yaklaşımlarÖzkan Yıkıcıİtirafnamelerle kıvırtma becerisi – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

İtirafnamelerle kıvırtma becerisi – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Gerçeklerin önemli iki gerçeği oluşur: birincisi, gerçeklerden ne kadar kaçarsanız kaçın, bir gün mutlaka karşınıza gelir. Geç gelen gerçeklik ise oldukça daha fazla acıtııcı olmaya adaydır. İkincisi, yaşanan gerçekleri siz söylemekten kaçarsanız. Zamanı deyil zırhıyla örterseniz, birgün gelir umadığınız birielri bunları kendi dilediği şekliyle söyler. Siz de kaçtığınız için şaşkınlıkla nerelere sığınacağınıza karar veremezsiniz. İkinci gerçekliğği Pazar günü net şekilde tanık oldum. Saminin prokramına katılan Serdar Denktaş yine kendi bildik tutumuyla bu dersi verdi.

Sami Serdara sorular sorup hüküümet çizgisinde haklılık algısına yönelirken, Serdarın yanıtları Samiyi dahi şaşkınlaştırmaya yetiyyordu. Jet sgandalından başlanılan ve devamında öteki sorunlara uzanıp saray masalıyla yapılan soru yanıt konusunda, Serdar yine basit gerçekle günbdem oldu. Çünkü hala önemli kesim tüm yaşananlara ve göstere göstere vurgulanış şekilerine rağmen Serdar net şekilde “yukardan birileri müsaade ederse, birielri istediği için oluyor” yanıtıyla direk Türkiye yetkisini gösterdi. Oysa, Sami hala “savcılık, hükümet” gibi sorularla, olayları daraltılarak resmen gerçeklerin özünden kaçırmaya uğraştı. Serdarın “raporun kendisini ben okudum. Devamı gelmeyecek. Bazı görsel görüntüelr silindi” yanıtlarına karşın, hala Saminin “savcılık” sorusuna “Yukardaki” yanıtıyla karşılık verdi. Sami bocalarken, olayı içeleştirip şöylesine “ince bardaklılar” noktasına dek ancak genişletirken, Serdarın örneği net şekilde yanıt gibiydi.

Siyasal önceliğindeki katıldığı bazı gelişmelerde,  Taşkentin ona “karışmamasını, yukardakinin böyle istediğğini” söyler. Serdar da “en yuıkardaki bbabamdır. Ben de onunla konuşup halederim” deyince, Taşkentin” daha yukarısındaki” deyince, K. Kıbrıs gerçeğini anladığını söyler. Oysa, bu gerçekleri hele de kendine özgür basın etiketini de koyan Sami gibi gazetecilerin, Serdardan çok daha net şekilde belirtmesi gerekiyordu. Gelinen ilişki ağındaki paradoksun kenndisiydi. Hem söylememe hem de özgür demokrat olmanın kısgacıdır.

Pazarın bu esintisiyle korona cenderesinde şöylesin durdum. Ama, gerçeklere daha önem veren Avrupanın haberleri Pazartesi için oldukça ders vericiydi. Atanan LÜ prefesörün niteliği, en basitiyle sabıkalı olup hapis yapması. Tahsin Ertoğlruloğlunun da içinde olduğu ve binası dahi olmayan ünüversite diploma sgandalı, yetmediyse bazı uygulamalardaki tutum la yurttaşlık hikayesindeki ipek gibi linçcilerin oluşu ülkenin manzaraları için oldukça fazla örnek oluyor gibiydi. Oysa bunlar bile az geliyor. Hele de koridorların yurttaşlık almak için doluşan insanlarla, gelmekte olan Kıbrıs görüşmelerinin de bileşkeci çok acıtıcı olması gerekiyordu.

Derken, emeclis açıldı. Elbet ünüversiteye hem de vakıf nitelikli kuruma yapılan atama gündeme gelecekti. Hukuk, yasa, savcılık dendi: konuyla alakalı arıklı kürsüye gelince öylesine kendini anlatı ki onun melek gibi iyi görenlerin dışında ötekiler şaşırdı. Hem sabıkalı atamayı savundu hem de hotri meydanla yargıyı gösterdi. Yönetenin yanlışı ile yargı oyalamasını gayet güzel öfkeli sesiyle vurguladı. Klasik meclis kavgası yaşandı. Ceza alan, aday ollamayan şahıs, ünüversiteye rektör atanmasına engel olunamıyor. Basit gerçekliğimizin resmini çizdi. Ama hala “savcılık, yasalık” sözleri sığınma gerçekliğinin zırhında kalınıyordu. Dioploması binasız ünüversite dışişleri bakkanının da müteveli heyetli eğitin sektörlüğüne ise dityecek fazla söz kalmıyordu.

****

Sokkaklar ısınıyor. Hem açlık hem hamaset kokuyordu.Başbakan Lefkoşada aranırken, Ersan bey  ise Mağusada hastahane ziyareti yapıyordu. Ama memleket şahane. Ne diyordu son olarak Fuat bey: “bizde ne varsa, byurada da olacak”! teslimiyet paketiyle şartlı verişlenin hielerin yandaşa aktarma ekonomisiyle, demokrasicilik oynamak da mükemmel.

Bir soruyu tekrarllayacam: Mehmedaali döneminde bazı şahıslar yasalara uymadan temsilci yapıldı. Bunlar kimdi? Hani Türk cumhyuriyetleri temsilciliği ve sonrasında turizimm ile kitaba uydurtulan? Bu yanıt bazı tutumları da açıklamaya yarar. Şimdi bizim Arıklı ile TC Bahcelinin kongreleri geliyor. Bakın neler dökülecek.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin