “kamu görevlileri” yasası kondu.

Şimdi para yetmezliği ortaya çıkınca para bulmak için önce servet vergisi düşündüler çünkü servet edinenler var ama devlete para yok. Etrafta da aç olan ve olacak olanlar var “geçir bir kararname anayasaya aykırı da olsa kararname ile dayat, olmazsa bile çabaladın desinler” denemesi yaptılar olmadı!

Gazetelerimizin en çok satanı bile “nereden buldun” yasasını anımsadı. TV yayımlarında vergi kaçağını anımsattı ve vergi incelemesini “yasal yetki var” diyerek önerdi. AB destekli vergi kaçağını saptama anketlerinde de görülen kaçak hedef gösterildi.

O sömürge döneminde vergi incelme hakkı 12 yıl geriye götürülürdü, çok görmüşlerdi. 6 yıla indirdilerdi. Servet beyanı siyasiler dahil her memur için mecburi idi ve ikinci dereceden akrabalara kadar uzanan aile için de beyan mecburi idi. Ancak İngiliz ahmak değildi. Onun için beyanı verenden servetinde değişikliği de zamanında bildirme, (yetmez) servetini yatırdığı yerden de ilk amirine bankalardan, tapudan ve benzer kaynaklardan değişiklikleri onun amirine bildirme zorunluluğu getirilmişti.

Denktaş yıllarca nereden buldun yasası geçirilmesini engellemişti. Ama baskılar sonucunda kendi hariç izin vermişse de sonra servet değişikliklerinin bildirilmesi usulünü düzenlemeyen bir yasa geçirilse de kimin bildirimi görme hakkı olduğu belli olmayan yasa unutulup gitmişti.

Şimdi merak uyandırdı. Makalelerde de savun uluyor ama neden ve nasıl o yasa ortadan kalktı diye merak eden yok. Arşivi olmayan bir devlet, siyasi partiler ve milletvekilleri… Tam komik bir devlet. Siyasiler dahil servet beyanı alacak ve vergi tarhı yapılacakmış!

AB destekli anketler düzenlendi ve servet sahiplerinin örgütleri vergi kaçağını anketlerle saptadılar. Yüzde seksen kaçak izi buldular. Bu arada makaleler yazıldı ama eskiden 12 yıl geriye gidip vergi tarhı yapma hakkı veren yasa vardı, ona ne oldu diye araştırma yapan olmadı. Şimdi kaç yıl geriye gitme hakkı olduğu yasaya bakıp açıklanmadı. Yani laf olsun diye makaleler yazıldı çene işletildi.

Baştan kokuşmuş ve resmi incelemelerle korrapt (yoz) diye nitelenmiş bu düzende eleştirenler de umutsuz olduğu için yüzeysel eleştiriler yapmakla yetinirler.

İngiliz sömürgeci burada olmasının amacına hizmet etsin diye yönetimi işletti. Vergi kaçıranın sonra ne halt edeceği belli olmaz deyip serveti izlemeyi görev bildi. Memuru halkı yolarsa ayaklanma olur diye bilirdi onun için memuru izledi. Hukuk olmazsa huzur olmaz deyip hukukunu da yaptı. Her memurun görevini yazıp eline verdi ve yapılanı kaydettirdi.

Kıbrıs asayişi en iyi Akdeniz ülkesi olarak ün yaptı. Parası en istikrarlı para idi. Asayiş ile halk övünürdü. Pencere açık uyurduk denilirdi.

Şimdi bir değil iki milli devlet hatta iki ana iki yavru dört devlet ama hal pür melal!

Tek bir iş tanımı kalmadı. İş yapanla kaytaranı kaydeden de yok ayıran da yok.

Tam bir dert olduk dünyanın başına! Savaş tehdidi kapıda özür dileyeceğimize payımızı söke söke alacağız dediğimiz paya da sahip çıkıyoruz!

Sorumluluğumuzu olsun yüklenelim.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
357AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin