Türkiye’de egemen Milliyetçi ve Dinci Totaliter İktidar, birbiri ardına pek de sürpriz olmayan İnsan Hakları Eylem Planı ve Demokratik Reformlarını açıklamaya ve yürürlüğe koymaya başladı. Beklendiği gibi birçok açmazlar içinde oldukları izlenimini de vererek artık Türkiye’yi sadece kaosa sokacak icraatlarla birbiri ardına açıklamalar yapıyorlar. Hem dıştan hem de daha fazla içten sarsıntılar da cabası…Aslında çöküş diyeceğimiz politikalar çoktan başlamıştı. Geçmiş senelerde birbiri ardına komşu ülkelere düzenlenen operasyon denilen saldırılar da bir iflasın dışa vurumuydu. AKP-MHP ve Tek Başkanlık Rejimi aslında içte de dışta da, belki onların yaptığı bazı sansürlerle göremediğimiz bir çöküş içerisine girmişti ama son “Gare” adlı operasyonla kurtaracağız dedikleri rehinelerin tümüyle ölümüne sebep olunca, örtünün veya perdenin düştüğü ve ortaya bir başarısızlığın çıktığı görüldü. Yani örneğin on sene önce Suriye politikalarında da başarısızlık yok muydu? Vardı elbette… Emevi Camisinde namaz kılınacak ve Suriye Esat’tan devralınacak, Suriye’ye demokrasi götürülecekti ama en gerici unsurlarla da işbirliği göze çarpmakta, bu unsurlara silah, insan ve cephane yardımları sırıtmaktaydı. Bunlar teşhir olunca da öfkeli bir tepkiyle bunları teşhir eden gazetecilere ve bir milletvekiline karşı nasıl davrandıklarını da gördük.
Mısır’da İhvan Grubuyla işbirliği yapılmaktaydılar ama Mısır da çökmüştü. Görülen Mursi’nin patavatsızlıkları ona olan halk desteğinin zayıflamış olmasıydı ve bunu fırsat bilen Sisi Cuntası hemen darbeyle müdahale etmişti. Mısır’ı da yüzlerine gözlerine bulamışlardı. Tunus, Libya derken daha da başka fireler… İstihbarat uzmanlarının Libya’da öldürülmeleri ve Libya’ya aşırı şeriatçı birliklerin transferi hemen Libya’da iç savaşın başlaması… Irak ve Suriye’den sonra Libya da düşman ülkeler arasında yer alıyordu. Hafter güçleri açıkça Türkiye’ye meydan okuyordu. Orada da ortalığı allak bullak etmişti Tek Adam Rejimi.
Birkaç gün var içte de HDP’nin kapatılması, Gergerlioğlu Sorunu ve Kadınların haksızlıklara uğramaması için uluslararası bir karar olup Türk Anayasasına giren İstanbul Yasası’nın geri alınması gündem oldu. Ardı ardına darbeler… Bu arada tabi ki Millet İttifakı da gene hem HDP konusunda İyi Parti’nin tutumu ve milliyetçi ırkçı politikaları ve de Saadet Partisi’nin İstanbul Kararını destekleyen açıklamaları ile fireler veriyor. HDP kapatılacak ve de HDP’ye giden oyları nasıl dağıtacakları planları yapılıyor. Aslında HDP’nin gerisinde altı milyonluk bir Kürt halkı desteği vardır.
Türkiye bu politikalar ve engellemelerle birçok olaya gebe. Bu açıklamalar devam ederken HDP eşbaşkanı Pervin Buldan’ın yaptığı bir açıklama ise daha da etkili oldu ve gerçeği de ifade etti:
“HDP’yi Kapatma kararı ile şu anda HDP’nin oy oranı altı milyondan 12 milyona çıktı, gazamız mübarek olsun”
Bence güne en fazla anlam veren açıklama da bu oldu. Türkiye demokrasisi zor bir sınav vermekte…
