yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKarabasan mizahı ile gerçekler arasında sıkışıp bunalma - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Karabasan mizahı ile gerçekler arasında sıkışıp bunalma – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Pazartesi ikindisi çorbacıya gittim. Orada ilginç  karşılaşmalarla buluştum. Önceki seçimde aday olup, Ratyuo Mayıs yerinde benimle tartışan adayla karşılaştık. O  dönem ona “aday olduğun parti dahi sana kazık ataccak” dedim. Kendisi de doğal olarak kızdı. Sonuçta ben haklı çıktım. Ne tesadüfdtür ki o  tartışma sonrası ilgili örgüt lideri haftalık prokramlara çıkmadı. İşte o  örgüt lideriyle karşılaştım. Yanımdakine selam verip beni tanımamazlığa vurup hemen ordan ayrıldı. aArkadaşım olayı bildiği için de ironik şekilde “dseni tanımıyormu” diye gülrek sordu. Ardından benimle iyi giden ve vekil olmadan önce epey dosluğumuzun geliştiği vekil geldi. Uzaktan bakıp selam vermeden ilgili örgüt yetkilisiyle masaya oturdu. Bu karşılaşma nbeni gülrdürürken, yanımdakiler “neden boykot durumuna daha da yaklaşdık” dediler…..

Çorbacıdan çıktık. Eve gelip televizyonu açtım. Hani hep Türkiyede var denilip de bizde de uygulansın veya ne uygulanmasın ezberi var ya, izlerken bunlar da sırayla aklımdan geçti. Tatarın ve Atunun müzevirlikle yurttaşlarını açıkça Türkiye açılış törenlerinde şikayet etmesi veya dün Tatara Avrupa görmüş diye övgüler yapan fırıldak gazetecinin şimdi ayni kişiye veriştirme filimleri de yarım gözümün önünden siyah beyaz gibi geçti”. Hele de seçim koşulları nedeniyle istemesem de rasladığım partilerin yükselen sesleri ve güzel incilerini de duyunca; televisyondak  Türkiyeyi de görünce, karamizahın dibine doğru gidiyordum. Erdoğan geçen hafta para piyasasında bilinmezlikler kasırgasında yel gibi esip kamuyunu daha anlamdan darmadağın ederken, bu hafta da iki önemli “müjde” veriyordu: istanmbul belediyesi tıpkı önceki Diyarbakır belediyesi gibi kayum eksenine koymaya başladığı izlenimini geliştirdi. Daha ağzından çıkanın ne olduğu netleşmeden, yandaşları harekete geçti. Yetmedi; yaşanan ekonomik krizlerin kurumsal çöküş ile U  dönüşleri sürerken, bunları anlayıp bilgielrle kamuoyuna duyurmaya çalışan ekonomistler de kemerin içinde kendilerini buldular. Konuşmayacaklar, anlatmayacaklar ve karabasanın gerçekmiş gibi gündemi belirlemeleri sağlanacaktı.*

Bunlara karşın da yarın Kuzey Kıbrısta grevler ve protestolar var. Merkezin üst elitlerine bağlantıları tam olmayan ve muhalefetin önemli eksenine dek yayılan Sendikal platforum gerçekleştiriyor. Ülkenin seçim süreci, krizler, teslimiyetlerle iyice sıkışan, siyasetçilerin kalan alanda politika yapıp kazanma hırrsları içinde resmen grev bazı bulguların işaretini verme konumuna da etken yapa bilir. Ama, karabasanın içinde mizah yaparken, mizaha gerek kalmayan gerçeklerin acı karikatürleşmesi bizi elbet düşündürtmelidir. Sadece bir önceki seçim ile şimdiki aranın dahi neleri yok etiği partilerin tutumlarıyla netleşiyor. Sanki sömürgesel koşullar gelişmemiş gibi, teslimiyetin eldeki yetkileri işe almaya dek daraltıldığı hareket süreci yokmuş gibi normal ülke vaatleriyle probaganda akıp gidiyor. Oysa, ilişkilerde ahbap veya çıkar ilişkili oy istençelri iyice yerleşti. Kişi veya parti seçiminde çıkar denilirken, bu daraltı Ankaraya daha geniş alanda dans etme şansını da veriyor. Elde olmayan merkez bankasıyla parasal önerilr sunmak, TL gerçeği ile kendi para birimli ekonomi sunuş yapnmma, birokratik veya siyasal kurum başkanıyken inanılmaz yalan rakamları söyleyip, doğrudur diye savunan kişilerin şimdi değişik partielrde aday olduğu, reçeterler ekonomiyi kurtarafcakları yuturmaları peşpeşe gidiyor.

