Boykot statükonun kabusu oldu

Yeniçağ podcastını dinleyin

Adına seçim denen ve tüm kuralları Rejim tarafından belirlenen oyunun davulu çaldı. Davul çalar çalmaz da Rejimin belirlediği kurallar içinde oynamayı kabul edenler sahne aldılar. Kampanyada değişen bir şey yok, aynı nakarat tekrarlanmaktadır. Hepsi iktidar diye yola çıktılar. Ancak ortamın farkında olacaklar ki, hükümet ortaklığına razı oldular. Bu çerçevede bol keseden cek-caklı vaadler sıralıyorlar. Ancak bu kez, onları gayet iyi tanıyan toplum hiç onları dinlememektedir. Yıllardır süslü sözlerle kandırdıklarını sandıkları arık kendilerine inanmamaktadır. Bu durum kendilerini çok öfkelendirmiş olacak ki hemen bir suçlu buldular ve boykotçuları suçlamaya hatta utanmadan statükoya hizmet ettiklerini söyleyebilecek derecede kendilerini kaybettiler.

Yıllardır söylüyoruz. Bu coğrafyanın kuzeyinde herşeyin kontrolunu ele geçiren Tc yönetimleri burada bir vitrin oluşturdular; meclis de bu vitrinlerden bir tanesidir. Zaman zaman da vitrin yenilenmektedir. Bu yenileme operasyonunda her zaman kuralları kazanan koymaktadır. Kazanan da Rejimin kendisidir. Bu çizilen çemberin içinde yer alanlar ise her zaman oyunun kaybedenleridir; seçmedikleri bir oyunun aktörleridirler. Kuralları koyanlar kazanır, kaybedenler de kendilerine empoze edilen kurallar altında kaybedeceklerini bile bile bu oyunu oynamak zorunda kalmaktadırlar. Bize düşen görev dayatılan bu koşullar altında, bu oyunun doğal ve evrensel olmadığını reddetmek ve buradan hareketle bu ve benzeri oyunların kurallarını değiştirmek için mücadele etmektir.

Mücadelenin şekli ise Yeni Kıbrıs Partisin Yıllardır dillendirdiği ve topluma mal olmuş sloganlarında yatmaktadır. “ Bu memleket bizim; talimatla yönetilmete hayır”. Bu çerçevede bu oyunu deşifre etmek için YKP ve toplumun önemli bir kısmı boykot uygulamaktadır. Artık bardaktaki su taşmıştır. Bu oyunu da oyunun içinde yer alanları da toplumumuz iyi tanımış, Böyle iktidara yürüyoruz, hükümeti biz kuracağız hikayelerine inanmamaktadır. Memleketin kuzeyi yangın yerine dönmüştür. Pahalılık, işsizlik, göç sanki kaderimiz olmuştur. Ülke gerçeklerini halkımız zor zor yaşamaya çabalarken, bu seçim denen oyunun içinde yer alanlar da bu gerçekleri gördükleri halde halkı yanıltmaya gerçekleri gizlemekte, bu ülken,n kuzeyinde iktidar veya hükümetin olmadığını gizlemeye çalışmaktadırlar.

Bu şartlar altında bu oyunu reddedip bu düzenin değiştirilmesi için mücadeleye katılacaklarına, bu oyunu reddeden boykotçulara saldırmaktadırlar. Vatandaşlık göreviymiş oy vermek. Oy vermek vatandaşlık görevi olmaktan çıkmış yandaşlık görevine dönüşmüştür. Vatandaş için ne yaptılar ki şimdi vatandaşdan görev bekliyorlar? Boykot bir haktır. Ve boykot bir direniştir. Bir red ediştir. Kitleler haklarını almak için ekonomik boykot yanında siyasi boykot da uygularlar. Boykot örgütlü olurmuş! Boykottan korkanlar yeni yeni icatlar keşfettiler. Boykot bir sivil itaatsizliktir. Halkımız da bu direnişi her yerde yapmaktadır. Bundan önceki iki seçimde Anayasa değişiklikleri için referandum yapıldı ve bu halk kendi kendini örgütleyerek , bu oyunun içinde olanların tüm isteklerine rağmen reddetmediler mi. Şimdi yine reddedecekler , sandığa gitmeyecekler ve boykot uygulayacaklar.

Yeni Kıbrıs Partisi halkımızı, nerede olursa olsun boykot yapmaya çağırmaktadır. Bu rejimin belirlediği kurallar içinde oynamayı reddet.

 

Boykot Eylem Komitesi adına

Rasıh Keskiner

- Advertisement -spot_img

Yeniçağ Podcastını dinleyin

- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
357AboneAbone Ol