yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGünün anlamlarıyla doğaçlama – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Günün anlamlarıyla doğaçlama – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yazıyı yazarken gün 23 Nisan dı. Cuma ikindini konuyu yazmaya başladım. Aslında, dünden konuyla alakalı makaleyi yazma olasılığım vardı. Fakat, istedim ki biraz da yaşananları da gözeterek, konuları daha somut ele almanın daha iyi olacağına inandım. Bu nedenle 23 Nisan günü konusunu Cuma ikindini tam da puslu hava etrafta sıkıcıyken kapalı evimde yazmaya başlamaktayım.*****

Bugün 23 Nisan Cuma. İlgili tarih betimlemesi birçok geçmişi yüklenmektedir. 23 Nisan önemli Türkiye için ulusal bayramdır. Bunu Çocuk ve egemenlikle isimlendirdiler. Aradaan 101 yıl geçti. Türkiye Büyük Millet meclisinin kuruluş yıl dönümüdür. Asrı geçen zaman oldu. Üstelik, TBMM ayni zamanda hem işkale karşı hem de yıkılıp bitmekte olan Osmanlı develtine karşı Anadolunun isyaan merkezi olmaya adaydı. Öyle de oldu. Konuyu uzun uzun anlatıp öteki anlamları yazmama lüksüm yok.

Aradan asrı geçen zaman oldu. Normal gelişme olsa hele de üstüne Türkiye CUmhurieytiyle yeni ilkelerle hedeflerle örgütlenilmeye başlanınca, anlatacak çok başarı da sıralanacaktı. En azından, günümüzde Türkiyede meclisin rolü tartışılır halde olmaması gerekirdi. Sadece bu kurual dahi 101 yıl sonra konuşulanlarla, öyle denilen şekliyle demokratik ve parlementr konusunda epey karışıkların olduğu anlaşılıyor. TBMM yetkileri, genç soru dahi verememe daraltısı, bolca ifadeler nedeniyle fezlekelerin Meclise gönderilerek Kürsü özgürlüğünü dahi sınırlaması, seçilen vekileri atanmış makamcıların azarlayıp resmen saldırı gerçekleşmeleri, konuşma şekileri hepsi kutlama gününde adeta ileriden çok gerileyen yönleriyle adeta gözlerin içine sokuldu. Hele de tarih oldu denilen Osmanlının yeni Osmanlı konuşmalarıyla,yapılan tutumlarla etrafta direk hissedilmesi, konulan başta laiklik ilkesinin uygulamaya tersinden yol alması, bayram diye kutlanırken, yasaklar ve meclisin yetkileri konuşur hale geldi. Bu bence düşünülmesi derecesini dahi aştı.

Konulan Çocuk ve Egemenlik etiketi ise resmi rakamlara dahi yansıyan çocukla alakalı mafyalaşmadan ucuz emek sömürüsü ve eytmeyip tecavüzlerin listesi, epey düşündürücüdür. Hele de her alandaki eşitsizliklerin direk hayatla bütünleşmesi de oldukça çarpıcıdır. Kısaca: 23 Nisan bayramı gününde asrın ötesine geçen zamana karşılık, Kuruluş dönemini dahi isteyen bazı durumlarla resmen tartışılmaya çalışınıldı. Hele yönetim şekliyle meclisin yetkilerinin daralması, vekilerin birokrat karşısında kolayca uyduruk suçlarla fezlekeleşmesi, herkesin düşünmesi gereken gelinen noktalardır. Çocuk mu! Hergün haberlerde duyulan ve derinleşen eşitsizlikler gereken yanıtı vermektedir. Kıbrısla alakalı ise, eskiden bolca Çağdaşlık ve Laiklikle övünülüp ilerde olmanın abartısında dolaşıyorduk. Şimdi, dergahlarda zikir çekerek saraya girmek için politika yapıp başaran yetkililerle adeta Türkiyeye uyma işbirlikçi noktasında bulunuyoruz. Tarikat veya çocukların bbaışına gelneleri de zaten biliyorsunuz. Ama, 23 Nisan Türkiyedeki gibi gerçekleri konuşmak isteyen pek olmadı. Hele zikir çekip dergahlarla iyi işbirlikçi olanların Atatürkcülük laflarının da anlamı hiçtir.****

