yaklaşımlarÖzkan YıkıcıNikaragua haberine raslayınca - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Nikaragua haberine raslayınca – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bilgi edinmek ve biraz da kolaylıkla rahatlama adına, sitelerde haber turu yapıyordum. Genelikle duyduğum  haberler olduğu için, başlıkları okuyup tıklıyordum. Derken bir haberi okuyunca durdum. Konu Nikaragua idi. Birden aklım hemen canlandı. Haberi açıp okudum. Nikaraguada seçimler yapıldı ve yeniden Ortega Y.75 oyla başkan seçildi. Haberin devamı da şu tepkilerle devam ediyordu: “ABD seçimleri tanımayacağını ve Nikaraguaya karşı uygulanan baskı ve anbargoları artıracağını” belirtiyordu. Bu kısa haber dahi birçok olguyu içermeye yetiyordu. Bir ülkede seçim olacak ve ABD ta baştan sonucu tanımayıp, üstelik baskılarla da tehtitten öte, uygulamayla anbargo baskı ikilemi uygulayacaktı. Haber böylesi içerikteydi. Orteganın son dönemdeki sık sık seçim kazanması yanında, yaptıklarının da tartışılır olma gibi birbiri peşi koşullar vardı.

Diyeceksiniz ki “Nikaragua seçimleri neden makale ollmaya adaydır? Önemsiz gibi görülen, ufak ülke ve Amerikanın dibinde olan konumuyla onca olayın önüne elbet gelmemesi gerektiğini düşünenler de haklı yönleri mutlaka vardır. İstedim ki sık sık yazdığım konular dışında bir ülkeyle alakalı makale derleyim. Üstelik, Nikaragua yakın tarihin önemli devrimini başlatan ve adamızda karşılık bulan yerlerden birisidir. 1979 Nikaragua devrimi sonrası, Kuzey Kıbrısta bu olayla alakalı mitink gerçekleştirildiği gerçeği yaşandı. Şimdi ise ayni Nikaraguada seçim yapılıyor ve epey yüksek oyla kazanılıyor, önemli sıkıntıların da olmadığı koşulda ABD anbargo artırıyor, haberler şöylesine giren konunun yazılımıyla durum makaleleştiriliyor. Hem diyer konulardan biraz rahatlama, havıza tazelenmesi yapma ve deyişik açıdan bir konuyu yorumlarla deyerlendirmeğe uğraşacam.

Nikaragua adını Sandenist devrimiyle 1978 yılındaki devrimle duyurtu. Dünyada önemli yankı yaptı. Fakat, sol Sovyet sistemi beklenen desteği vermedi. Yine de devrim epey ses getirdi. 1  Yıl sonra Lefkoşada devrimle alakalı mitink yapıldı. Bu ayni zamanda hem olumlu hem de olumsuz olgular taşıdı. Dünya devrimiyle alakalı duyarlılığın sonucu olması önemli. Fakat, Halkder içinde de eylem için ikilem çıkması da siyasal olarak yerel olumsuz bir yaşanmışlıktı. Buda gerçekleşti.

Devrimi yapan Sandenistler ikilemler yaşamaya başladı. Beklenen Sovyet desteği gelmemesi, Amerikanın dibinde olma koşulları karşısındaki duruşta, çelişkiler yaşandı. Sandenist lider Ortega, o zamanki ABD başkanı Kartırla uzlaştı. Karma ekonomik model uygulayıp dış sermayeye fazla dokunmayacaktı. Bu tutum hem Sandenis içinde kırılmaları hem de Elsalvador gibi komşu sosyalist hareketlerle de çelişkileri artırdı. Nitekim, Kartır sonrası Reygın yönetimi bu anlaşmayı itip Seksen yılından sonra nikaraguaya baskılar, anbargolar uygulmaya başladı. Kontralar yapısıyla anti devrimci yapılar oluşturdu. Bunlar Nikaragua devrimi için önemli basınçlar getiriyordu. Hem içsel kopuşlar hem de baskılarla planların uygulanmamasına neden oldu. Nitekim yapılan ilk seçimi yine Sandenistler kazanırken, ikinci seçimi sağ ve sosyaldmokrat blok kazanarak Sandenist yönetime son verildi. Kurşun atmadan Ortega seçimi verdi.***

Belirli dönemde Kontralar yönetimde kaldı. Sonradan yeniden Sandenistler kazandı. Bu defa içi boşaltılıp banbaşka bir yapı vardı. Yine de ABD ayni tavırları gösteriyordu. Özellikle kamusal uygulamalara şiddetle karşı çıkılıyordu. Ortega da iktidarda kalma adına elinden geleni yapıyor. Öyle ki hareketin ikinci kişisi de eşi oldu. Kilise ile iyi ilişki kurarken, Çin ile de ekonomik bağları geliştirdi. Özellikle Panama kanalına karşı Çin ile yeni bir okyanusları birleştirme hamlesi, deyim yerindeyse Amerikayı çıldırtı. Bu çelişki iyice derinleşti. Ortega elbet uygulamalarıyla epey eleştirilmeye neden oldu. Fakat, ABD baskısı da öteki gerçek olmaktadır. Bir anlamda Nikaragua Çin ABD çelişkisini amerikanın dibine hem de kanal yoluyla bölgesine taşıdı. Bu nedenle Nikaragua seçilmlerini hangi koşulda olursa olsun, kazanmadıkça Amerika memnun kalmıyor. Tıpkı Venezuela gibi….

Ortega ise zamanında devrimci simge örneği iken, şimdilerde pek de dikate alınan insan halinde dahi deyildir. Özellikle gericilikle oluşan haşırneşirler bir anlamda eski rüzgarından kendini kopartı. Sandenist hareketden bu nedenle epey eski yoldaşıyla yolları ayrıştı. Yine de Nikaragua denilirken, karşımıza hep Amerikan baskıları önde olmaktan kurtulunamadı. Bunlar klasik ABD siyasetinin ta kendisidir. Nikaraguadan çok daha anti demokratik ülke seçimlerini demokrasi dersi diye karşılayan Amerika, Nikaragua ve benzer ülkelerdeki seçimleri ret etmesinde, idolojik sermaye bakışının katgısı çoktur. Bunları bilrek Nikaraguayı okurken, bir devrim olayı, devrimi koruma adına verilen tavizler ve çaresizliklerin sürüklemeleri, sonuçta simgesel devrimden banbaşka uygulamalara gelme sürecini görüyoruz. Ortega tüm uzlaşmalara açık olması,bunları gerçekleştirmesine rağmen hala istenmeyen liderdir. Buna tüm tavizlere rağmen, sonuçta çin ile olan ilişki de karışıklığa su taşıdı.

Kısaca, Nikaragua duyunca bir anda aklıma bunlar geldi.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin