İsyanımız kuklaya ve kuklacıya

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yeni Kıbrıs Partisi Genel Sekreteri Murat Kanatlı, TC’nin Kuzey Kıbrıstaki valilik konağı önünde açılan pankartlar ve sonrasındaki tartışmaları değerlendirdi. Açıklamanın tamamı şöyle:

Tabelasında TC elçiliği yazsa da aslında hepimiz biliyoruz ki orası valilik konağıdır. Elçilik olsa, 1961’de imzalanmış olan Viyana Sözleşmesi’ndeki 41. maddeye uyması gerekir ki orda “her diplomatik personel bulunduğu devletin kanun ve düzenlemelerine saygı gösterme ve o devletin iç işlerine karışmamakla yükümlüdür” ve “Misyonun binaları, misyonun işlevleriyle bağdaşmayan herhangi bir amaçla kullanılmamalıdır” denmektedir. TC elçiliği tabelası asılı bina ve elçi diye takdim edilen kişinin sözleşmedeki maddelere uymadıklarını defalarca yaşayarak deneyimledik, bu nedenle orası için en uygun tanım Vali Konağıdır.

Ukrayna’nın işgali sırasında Türkiye Cumhuriyeti dışişleri dahil tüm ülkeler BM Kuruluş antlaşmasına atıflar yaptı, o antlaşmada deniyor ki “Tüm üyeler, uluslararası ilişkilerinde gerek herhangi bir başka devletin toprak bütünlüğüne ya da siyasal bağımsızlığına karşı, gerek Birleşmiş Milletlerin Amaçları ile bağdaşmayacak herhangi bir biçimde kuvvet kullanma tehdidinden ya da kuvvet kullanılmasına başvurmaktan kaçınırlar” denmektedir. Buradaki tüm üyeler hem Türkiye Cumhuriyetini hem de Kıbrıs Cumhuriyetini kapsar, toprak bütünlüğü ile de ne kastedildiği bellidir. Tam da bu nedenle BM Kuruluş antlaşmasındaki diğer hükümlere de bakarak “Türkiye Cumhuriyeti işgalcidir” dedik, demeye de devam ediyoruz. Bu, YKP ve diğer siyasi parti ve örgütlerin kendi kendilerine oturup karar verdikleri bir durum tespiti de değildir. BM, AB ve Avrupa Konseyi’nin çeşitli organları bu durumu defalarca tanımlamıştır, garanti ve ittifak antlaşması da ayrıca toprak bütünlüğünün sağlanmasına atıf yapar. Ünal Üstel’in soruşturma açma tehdidi savurduğunu duyduğumuzda memnun olduk, umarız ki konu mahkemeye intikal eder ve Kıbrıs’ın kuzeyinde mahkemelerde de bu durumu bir kez daha teyit etme imkanı bulmuş oluruz. Mahkemede ayrıca Ünal Üstel’in bu soruşturmayı açtırmaya yetkili olup olmadığını sorgulama ihtimalimiz olacağını da memnuniyetle karşılarız.

İçinde UBP yetkili organlarında da görev alan hukukçu ve siyasi şahısların da olduğu birçok kişi Ünal Üstel’in atanmasında usul hatası yapıldığını defalarca yazmışlardır. Ersin Tatar’ın bir milletvekiline görevi verebilmesi için mecliste grubu olan tüm siyasi partilerin girişimlerinin başarısız olması halinde son seçenek olarak gündeme geleceği genel kabul gören hukuksal yorumdur. Anayasaya aykırı şekilde süreç tamamlanmadan görevlendirme yapıldığı için Ünal Üstel’in başbakanlığı da anayasaya aykırıdır, mahkemede bunu da sorgulayabileceğiz. Ayrıca Ünal Üstel hakkında yasadışı iş yaptığı için soruşturma açılmıştı, kamuoyunun “Jet Krizi” diye hatırladığı olayla ilgili işlem yapmayan ve/veya tamamlamayan polis teşkilatının hızlı bir şekilde pankart soruşturmasını tamamlaması halinde bunu da Polis Genel Müdürlüğüne sorma imkanı elde edeceğiz. Avrupa Gazetesine saldıran kişileri hala bulamayan, Lefkoşa Belediyesi’ndeki yolsuzlukları Sayıştay raporuna rağmen tamamlayamayan polis teşkilatının bazı soruşturmaları adeta “seçerek” nasıl hızla tamamlayabildiğini de sorgulama imkânı elde edeceğimiz için de dava açılması iyi olacaktır…

YKP, özellikle haddimizi bildiren açıklamaları da dikkatle okumaktadır. Özellikle siyasi linç faaliyetlerine katılan Ticaret Odası ve Sanayi Odası bilmelidir ki ürün/firma boykotları da üzerinde konuşabileceğimiz bir seçenektir. Sırf AKP’ye yaranmak için kendi insanını harcayan, hiçleştiren, onları linç edenlerin ürettikleri ürünlerin kullanılmamasını istemek zorunda kalmamayı dileriz…

YKP, 18 Mayıs’ta valilik önünde açılan pankartların/dövizlerin içeriklerini sahiplendiğini, bu düşünceleri taşıyarak yıllardır mücadelesini sürdürdüğünün de altını çizer, bu nedenle herhangi bir soruşturmada pankartlara sahip çıkarak, siyasi parti olarak sürece taraf olacağını da vurgular…

YKP’nin, Ekim 1989’dan beri sloganı nettir, “talimatla yönetilmeye hayır, bu memleket bizim, biz yöneteceğiz”. Bunun için mücadele ettik, mücadele etmeye de devam edeceğiz…

Bugün itibariyle de evet isyanımız hem kuklalara hem de kuklacıyadır.

- Advertisement -spot_img

Yeniçağ Podcastını dinleyin

- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
357AboneAbone Ol