Kan çiçekleriyle girdik mayıs ayına. 1 Mayıs emeğin günüydü. Direnişler, katliyamlarla kazanılıp anılan, mücadele günü simgesi konulan ve en önemlisi her 1 mayısta, ezilenlerin yerelden genele nerelere gelindiğinin de senenin bir gününde dünyada medyanlarda görülmesinin hedef haline gelen kutlamaydı. Emek günüyle birlikte 58 ile 77 katliyamlarının anımsanıp, tarihi öneminin de vurgulanma hatırlatılışıydı. Türkiye ve Kıbrıs için bu 1 Mayısların tarihi anlamı çoktur. Karanlığın emekçiler üzerindeki çöken kabus gibi ölümlerin de hatırası duruyordu. Böylelikle sonuçta yapılan katliyam ile fayilerin bulunmama gerçekliği ile devletin de kimin devleti sorusuna net yanıt veriliyordu. Bu tarihi gün kan dökülerek le başlayıp şimdi de yaşatılması için direnilen güne dek uzun tarihi dikenli karanlıktan geçerek günümüze gelindi.
Daha 1 Mayısı unutmadan, son durumlar konuşulmaya devam edilirken, dünyadaki bilinçlenmenin önemli yapısı basın için özgür basın gününe geliyoruz. Yayınlanan basit gibi gelen listeler ise basının nerelerde olduğunun kanıtlarıydı. Ayni zamanda, insanların olaylar karşısında nedenli doğru bilgilendirildiğinin de yansıyışıydı. Klasik gerileme ile devletlerin basının bağımsız deyil yandaş, havız şeklinde gelişmesinin de tehlikelerini teker teker anlama fırsatı da doğdu. Sistemse sol seçeneksizlik artıkça, muhalefetin sistem içinde kalındıkça, devletler daha ootoriterleşince de özgür kelimesinin nedenli yavanşalştırldığına da şayit oluyoruz. Olmayan özgürlüğü koruma lafları dahi uçuşuyor. Anlıyoruz ki birçok gelişmeyi neden yanlış öğrendiğimiz veya hiç bilmediğimizin karşılığı da medyanın getirildiği tehlikeli algı konumundan kaynaklanmaktadır.
Gece yarısını geçmeden, 4 Mayısa ayak basarken, hala karanlık devam ederken, başarılı bir öykünün uygulaıcısı Terzi Fikrinin katledilişinin bilgisine ulaşıyoruz. Terzi Fikri Türkiye gibi bir yerde, Nato bağımlı ve derin devletin yoğun olarak KOnturgerilaşan şekliyle yapılan koşullarda Sosyalist belediyecilği yaşatan kişi olarak tarihe altın hargflerle kaldırıldı. Bir yıldan biraz daha fazla kaldığı belediye başkanlığında halk komitleleri yöntemiyle su sorununu çözen, çamurlu simgeden bölgeyi kurtaran, kriminal suçları yok derecesine gerileten, Fındık konusunda önemli ilişkilerle başarılı kooperatif girişimli kontrolü çok yönlü uygulamalarla önemli başarılar yazdı. Türkiyede alışılmamış Kültür fesdivaliyle ses getirdi. Bu başarılar ise devleti ve genel sistemi rahatsız ediyordu. 19 Temuz 19080 yılında Türkiye devlti Jandarması, askeri, paramiliteri, botlarıyla Fassa operasyonunu yapar. Opersyondan daha çok bir işkal hareketi şeklinde gerçekleştirilip, Sönmezi başkanlıktan alıp zindanlara getirdi. İşkencelerle de katleti. Fikri Sönmez Fassada seçimi siyasal partiler karşısında Devrimci Yol adayı olarak kazandı. Ordu operasyon yapma sürecinde, Türkiyenin resmi siyasal partiler ilçe yönetimleri bunun yanlış olduğunu da vurguladılar.
Sonuçta Terzi Fikri başarılı belediyeciliğin bedelini işkencede katledilerek ödeti. Fakat, Sönmez, her belediye örneği arandığında Fassa gerçeği ile karşımıza geliyor. Bu Türkiye Sosylist devrimci hareketlerinin önemli başarı öyküsü olarak yazıldı. Sosyalistin seçenek olarak seçilip uygulandığı andaki kanıtıdır. Tabi ki demokratik olma, başarılı halk adına işler yapmanın de sistemin karşılığının da ne olduğunu Terzi Fikrinin katliyle de öğrendik.
Not: yapılan operasyon, ayni zamanda Türkiyedeki 12 Eylül provası oluyordu. Yönetenin Kenan Evren oluşu da önemli kanıtdır. Nitekim, Fassa operasyonundan birkaç ay sonra askeri darbeyle Türkiye resmen karşılaşıyordu. ****
Daha bunlar silinmeden 6 Mayıs günü 3 fidanın idamıyla yüzleşiyoruz. Deniz Gezmiş, usuf Aslan ve Hüseyin inanın idamlarının yıl dömnümüydü. 12 Mart cuntasının halka korku yaratmak ve kimisinin de intikam hırsıyla desteklediği idamlar, Türkiye yakın tarihinin önemli kirli sayfalarından birisidir. Hala birçok kesim direk idamın suçla dyeil imtikam ve korku amaçlı yapıldığı görüşleri yaygındır. Denizlerin idamına rağmen hala Türkiyede her ilericinin anarak yaşatığı gerçeklik olarak yaşanmaya devam edilmektedir. Zamanında Denizleri eleştirenler dahi onların idamı ve direnci herkese önemli ders gibi de öğrenildi. Teslim olup itirafçı olsalardı, bugün isimleri çoktan unutuldu. Zamanında idamlarını isteyenlerin bir kısmı dahi onların resimlerini kulanma durumuna dek geldiler.
Deniz gezmişlerin Türkiye devrimci tarihindeki mücadele yeriyle, sonları, bir anlamda önemli döeşenen taşlardı. Emperyalizme karşı olma, devleti deyiştirip sosylalist yapı kurma hedefi vardı. Bazı çevreler utanç şekilde Denizlerin sosyalist devrimci düşünce özünü boşalaltarak kulanmaya çalışıyorlar. Hele de zamanın CHP idamı engeleme konusunda son andaki geri çekilme tutumju tarihsel ibret sayfasıdır. Denizler daha bağımsız, sosyalist Türkiye için mücadele verdiler. Öyle romnaantik düşünceli deyillerdi. İnsanların bu liderlri kabullenmeleri ise birilerini de kulanarak faydalanma fırsatçısı yaptı. Oysa, Denizler devrimciydi ve enternasyonaldi. Öyle olmasaa, filistinde ne işleri vardı.***
Mayısın ilk günlri oldukça yüklü. Kan çiçekleriyle yollar dolduruldu. 1 Mayıs marşından Denizlerin ağıtları türküleriyle dolu dolu sanatsal kültür birikimleriyle örüldüler. Dersimin hikayesi ise hala tam Mayıs içine kondurtulamadı. Kaçışın unutma olma tutkusu ise çaresizlikle doludur. Bir gün Dersimin Mayıs sayfası da unutturulmadan gerçekk yüzüne ulaşacağı kesindir. Tarih öyle bir bilimdir ki kaçamazsın. Bir gün gerçekler mutlaka bir yerden çıkıp yazılır.