Giderek normaleşen siyasal davranış oluştu. Eskiden birileri bir yere çağrılır veya gerektiği anda müdahale yapılarak, görüntüde biraz dikat edilirdi. En azından sıradan insana buranın sınırlı olsa da bağımsız olduğu duygusu yerleştirilmeye çalışılınır. Yine de TC elçisi veya ordu merkezinin direk müdahaleler birileri çağdırtılarak yapılırdı. Türkiye yetkilileri hele de en üstekiler ikidebir karışıp, ziyaret edip veya Ankaraya çağırarak yapılmıyordu. Özellikle, Fuat bey dönemiyle birçok ollay daha açıktan uygulanmaya başlandı. Giderek bu uygulamalar, içteki yandaş hareketlerini dahi mercek içine soktu. Yetmedi, K. Kıbrısla alakalı daha Türkiyeleşme politikasıyla adımlar da atılmaya başlandı. Fuat Bey bazen gece yarısı olsa da telefonla UBP adaylarına talimat veriyor, ikidebir Ankaraya çağırma veya kendi Adaya gelerek bazı dizayinleri de yapıyor. Türkiyede tel tel dökülen AKP K. Kıbrıstaki ayarlarında her an kendi için ayarsızlıklar da oluşuyor. Belli ki Fuat Beyin gelişi son direk mecliste tanık olduklarımızla, bazı kulak çekmeler ve fırsata uygun yeni imzalarla da dönüşüm yerleşkesini güçlendirecektir. Ha; hala K. Kıbrısta federasyonculuk laflarının da değerlendirilmesinin zamanının çoktan geçtiği de ortada. Ama, şunu konuşmayalım, bunu yazmayalımla zaten umutsuzlukların hakim olduğu süreçte, belkide cılızlaşmanın da muhalefet yüzünün kendi biçimlenmesi olmaktadır.*
Ansızın bir arkadaştan, göreve gideceğini, Fuat beyin gelecek korumalarıyla bazı incelemeler yapacaklarını ve peşinden Fuat beyin adaya geleceğini duydum. Buda başka tuhaflığın normalleştiği gerçeği vardır. Eskiden en azından gününde geleceği açıklanır, sonra kendileri gelir. Öyle kocaman koruma orudusyla ve em de önceden hazırlık yapma gelişiyle de olmazdı. AKP tek adam şahsım develtinin yeni protokol adımı olarak buda alışındı. Hele korumların davranışları ve istedikleri de başka bir hikaye.
Merak etmiorum: onca açıklanan haberlere ve burda haber olmama gerçeğini gayet iiyi okuduğum için. Örneğin, gazeteci olup basın toplantısına gitseydim: Fikri Sağların da açıkladığı Asil Nadirin kaçırılması için verilen milyonlarca sterlini sormayacaktım elbet! Yine hem Sağların, hem de istihbaratçı Eymürün buradaki kara para ile ovşor bankasına da zinhal deyinmeyecektim. Öğrenme adına ve dünya yayınlarındaki merakım nedeniyle Kolonbiyadan kalkıp Panamada durdurulan Kokayin yüklü 5 tonluk geminin kime ayit olduğunu da elbet sormazdım! Pekerin yaptığı açıklamaların doğruluğunu da sorgulamazdım. Fuat Bey adaya bizim için geldi. Bağımsız eşit devletimizin misafiridir. Ona dinlenme şansını da vermek gereki Ozaman, iç meselemiz adına da beynini gerekir. Zorlamamak gerekir. Ama, şu yurttaşlıktan beri tartışmalı yol alan Zaroğlunun kulağı çekilecek mi? Merak etmiyormusunuz? Hele meclisteki şovlar ve başkanın odenli bilgisizlikleri uçuşurken, durup dururken Fuat bey herhalde adaya gelmedi. Kim bilir, belkide dinlenmek ister. Bir telefonla bu gibi sorunları haletmesi de mümkün. UBP kurultayının sıfırlanması böyle olmadı mı: Evet böyle oldu. Ama, nedense AKP son döneminde, Fuat bey denetiminde hep hemen çarılma veya adaya gelme hızı alınamıyor. Doğal gelişim gibi akıp gidiliyor. İşbirlik teslimiyeti ile erken seçime dahi karar verilemeyecek, sadece partili işe alma, yardımları yandaşa dağıtma işi dışında iş de brakılmadı. Bunun için, kabine kabare oyunu da nasıl gerçekleştiği, gözümüze dek sokuldu.
Gerçeklerin şöyle bir gerçekliği var: gerçeklerden kaçamazsınız* Bir gün mutlaka karşınıza gelir. Ama, hala şu tatlı yalan tutmaya devam ediyor: “Egemeniz ve eşitlik istiyoruz”! Şimdi, daha dün Türkiyeye peşpeşe ve birlikte gidilerek imzalanan protokol ve çekilen ayar varken, Dönüşte yine de şımarık çocukların yönetememe durumları devam edince mi fuat bey elinde kırbaçla gelecek! Yoksa, görünürde müdahale gibi olup da bazı yeni Türkiyeleşme hamleleri de olup bitecektir. Etrafta söylenti ve korku çok. Hele de koltuk aşkıyla yananların, kendilerini alevler içinde bulma korkuları da mevcut. Öyle açıklamalar yapılıyor ki kendi kurallarına uymayan, çekinmeden yalan söylenen, en önemlisi hem partisiyle bağlı yok denilip, hem de partisi adına komitede yer alma saçmalıkları, hepsi burada yaşanıyor. Ama, bilip de söylenmeyen, sonra yeniden açıklanan “Asil Nadirin kaçırılması, burada kara para aklamak için önemli şahsiyetlerin olduğu ovşor bankarı, Hüseyin Baybaşın direk K. Kıbrısı işaret eden söylemi ve nicesi hala K. Kıbrısta yer bulmuyor. Pardon; Avrupa gazetesi yazdı. Susurluk hep hatırlatılırken ki sahte isimin Köfünyeli Mehmet Özbay hiç ama hiç akla gelme zahmetine girmez. Ama,Fuat bey geliyor. Belli ki kimileri ayarla destek bekliyor, bazıları olmayan paranın havadan gelmesi duasındadır. Ama, söylenen Buğday camileşme, 6 denetimi olmayacak okul durumları hala netleştirilmek istenmiyor. Ama, durup dururken de Fuat bey adaya herhalde gelmiyor. Makam istmi Cumhurbaşkanı yardımcısı ama sadece gidip gelip müdahil olduğu sadece K. Kıbrıs vardır. Ayar ve yapılanış ikilemlerinde pek söylenmese de adımların olacağı da kesin. En önemlisi ise gürültüyle gelip, korouma ordusuyla feteder imajıyla ayak basıp geri gidecektir. Çoğu olanı bile anlamayacak. Gazetelerin çoğu beklenti ve sisizlikle sadece istenilenle yetinilecektir. Sonra baızılarına olan gerçekleri anlatınca da elerindeki yrel gazeteyle bize “bak söylediğini gazete dahi yazmıyor” diyenler de olacaktır. Bu arada kaç yeni vatandaş gerçeği ise çoktan hiçeleşti. Ama, Kıbrıs sorununda eşitlik hem de siyasal eşitlik isteniyor.
Herşey bekleniyor: aşı, Fuat bey gelecek paralar, paketlerin metni, dış sermaye el geçirme alanlarının listesi hepsi bekleniyor. Ama, normal diplomasiyle protokola bağlanan ziayret dahi bizde ansızın olur ve çoğu zaman ne olduğu anlaşılmadan da unutulur. AKP döneminde birçok gericileşme alışkanlıkları kadar, böylesi yetkilerle kontrol altına alınıp ilhaklaşma hazırlıklarının da diplomasi ekseninde güçlendirilmektedir. Telefonla, ziyaret le veya çağrılarak öylesine çok gelişmeler normalleşti ki anormaliğin kim olduğunu unutuk. Ama merak ediyorum: Panamada yakalanan Türkiyeye gelecek olan ve Kokayin yüklü gemi nerelere geliyor. Sahipleri kim? Peker ise çoğu bilineni kendi çıkarıyla yeniden söylüyor. Mafya siyaset gerçeğinin çok acı taplosuyla karşı karşıyayız. Fakat, zinhal, Fuat Oktaya bunlar sorulamaz. Öfkelenir ve misafir olduğunu da unutup, şahsıma bizi şikayet eder. Ozaman öfkeyle yükselen ses çok olguları ağzından çıkarır. Oysa biz siyasal eşit egemen devletiz.
