Cumartesi günü bir iş için Mağusa polisine gitmiştim ki ne görsem beğenirsiniz? Polis binası bile o meşhur filim için tamamıyla sete çevrilmiş. Ön tarafta elinde sten tabancaları olan figüran polisler, gene park alanında da 1963 model araba ve askeri zırhlılarla donatılmış o meşhur filmin çekime hazır seti. Belli ki devlet olanakları da bu filim için hizmete konmuştu. Bu arada basında da “Bu film bizim tarihimizi temsil etmez !” feryatları yükseliyordu. Yani bu yeni tepkilerin çoğu da bana göre çok yüzeysel.1974 öncesi ve sonrasında sanki de ayıpsız ammesiz tarihimizi yaşıyorduk, ansızın bu film çıktı ve farkına vardık bozukluğun… Hiç baskıyla nerelere geldiğimiz ve de tepkisizliğimizden idare edenlerin kayıtsızlığı olmamış, durmadan vatandaş yazıp bu ülkenin siyasal irade canına okunmamış, geçmişi de geleceği de karartılmamış ama şimdilerde bilhassa son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra bu gibi olaylar azıtmış ve son cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yokoluyoruz…. Anavatanda olacaklar burada da olacak deniyor ama ne zaman olmamıştı ki? Güney Doğu’da Düşük Yoğunluklu Savaş sürerken burada çok mu acımışlardı resmi ideolojiye karşı olanlara. 1990’lı yıllarda şu andaki toplum modelini yaratmak için muhalefetin parti merkezlerinde ve muhaliflerin arabalarının altında hiç mi bomba patlatılmamıştı? Hele bir çizmeyi aşın sizi yoluna getirmek için tankları çıkarıp onlara bir servis verdirir ve yağlarız yollu sözler hiç söylenmemiş, muhalefete gözdağı verilmemiş, Alpay Durduran’ın arabası, YKP Merkezi bombalanmamış, yakılmamış ve de korku verilerek hiç mi ağızlar zorla kapatılmamıştı? Afrika Gazetesi kaç defa yakılmak istenmişti 2000’li yılların başlarında?
Hele hele 1983 KKTC ilanı sırasında birileri muhalif parti başkanlarına buradan sağ salim ayrılıp ayrılmayacağınız bilemem demiş miydi dememiş miydi? Bu toplumun DNA’sıyla şimdi oyanmamıştı? Bugünleri, yani tepkisiz günleri yaratmak için olmuştu tüm baskılar. Yani sıkışınca gene baskı yapmayacaklarını mı sanıyorsunuz? Avrupa Gazetesi’ne, yazarlarına ve de Şener Levent’e karşı linç tepkileri nedendi acaba? Hiç merak etmediniz mi? Tepkisiz toplumu yaratmak içindi tüm girişimler. Daha öncesinde buraya parti şubelerini açacak kadar cesaretlendirilmişlerdi. Şimdilerde bu filmin sonucunda da zaferlerini kutluyorlardır. Tepkisiz beniletilmiş toplumu yarattılar artık. İhanetler de cabası. Bu topluma öncülük edeceğim iddiasıyla ortaya çıkan ve mücadeleyi milletvekili olunca bitirenlerin meydanları terketmeleri de bu tepkisizliğin nedenlerinden biri değil miydi. Meydan boştu artık. Gelen ağam giden paşamdı… Oysa hem Cumhurbaşkanlığı hem de Başbakanlık elimize geçmişti. Rehavetteydik… Meydanı boşalttık. Boşaltınca da geriye milletvekilliği anılarımızdan başka hiçbir şey kalmadı.
Evet toplum tepkisiz. Tarihiyle de, psikolojisiyle de, cesareti ve kahramanlığı ile de oynandı. Geriye acil travmalı, yoğun bakımda bir hasta kaldı. İstedikleri gibi tarihi yöneltiyorlar. İstedikleri gibi hükümet yerine artık Ankara’dan Kıbrıslıtürkler adına demeç de verebiliyorlar.
Toplum liderlerinin, liderliğe ve öncülüğe koşanların bıraktığı bir kötü miras bu.
Tepkisiz bir toplum… Ve sonrasında istedikleri gibi herşeyiyle ama herşeyiyle oynamak. İstenen de buydu zaten…