Seçim sürecindeki ilk yazılarımdan birisi, resmen seçim sürecine girilmekle öncesinin sıfırlanıp seçim sonrasına brakıldığını yazdım. Şimdi seçim dönemi olup tüm yaşananlar yerine, seçimde seçilmek için birilerine mesaj verme dönemine girdiğimiz kesin. Yapılan ve seçim öncesi “bu yurttaşlık yapılışla resmen felaket olacak” diyenlerin, şimdi yutmasını da yaşamaktan geri kalmıyoruz. Ama, yarın grev ve eylem var. Kriz ile benzer aşmazlıkarda tepkillerin önemi kaçınılmazdır. Taleplerin ise katılımla birlikte partielre mesajının da önemi burada yatıyor. Eğer, sisteme dokunmadan sadece biraz ayar biraz para denilirse, sistem hiç rahatsız olmayacak. Hat ta partielrin kamuoyu desteğine hiç etki etmeyecek. Böylesi ikili gerçeklik var. Kanımca, şimdiden elde etiğim bilgielr, eylemin durumu dışıdna pek de oy kayışları yaratmayacak derecede olma kuşkuları yaygındır. Zaten, özellikle koltuk sevdalı partielr gözerlini ankaraya dikiyor. Kimisi para beklerken, kimisi de biz hazırız sırasına girdi. Prokramlar da ona göre yazıldı. Öyle talepler vardır ki sanırsınız refah ülkesinde olup bazı aksaklıkların giderilme eksikliklriyle uğraşılınıyor! Bu prokramlar nedeniyle çoğu insan prokrama değil çıkara veya yakın göründüğü etikete göre oy verme eyliminde. Tek sonuç; sisteme hiç dokunulmuyor. Sömürgesel koşulalrın değiştirme veya dönüştürme içerikli cümleler de yok. Sadece brakılan alanda kendi lehine seçtirtme çabası var. Konuşurken gayet güzel konuşanlar da var. Ama, konuştukları burada var mı sorusu da öteki çelişkiyi yaratmaya yarayan gerçektir. Nifusunun sayısı bilinmeyen, Ankara onayı ile oalnalr ortadayken ve bunu nerede ise hepsi yaşaarken, bağımsız olmaya yönelik tek ilke yokken, kendi kendini överek işlerin tamam olma yakınına sığınıp kalındı. Kara mizahın dahi az geldiği söylemleri bolca duyuyoruz. Hele de kimisi dierk şikayet ederken, kimisi de “sizin  dedikelrinizi biz yaparaak içeleşeştireceğiz” diyenlerin ikleminde seçim iklimi giderek bozuluyor. Bu nedenle yarınki grevle kitlesel karşılığı da biraz da olsa gözlemleyerek bazı sonuçları daha saymak mümkündür.

Bilimin suçlandığı,yandaş yalanın gayet tatlı gelip iktidarı koruduğu, müzevirler geçişi ile tarikatlaşmasının gölgesinde politika olunca, neyin doğru olacağının da tahmini gayet kolay. İşbirlikçilik teslimiyetiyle bağımsız olunmaz. Bağımsız olmayan sömürge yerlerde de karar almak kolay değil. Her bağımsız karar ayni zamanda sömürgeciliğe dokunma da olduğu için, işbirlikçiler hiç cesaret etmezler.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin