Defalarca tekrarladığım temel koşulu, uzun uzun yeniden yazmayacam. K. Kıbrıs Türkiye ilişkilerinin niteliğine yeniden deyinmek istemiyorum. Herkesin bilip de bilmezliğe vurup anormallikleri normal gibiymiş davranışına dokunmayacam. Bunları zaten kabulensin kabullenmesin, her sıkışılan ortamda resmi olmayan alanlarda herkes söyler. Sorun, bununla yüzleşmek istenmemesidir. Yerleşen koşulların kuralları yaşamın direk içine işledi. Uyarmak istediğim, son dönem gelişmeleridir. Yine birileri “zmanımı” dese de ben çoktan gelip geçtiğini söyleyecem. Türkiye K. Kıbrıs yapılanış şekli, kaçınılmaz olarak Türkiyedeki her yöneliş buraya da yansır. Buda kanıtlandı. Buna da dokunmayacam. Hele salt burdaki talimatla yöneten, benzemeye uğraşan, acemiliklerle onu da yüzlerine bulaştıran işbirlikçi kararlarla da oyalanmayacam. Ele alacağım, varılan nokta ile yeni biçimlenmekte olan tehlikeli yolda olduğumuzun uyarısıdır.***
Son günlerle yetinecem. Geçen hafta sonuna doğru Türkiye Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay adamıza geldi. Ayni dönemde ortaya çıktı ki TRT de resmi idolojideki kültürel hegemonyayı sağlamlaştırma adına burada dizi çekmekteydi. Olanları önceki iki makalemde yorumladım. Fuat beyle bir önemli sarray makamcısı da geldi. Fahretin Altun* iletişim sorumluluğu gibi bir ünvanı var. Probaganda konusundaki yeri ile konulan sansürlemelerdeki katgısı Türkiyede gayet iyi biliniyor. Belli ki direk kendisinin gelmesi, oradan talimatla bazı işleri yapmaktan sa buraya vasıl olması, bazı imajlı işlerin de olduğu kesindir. Yapılan anlaşmaların boş imzalı şeklini duyduk. Merak fazla olmadığı ve yüzüstü kavrama düşüncemiz nedeniyle içerikler deşilmedi. Fakat, başka bir gerçeklik de deşilmiyor. Bizim son koltukçularla yeni bazı durumlar da yaygınlaşıyor. Taklit ve işbirlikçilik yakınlaşmaların biraz da acemilikle ele verişinin resmini yakalıyoruz.
Türkiyede tek adam rejimine geçildikten sonra, sık sık her açıklamada şunu duyarız: “Cumhurbaşkanımın talimatıyla, desteği ile gerçekleştirdik”. Ersin Tatarın döneminden bu vrgular gelişmeye başlandı. Makamcıların “başbakanımın talimatıyla, Türkiyenin yardım ve destekleriyle” cümleleri dilden dökülmeye alışılmaya uğraşıldı. Elbet, Türkiye kelimesiyle yardım ve destek hep tamamlanan açıklama cümleleri olma ezberine geliyor. Hatırlarsınız, irsen Küçük döneminde giderek makamcılar Besmele çekerek konuşma yapma uygulaması da yerleşti. Topa vururken dahi besmele deyip Ya kelimesini de başa koyarak çok açılış, konuşma başlangıcını duyduk. Şimdi, o beşmeleri ençok çeken makamcının hayatında besmele çekmediğini söylesem, kimseye tuhaf gelmez.