Bir başka 23 Nisan ise daha yakında. Kıbrısta Atatürkcü düşünceli Cumhuriyet gazetesinin iki gazetecisinin katledilişinin de yıl dönümü. Konu net: Bonbalanan Bayraktar Camisinin fayilerini açıklayacaklardı. Bunlar geceleyin vurulup katledildi. Elbet, fayileri bilinmesine rağmen yargılanmadılar. Bu olay Kıbrısta Atatürkcülerin başına gelen önemli katliyamdı. Üstelik TC Elçisi Dırvana da direk hedefi işaret ediyordu. Türkiye kesimlerinin Kemalis eksenli çevrelerin bunlarla ilişkisi de olduğu biliniyor. Kıbrıs Cumhuriyeti veya Türk kesimi konuya hiç eyilmedi.  Oysa, konu provakasyonla resmen dini merkezler kulandırılıp Kıbrısta iki kesimi birbirine sokmaktı.

Bu arada önemli bir eksiği tekrar belirtecem: O  dönem ister Yunanistan ister Türkiyede ikili devlet geçerliydi. İnonü Kıbrıs cumhuriyetinin korunmasını istiyordu. Fakat, Özelharp dayresi gibi yapılar iki toplumları birbirine düşürtüp Taksim Enosis stratejileriyle adayı bölmeye niyetliydiler. Nitekim, Türkiyedeki kendilerine Kemalis diyenler dahi Kıbrısta Atatürkcüler katledilirken, bunu Denktaş ekseli olduğu bilinmesine karşın hala Denktaşı savunmaları da paradoksal ironidir.

Dönemin devlet içi çatışmalı oluşumunun aynası Kıbrısta yaşandı. İlerici Türkiye ve Yunanistan kesimi, konuya girdikçe bu farkı gayet iyi yakalar. Nitekim, Gürkan ve Hikmeti TC elçiliği teşvik ediyordu. Buna rağmen öldürültdüler. Elçiliğin raporunun işaret etiği kesimi de siz okuyun.  Gariptir çoğu mesleki adına gazeteciler bu konuyu pek anımsatmak istemiyorlar.****

daha yakına gelelim: Kapıların açılışı gününe. Unutmayacayım klasik yakalamayı hatırlatacam. 23 Nisan, 2003  tarihinde Almanyanın sesini sabahleyin dinliyordum. Kıbrısta kapıların açılacağı haberi sabahleyin Murat Çelikkafa tarafından okunuyordu. Tahsin Ertoğrula ve Derviş Eroğluna sorar. Onlar “ancak hafta sonu açılır” dediler. Oysa, Lefkoşada çoktan barikatlardan geçişler başladıydı. Bu olay dahi bizimkilerin konuyla nedenli alakalı olduklarının basit yaşananıydı.

Bu konular bir anlamda 23 Nisan gününün önemlerinin simgeleridir. Fakat, acıdır: gelinen aşamada alınan mesafe olumlu anlamda pek olmadı. Hala 23 Nisan Meclisi sanki başlangıç sancılarıyla konuşulyuyormuş, katledilen gazeteciler nerede ise yaşanmamış, kapıların açılması sanki birşeyleri oynatmamış gibidir. Ama, gün, birçok konuyu tartıştıraacak önemli tarih sayfalarına sahiptir. Dolu dolu geçmişle günümüzün sorgulanığp yüzleşilmesi gereken çok önemli nokta karanlıkta kalmaması gerekir. Yoksa, unutmak ve yalanla yeni resmi tarih yyazılımı devam edilecektir.

Son br unuturulmyaya çalışılan: Çocuk egemnlik bayrramında Yetmişlerde bir albbüm yapıldı. Melike Demiraydn Kerem Güneye, Sadık Gürbüzden diyer ielrici devrimci sanatçıların şarkıları okundu. Nedense, bu günde dahi ilgili çalışmadan örneklerin verilmemesi, beni biraz düşündürtüyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin