Şirin ebu akimile: Filistin kökenli gazeteci. Alcezirede muhabirlik yapmaktaydı. Geçen gün Doğu Kudüste İsrail güvenlik güçlerinin, Filistinli protestoculara karşı yaptığı saldırıları takip ediyorken, atılan kurşunla can verdi. Protestolar gazeteci kuruluşların da hızıyla, dünyada yankı buldu. Genelde, katledilen Filistinliler gelişmeleri pek haber yapılmaz haldeydi. Artık haber niteliği yok dereceye dek geriledi. Filistinli gazetecinin katliyle hem gazetecilik hem de Filistin sorunu yeniden hatırlandı. İsrailin acımasız saldırıları, Doğu Kudüsün İsrail tarafından ilhak edilişi de akla geldi. Çünkü birçok çevre kısa zaman önce Amerikan onayı ile Doğu Kudüsün ilhak edildiğinden haberi dahi yok. Orada, Filistinlileri sürme hareketi ile direnen halkın bilgilendirilmesi de ilgiye laik görülmüyordu.
Ebu Akile katledilince, gazeteci örgütler de sert tepki verince, politikacılar da olayın soruşturulmasını isteme çağrıları yaptılar. Sanki ilgi gösterip İsrail yapınca ceza vereceklermniş gibi! Giderek etkisizleşen Filistinin Elfetih kanadı da şaşkın haldedir. Bunlar daha unutturulmadan öteki rezalet gelişti. Katledilen gazetecinin cenazesine de İsrail güçleri slaldırdı. Hele de gazetecinin tabutunun taşınırken düşürülme tehlikesi karşısındaki izlenenler, öfkeyi daha da artırdı. Bukadarı olmaz denildi. Oysa katledilen gazeteci cenazesindeki saldırıyla yaşanan görüntü yanında İsrail uçakları Suriyeyi bombalıyor ve orada da insanlar ölüyordu. Bu haberin de değeri hiç derecede geçildi. Ama, gazeteci katli yeni cenaze olayı ile etkisini artırdı. Baydın dahi birşeyler söylemeğe çalıştı. Fransa yeniden seçilen başkanı ise günü kurtarma demeci verdi. Guteres ise çaresiz söylemini yaptı. Kimisi ortak soruşturma, kimisi uluslararası sorgulama gibi kuramları kulandı. Filistin yönetimi ise ceza mahkemesini işaret yapıyordu.
Kısaca, birşeyler konuşuluyor. Gerçekleşen olayla bize yeniden Filistin sorununu, İsrail gerçeğini dve ses gelince dünya çevrelerinin ordan oraya günü kurtarma sözlerini sıraladı. Olan, Alcezirenin Filistin kökenli gazetecisinin öldürülmesidir. Üstelik Alcezire televizyonunun da ne olduğunu bilerek bakınca, buna dahi tahammül edemeyen gerçekliğin içeriği de sızdırtılarak acılar saçmaktadır. Emperyelist hegemonya için kurdurtulan Alcezire muhabiri dahi vuruluyorsa, varın siz Filistindeki olanları yeniden düşünün.
Ebu Akile katli dünyada ses getirirken, birbaşka cenaze şimdilik görülmüyor. Sınırı kuzeye kaydırıp Türkiyeye gelelim. Dersimin gizemli coğrafyasında duralım. Aysel Doğanın cenazesi merasimine geçelim! Aysel ALmanyada kanser tedavisi görüyordu. Orada ölür. Cenazesi ülkesine normal olan şeklinde geğirilir. Kendi şehrinde kimine göre Tunceli kimine göre Dersimde gömülecekti. Ama, orası da türkiye. Hatırlarsınız Gurup yorum basgittarcı iprahimin veya Aysel Tuğluğun anasının başına gelenleri. Mezarlarından dahi çıkarılmacak derecede gözleri dönenler olup, başarı da kazandılar!
Cenaze şehre yaklaşınca, klasik Türkiye filimi başlamaya girişti. Polis saldırıları gerçekleşti. Cenazenin evinin önünde de yapılmasına engel oldular. Mezara direk getirilmesinin dayatışı oldu. Oturma eylemiyle cenazenin evinide de yapılışı istendi. Klasik Türkiye polis gerçeği işledi. Cenazeyi kaçırıp gömdüler. Ayselin son görevlerden biri olan kendi evi sürecinde de cenazenin getirilmesi zorla engelendi.
Bu haber dünyada yankı bulmadı. Pek haber yapan da olmadı. Türkiyenin bazı medyaları olayı arada vurguladı. Oysa, hem İsrail hem de Türkyiyede cenazeler üzerinden uygulanan devlet politikaları, oldukça acı verici sonucun birer örnekleri oluyor. Ama, insanlığın politik güçle nerelere g-dek gelindiğinin önemli mesajlarıdır. Üstelik ilkler değil buna benzeyen birçok örnekle bunlar sadece arada olanlardır. Ölülerden bile intikan kini devletleşince, işler de birbaşka olur.