Fahretin bey adamıza geldikten sonra, ilginç iletişim medya konusu da yaşandı. Muhalefet liderlerinden Tufan bey, krevatını takıp, ekibini alıp basın toplantısı yapar. Aslında yumuşak cümleler kulandı. Önerileri ise basitdi. Danışmanlık yapmak, ortak kriz yönetmek gibi muhalefetin temelini oluşturmayacak öneriler yaptı. Yine de yaranamadı! BRT bu basın toplantısını akşam haberinde vermedi. Doğal olarak CTp konuyu kınadı. BRT yanıtında ilginçlik şurda, konunun ilgisi içinde bir cümleyle yanıtlayacağı yerde, hamasetli, abartılı kendini överek, yaptığının özürünü dilemeden “hata” kelimesiyle geçiştirildi. Bu tesadüf mü bilmem! Çünkğü, Ersan Erhan ve Ersin beyler konuşmalarında önce epey bir hamasi nutukk ile kendi kendini övme sonrasında konuyla alakalı birkaç kelime etme deneyimine sık sık baş vuruyorlar. Böylelikle dinleyenin sıkılarak sonradan açıklanan kararın üstünde durmayacak durum yaratılmaktadır. Dikaat, ayni yöntemi AKP kesimleri Türkiyede uzun zaman gerçekleştirmektedir. Öyle gerçekleştiriyorlar ki kendilerini övme, muhalefete saldırma içerikli konuşmanın uzunluğundan sonra kısa birkaç cümle ile kararlar açıklanır veya konu hakında bilgi verilmektedir. Tabi ki muhalefete karşı kulanılan dil de oldukça küfürlüdür. Son Erdoğan konuşmasında olduğu gibi Kılıçtaroğluna “terbiyesiz” diyecek derecede konu genişletildi. Oysa, Kılıçtaroğlu son operasyonla açıklanmasını istediği beş soru sordu. Erdoğan da buna karşılık dile alınmayaca diplomasiye uygun olmayan kelimelerle hitap yaptı. Zaten yeri geldikçe CHP “pislikler, çirkef” demekten çekinmiyor.
Bu örneği neden verdim, Tufan basın açıklaması yapatıktan sonra BRT bu basın açıklamasını vereceği yerde, ekrana Ersan hazretlerini çıkarıp hem de CTP ye veriştirme deneyimi gerçekleştirildi. Türkiye takliti ile Erdoğana beyendirme tutumları böylesi acayip bir tutumlar dizisine tanık olmaya başlıyoruz. Ersin döneminde geliştirilmeye başlanıp, şimdi Ersan beyle Erhan katgılı bu durum, yetersizlikle işbirlikçi teslim kanıtlama ikileminin yansıyan siyasal duruşudur. Tehlikesi, apolitik olan K. Kıbrısta bu işlerin daha kolay yapılma koşulalrının olmasıdır. Hele de tehlikeli gidişe hafife alıp da gülüp geşme duruşları da kolaylaştırma yaratmaktadır.****
Türkiyede gerçekten belirli siyasal denemeler yapılıyor. Tek tek olayla kalınıp, bunları da görmek istemeden geçilecek gibi deyildir. Üstelik, son ırak Gara dağ operesyonu olaylarıyla da sızılan genel gidiş, oldukça tehlikelerle doludur. Türkiyede AKP rejimini hem ayakta tutmak hem de siyasal hedefini geliştirip kalıcılaştırmak için doğal olarak elinden geleni yapacağınmın sinyallerini hep veriyor. Bir başarı hikayesi de arıyor. HDP kapatılma hamleleri, ırak, Kuzey Suriye ve Libyada yapılanlar. Bunlar gerçekleşirken çoğu Türkiye kamuoyunda duyulmuyor. Son ırrak Gara olayında önceden müjda ilan eetme hazırlığı da adeta konunun tek olmadığının kanıtıdır. Anti Kürt, bölgesel güç olma, TC devletinde son dönüşümleri gerçekleştirmek,hepsi savrularak yer arıyor. Anayasa deyişimi, HDP karşı saldırı, CHP suçlamalarla geriletme, girilen ülkelerdeki belirli topraklarda defakto yapılar kurma ve hepsinin toplamında TC konusunda kendi gerici Yeni Osmanlı oluşumu hepsi siyasal proje olarak uygulamada. Örneğin, APdulhamitin torununun istanbulda Ayasofyaya kendi bazı fesli kesimlerce Şehzademiz diye yürünmesi konunun öyle basit olmadığını gösteriyor.
Bu bu özetlediğim gelişmler ve burada taklitle uydurma, öte yandan teslimiyete devam anlaşmalarla aslında yarının hedeflemelerini kanıtlamaktadır. Ersan ve öteki E E bunları deyil alacakları koltukla kendi kendilerinin yerini düşünmektedir. Tüm teslimiyetine ve uyumuna rağmen nasıl ki KIlıçtaroğlu yaranamadıysa, öteki UBP adayları da hışımdan kurtulamadıkları gibi, teslimiyetin kalıcılaşma koltukçuluğu olamaz. Denktaş bile onca cefasına rağmen en kritik dönemde saraydan uzaklaştırıldı. Bu dersi işbirlikçi teslimiyetçiler unutmasın. Bir de UBP son operasyonu ile işbirlikçi olmak yetersiz demek olmadığının da acı örneğidir. Uarım tüm bu olanlardır. Herkes anlamak istemez se ayrın bu günelri de ararız.