yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSuriyeliler konusundaki acıtıcı tutumlar – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Suriyeliler konusundaki acıtıcı tutumlar – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son dönemde özellikle Türkiyede mülteciler olup adı dahi konulmayıp, pratikte sığınmacı veya denilen insanlar üzerinden yapılmaktadır. Suriyeliler ve Afkanlılar adeta ırkçılığı tetikleyen, siyasal kulanıma yönelen faydacılıklar arasında sıkışıp gidip ggleiyor. Son Türkiyenin daha açık kalıcılık Afkanistan politikasıyla ve artan Afgan mülteci akımı olayı adeta çıkmaza havale edildi. Nedenlerde Türkiyeyi aramayan, çözümlerde insancıl bakışı unutan nerede ise tüm çevrelr güne göre atıp tutmaya devam ediyor. Hat ta Türkiyede Suriyelilerin durumu konuşulurken, ayni türkiyenin Kuzey Suriyede yaptıklarını dahi konuşmaaması da başka bir felaket. İişine gelen parçayı alıp bütünü yok saymanın dar düşüncesinin siyasal faydacılığını yaşıyruz. Üstelik, Türkiyenin bir de Kıbrıs deneyimi de var. Türkiyede on yıldır yaşayan Suriyelilerin yurttaşlık durumunu düşünmezken, K. Kıbrısta anlık vatandaşlık dağıtma politikasıyla da kıyas eden yok. Ayni şekilde Suriyelilere defakto dyeiştirme denilirken, nifusun 3  katını aşan ayni durumu K. Kıbrısta söyleyen de yok. Böylesi bir karmaşada işler emek sömürüsünden insanlardan rant kazanma sömürme şekileri de hızla sürdürülmeye de devam ediliyor. Nitetkim, K. Kıbrıs üzerinden Güneye gönderilen Suriyeli mülteciler konusu da ayni şekilde nerede ise hiç ele alınmamaya devam edilmektedir.

Konuyu yeniden konuşulmadığı için kısacaa anımsatalım. Doğan Tılıcın on yıl önceki birkaç makalesinin önemli bilgisine ulaşalım. Daha Suriyede hiçbirşey yokken, üstelik dosluk mesajları uçuşurken, Hatayda bazı yabancı kesimlerin hazırlık için kamplar kurduklarına tanık olduğu anlatıldı. Yine, daha Kuzey Suriyeye olaylar gelmezken, yoğun Suriyeli akımı başladı. Ozamanki yöneticiler kırmızı çizgi olarak Yüzbini hemen koydu. Arada, Suriyelilerin Türkiyeye getirlimesi için beşyüz dolar teklifleri de söylendi. Yalanlanmadı. Bunlar bir Suriyeli akışının genel Esat devirme hareketinin ikinci ayağı olarak hep kulanıldı.. Tabi hedef Esat olup devrilmeyince, Emevi camisinde namaz kılınmadığı için de hedef Halepe dek geriledi. İdlipe cihatçıların nasıl girdiği ise birçok yazarın izlenimleriyle hatay üzerinden olduğu da haberleşti.

Türkiye yine de Suriyeye girme fırsatınaa odaklandı. Esatdan Kürtlere varan sorunlarını hep pazarlık halinde kulandı. Özellikle Rusyanın izni ve bazı yerlerde Amerikan teşvikiyle Suriyenin kuzeyinde bazı yerleri ele geçirdi. Tıpkı k. Kıbrıs misali de defakto oyunlarına başladı. Türkiye kamuoyu bu konularda zafer çığlıkları ve meclis onaylı kararlarla karşıladı. Kimse K. Suriyede özellikle Kürtlerin sürülmesi ve işbrilikci cihatçıların yaptıklarını sorgulamadı…

Kriz uzayınca Suriyedeki aşmaz devam edip iç savaşlar sürdükçe göç artı. Ama, türkiye mülteci hakını hiçbir zaman vermedi. Giderek artan mülteci sayısını başka pazara çevirdi. AB ile konu pazarlığa çevrildi. Türkiye mültecileri tutacak, AB de paraları verecekti. Bu genellikle işledi. Arada Yunaanistan sınırıyla Türkiye konudan daha fazla kazanca yönelse de tuturamadı. Böylelikle Türkiyedeki önemli kesimler bu defa tanpon olunduğu tesbitini yaptılar.*****

Olaylar böyle gelişti. Ama, gidrek kalıclaşan, ama mülteci hakını dahi alamayan Suriyeliler çok yönlü sömürgeleşmeye uğramaya devam etiriliyordu. Ucuz emek, rantla başka yerlere kaçırılma, ırkçılık ve sorunlarla yumuklaşan kulanım gündeminde ordan oraya savrulundu. Hat ta allgı operasyonlarıyla Suriyelilere önemli paralar verildiği konusu da işlendi. Herkesin bir Suriyeli kulanım probagandası gelişti. Kimse bu insanların ilgili sonuca gelmekteki kendi devletelrinin olitikası akla getirilmiyordu. Ozaman, Suriyelilerin nifusu hemen korku iklimiyle defaktoya sokuldu. Peki bunların neden türkiyede olduğu, Türkiyenin Kuzey Suriyedeki yaptıkları birlikte deyerlendirilmedi. Bir Milli hikayesiyle torbaya dolrdulurup satışa konuldu. Şimdi buy yetmezmğiş gibi afkanlar da gündem oldu. Tam da Türkiye açık şekilde Afkanistana yerleşmeyi düşüncesini kabil alanıyla pratiğe soktuğu anda…

Suriyeller on yıllık Türkiye maceraları var. Öylesine kötü koşullarda yaşatıldı ki K. KIbrısta dahi farkında olmadan bazı konuşmalar dahi yapıldı. Kadın bulamayana veya din icabı ikinci kadın almak için türkiyeye gidip Suriyeli alma sohbetleri zaman zaman yapılıyor. Kuzeyden Güneye her yıl Güneyde açıklnan rakamlarla geçirilen Suriyeliler var. Söylenen paraa ise dudak uçuıklayıcı. Bir anlamda birçok sorun gibi Suriye de Suriyelileriyle Ortadoğu coğrafyasını dahi açıp Avrupa içerinde konunun gelişmesini sağladı. Evrensel kapitalizmin sorunları yerel brakmayıp sömürüp kar etme adına insanları kulandığının kanıtıdır. Son dönemlerde en altakiler emek sömürüsü göçmenler hikayeleri artık her ülkede normal hale getirildi. Hele kaçak veya mülteci olunca alınan ücret ve haklardan yoksun gerçeklik, kapitalizmin ta kendisi olmaktadır. Bunu engeleme adına hep ırkçılık ve devletçilik kulanıma sürülen ilaç halinde epey pahalı şekle dek getirildi.

Sonuç olarak bölgesel proje olarak başlatılan Suriye hareketleri, şimdi dünyada mülteci sömürüsüyle yeni bir ucuz emek ve mafya tipi işleyişin ekseninde dolaşmaktadır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin