yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTutarsız gelişmelerle karışık işler – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Tutarsız gelişmelerle karışık işler – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Haziranın sıcaklığı siyasetle de tamamlanıyor. Tamamlanıyor da biraz karışık gibime geliyor. Gelen haberler, gündem oluşturma şekli hepsi birbirine girdi. Adeta, güneşli günü örten toz bulutlarının sıkıntısı haline gelmiş gibidir. Sıcağın, esintinin ve tozların birbirine karşılan iklimler, siyasetde de tutarsızlıklarla uçuşup savrulmanın dalgasında darmadağınlaşmadan toparlanma karışıklığına takılıyoruz. Gerçekten, gündem epey ağır. Gelişmelerin sinyalleri oldukça tehlikeli. Ancak, kapıların açılması olayındaki gibi kapıların açılmasını isteyenlerin ortak paydasında dahi buluşulmamadığı gerçekleri acizlikleri de vardır. Ama, dünya dönüyor, K. Kıbrıs için yol haritası devam edilecek şekilde açık açık adımlarla yürünmeye devam edilmektedir. Silikleşen iç dinamiklerin de kendisi gibi politik tutarsızlıklarda darmadağınıklığı da devam denilmektedir.

Haberler uçuşuyor: Adalı cinayeti mafya liderinin devlet içi krizde kulandığı silah sonucu, gündemimize dek düştü. Konu hakında epey yazı deyerlendirmesi yaptığıma  inanıyorum. Yine de ekleyecem: konu buranın dayatılan şekliyle gündeme gelmedi. Olay, Türkjiye devleti içindeki krizdeki bir kesimin olayı kendi kuralıyla gündeme getirmesiyle konuşuluyor. Bu özellik önemli. Onların çizdiği sınırla kalırsa, ister dondurulsun, ister se bazı tasfiyeler olsun, sorun yine şimdiki koşulda Türkiye devlet içi itifaak veya kırılmalara göre şekillenecektir. Burada odenli eksik yakalandı ki doksanların koşulları ve Kıbrıslılığa karşı açılan mücadelenin adı dahi konulmuyor. Tekil davranış veya işbirlikçilerin suskunluğu ile gündem tıkanıp konuşulup oralarda dolaşılmaktadır.

Yerel dinamikler veya bol bol kulanılan egemenlik kurgusu biraz gerçek olsa, Lefkonuk veya Türkçeleşmiş yeni adıyla Geçitkale alanının ihaların üstü haline geleceği bilgisinin de yankı bulması gerekirdi. Yaşıyoruz ve takip ederek, bunun nedenli karşılığı olduğunu da anlaıyoruz. Gün gelecek “rumculuk” karşıtlığı ile de bunun haklılığını savunacak kesim de kolayca bulunacaktır. Ama, şimdilik başta meclis siyasi partielri pek de konuyla alakadar olmuyorlar. Çünkü, konuşmak demek, hele de üst olma tehlikesini vurgulamak, eşitdir Türkiyeyi de kaçınılmaz olarak eleştirmektir. Bunun da çıkarması, işbirlikçi koltuğa gelme olasılığının sıfırlanması demektir. Bu nedenle parlemento dışı sol partiler dışındaki partilerin gıkı çıkmadı….

Karışık ve tutarsızlık diyoruz. Makalenin yönünü oraya doğru hep yöneltmeye uğraşıyorum. Tam da kavrama uygun bir gelişme de kapıların açılmasıydı. Tuhaflık paradoksu gibi bir olaydır. Kimisi, kapıların açılmasıyla yeniden yakınlaşma, federal yapıya yönelik hamle diye anlatılmaya uğraşılıyor. Kimisi ise para hesabıyla, güneyden gelecek rumların yapacağı ticaretin işdahı ile düşünüyor. Öyle ki rumlara veriştiren, onlarla yaşanılmaz diyen nice esnaf, otelci yine de para brakma adına kapıların açılıp, rumların gelip alışveriş yapmalarını istiyordu. Bir de tuhaflıklarıylaya ünlenen işbirlikçi kimi koltukçu var: bunlara klalsa kapıların direk duvar gibi kapanmasını istrler. Öyle ki kapılar kapalıyken ki kaçakçılıktaki kimlerin olduğu resmiyle de aslında ekonomik gayrı nizami işlevinin de adına raslarız.

Gelişmeler kapıları açtırdı. Ama, kapıların açılmasını isteyenlerin ortak buluşması dahi olmadı. Ama, kapılar açılsın denildi. Nitekim, bazı medya kesimleri, olayı özellikle federalizim ve barışçıl ekseninden kopartıp, Kuzeyin yararına parayla konuşmalası tesadüf deyildir. Zaten en iyi örnekler Ersin Tatar ile kabinedeki ötekilerin söylediklerindeki tutarsız ve anlamsızlıklarıyla kolayca anlaşılır. Zaten, kapılar açılsın denilirken, bizim işbirlikçi kesimin yaptığı tuhaf önerilerin konuya nedenli yakın olduklarının acı itirafıdır.

Hayat akıyor. Olaylar gelişiyor. Kimilerinin de ileriye yönelik politikaları vardır. Adımlarını ona göre atılıyor. Yukardaa belirtiğim gibi, Lefkonuktaki hava alanı ihalar üstü yapılacak bilgileri yayılıyor. Sendikaların üye aydatlarından koltukçular resmen haraç alacaklarını söyleyip, önemli ilk hamlelerini yaptılar. Onbinlerle ifade edilen yurttaşlık dağıtımı da devam ediyor. Hepsi genel siyasetin önemli adımlarıdır. Nifus değiştirtmek, askerileştirme, demokratik kırpmalar birlikte yol alıyor. Yapılan protokol veya anlaşmaların içeriğini çoğumuz bilmek dahi istemiyor. Her protokol ile makamcılarımız yetkileri şirketler veya direk Fuat Beye devrediyor. Sadece, yandaş işe alma ile buradaki bazı uygulamaları yapma elerine brakılıyor. Elektrik kurumu faciyası gözlerimizin içine sokulurken, hala yandaş tarafcıl algıyla tartışma zorlanması yapılıyor. Ama, parlementer muhalefet, krevatlarıyla hala prokram ve hükümet ikilemine sıkışıp kalınıyor.

İşler pek yolunda deyildir. Çoğu bilgiyi öteliyoruz. Pekerin Adalı bölümünün müsaadeli ve dokunulmayan noktasıyla uğraşıyoruz. Açıklanan mafyalar gibi bilgilere  kolay kolay dokunmak için cesaret eder. Her bağlantının nerelere gideceği korkusu da yaygın. En iyisi görmezden gelme kolaycılığı ilaç gibi geliyor. Doksanların Denktassız konuşulamayacağı dahi sildirtildi. Toplamda, herşey birbirine girdi. Olanlar dahi konuşulamıyor. Sıkıştıkça da ötekine yüklenip sınırı çekmek de zaruri hale geldi. Ama övünmeye gelince, bir harmanlık yer istenir. Demokrasicilik, özgürleşmenin metieleri dizilir. Dosya kımıldanınca da “zamanı mı” denilir. Aynen, Adalı cinayetinde bazı bilgilere karşın takınılan tavırlaar gibi.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
357AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin