Ukrayna krizi kontrolu savaşla sürdürülmeğe devam ediliyor. Rusya Zelenski hükümetinin devrilmesi siyasetine yoğunlaşıyor. Bunu savaş alanından gelen havberler de destekliyor. Örneğin, askeri makine saldırıya uğrayıp tahrip edilirken, alt yapılar pek zarar hala görmüyor. Beklenti yıkılmamış Ukraynada Rusya yanlısı bir yönetimin veya tarafsız bakışlın develtin oluşmasıdır. Buna karşılık batı emperyalizmi temel amacı olan Rusyayı netürleştirme,sıkıştırma politikasına uygun kararlar peşpeşe geliyor. Anbargo ve yaptırımlar alınıyor. Yalnız sertleşen yaptırımlara belli ki Rusya önceden bazı tetbirler aldı. Buna karşılık Amerika ve kanada Rusyaya karşı ihracatda oldukça az ilişkileri olduğu için daha rahatdır. Fakat, AB ile Rusya arasında ticaret daha yoğundur. Bu bölümde çatlaklar çıksa da uyumda zoru duruşlar gösterilse de nnereye kadar sorusu geliyor. Ayrıca, ticari ilişkilerdeki farklılıklar, Rusyaya bakıştaki politik çıkarlar oluşuna rağmen bunların net çatlaklıkları tutumlardaki ayrışmaya net yansıyamıyor. Baydın en azından ilk aşamada bu cepeyi toparlayıp Nato şemsiyesi altında hareket etmeği de zorluyor. Fakat, Baydının handikapı da içte yaşanıyor. Seçimi zorla kazandığı Trumçular yeniden canlanıp baydının önüne geçti. Bunun yansıyışı da Kasım ayındaki parlemento seçimlerinde görülecektir.
Bu arada farkında olmama türküsünü okuyan KIbrısa da pek de iyi gelmeyecek uyarılar var: ABD ve İngiltere evet, doğrudur. Savaşa direk katılmamış gibi görülüyor. Oysa alınan bazı bilgiler bizi de direk ilgilendiriyor. ABD ve İngiltere istihbaratı Ukrayna Zelinski yönetimini epey yardımcı oluyor. Uydular ve bölgedeki izleme üstleriyle Rusyanın hareketlerini Ukrayna isdihbaratına bildiriyor. Böylelikle, Rusyanın ordu hareketlerini bilen Ukrrayna orudusu da tetbirleri alıyor. İstihbarat savaşında Amerikanın, ingilterenin olduğu kesin. Peki bu dinleme izleme üstlerinin İngiltere yasal Amerikan yasa dışı merkezlerinden birisi de adamızdaki üstleridir. Bunu her bölgesel savşta veya karşı dinleme durumlarında çıkan belgelerle nedenli kullanışlı olduğu da hep yazılıp çizildi. Ama sağolsun medya ve siyasetimiz bu konuda “uyu yavrunm uyu, sizi egemenlikle, bağımsızlıkla yeniden donuklaştıralım” türküsünün nakaratını okumaya devam ediliyor.****
Ukraynada krizin kontrolu savaşa sıçramaası, ardından peşpeşe kararların alınması, anbargo ve yaptırımların duyulmasıyla birçok ülkede de tartışmalar olmaya başladı. Özellikle, savaşa karşı olan barış hareketlerinin netürleşmesi, sosyalist örgütlerin yetersiz olması nedeniyle, savaşa karşı sesler oldukça cılızdır. Hele göstermelik savaş ilanı da olmaması, örtü üçin kulanılmaya hazır mavzemedir. Yine de dünyanın her yerinde Ukrayna kontrolu savaşının etkileri konuşulmak zorunda kalındı. Bu yerlerden birisi de Belçika parlementosu oluor. Artı Gerçekteki Pazar günkü yazısında Doğan Özgüneşin anlatıkları bu nedenle oldukça önemlidir. Bir anlamda beni birinci paylaşım savaşındaki almanyaya taşıdı…
Bbelçika parlementosunda işçi partisi sözcüsü hem Ukrayna müdahalesini kınıyor, hem de Natounun batıyla birlikte uyguladığı siayseti eleştiriyor. Özelikle yapılan doğuya açılma anlaşmalarını retn etmesi, Rusyayı sıkıştırma politikalarının Ukraynaya dek uzamasını da sorguladı. Natonun demokrasi demek olmadığını da hatırlatı. Başlayan eleştiri saldırıları iftiraya dek uzadı. Sadece sağ partiler değil, sosyaldemokrat ve yeşiler partileri de eline sazı alıp veriştirdiler. İşçi partiyi Rus yanlısı olmakla suçladılar. Klasik faşist demogoji yalanına sarıldılar. Natonun demokratik özeliğine vurgu yaptılar. Sonunda işçi partisi sözcüsü kürsüye gelir. Yeniden Rusya işkalini kınıyarak ardından Nato ile batının yaptıklarını tekrarlar. Afkanistan, Libya ve Suriyeyi yeniden hatırlatır. Iraktaki felaketi söyler.n Sonra parlemento kapanır…
Özgüdenin sıcağı cıcağına aktardağı gerçek, aslında kapitalis klasik saldırının Belçika versyonudur. Öylesine rusya kaş-rşıtı oluşturuldu ki siz doğruyu söyleyince dahi, yanıt verme yerine sizi Rusçu, runcu suçlayarak saldırı yapılıp susturma eylimleri hep yaşanıyor. Olayın hem de batı örgütlerinin merkezi olan Belçikada, parlementoda yaşanması da tesadüf değildi. Hele de savaş dönemindeki sol görünüp sistemin solunda olmakla yetinen partilerin savaş tutumu ilk değildir. Bunu ilk defa Almanyada hem de birinci paylaşım döneminde Kağoski ile yaşadık. Hatırlayanla olur, Kağoski biz kimlere diyorduk?
Anlaşılacağı gibi, Ukrayna gelişmeleri salt Ukrayna ile sınırlı değil. Oyuncuların oynayış şekilelri ile de sistemsel dansa döndü. Herkes birşeyler bekler. Kimisi de fırsata sarılır. Nasıl olsa uluslararası kurallar silikleşti. En kötü tesadüf ise; emperyalis çağın en derin finansman krizli dönem oluşu, eflasyon canavarının her tarafı sarması “Amerikada dahi Y.7 cıvarı oluşu”, ekolojik krizin durdurulamaz dereceye ulaşı, pandemi salgınının yağın durumu, uygarlık krizi ile beklenmeyen gıda krizinin kapıda oluşu, Ukrayna Krizinin de etkilerinin daha sert olmasına yardımcı taşlar oldular. Bu koşullar kaçınılmaz her yere bedel ödetecek. Kısa vade ile orta vadenin kesişmeme tehlikesin ile her kararın, kendine has yeni sorunlar üretecek dönemi yaşıyoruz. Ama ne barış hareketleri güçlü nede sosyalist seçenek hala etkin halde alternatif olmuyor. Bunlar günümüz Ukrayna Krizini ören gerçek koşullardır.
