Cuma gününün artık sonuna geliyorum. Yeni güne geçmeğe yaklaşık kırkbeş dakika kaldı. En son Tele 1 dinlediğim denizlerle ilgili belgesel sonrası, sıcağı sıcağına bir deyerlendirme yapma zorunluluğu görüyorum. Klavyenin başına geçtim. Dileğim, teknolojik arızaya yakalanmadan makalemi tamamlamaktır.
Cumanın son dakikalarında geziniyorum. Beş Mayısın gecesinde başlayan Halk TV yayınıyla girdiğim Denizlerin idaam süreci, artık tamamlanıyor. En son Tele 1 yayınlanan belgesel ile bu bir günlük tarihi yeniden yaşama zamanı da sonlandı. Artık 7 Mayıs ile bu anımsatma günü de bitecek. Halk TV ile başlayıp, Tele 1 ile sonlanan süreç, içinde yazılan başka yayınlardaki makaleler ve ERatyo invernet Mayısındaki Yaşarın yayınladığı anma bölümü de K. Kıbrısta Denizlerin günü için önemli bir tarihi belgesel olarak da eklenmelidir…
Cuma gününü tamamlıyorum. Bir 6 Mayıs daha yaşadım. Yarım asır öncesi yaşamaya başladığım gün bugün gibi de aklımda. Dönemle hem sıcak sıcak yapılan yayınlardan tutun, şimdi yarım asır sonrası ki bakışları birlikte tekrardan süzgeçten de geçirdim. Olayın başlangıcında daha genç denecek çağda dahi değilken, Körler okulunda 5 Mayıs gününde beklenen Deniz, Yusuf ve Hüseyinin idamıyla alakalı beklentiler, hala her 6 Mayısta bir yerden yel gibi geliyor. Bbazı devrimci senpatizan arkadaşlar gibi Denizlerin her an idam haberlerini bekliyorduk. Ama, bazı alevi arkadaşlar. Hıdırelez nedeniyle kutsal gün nedeniyle ertelenip sonra yapılacağı inanma istençleri de vardı. Özellikle Turan içli bu konuda tekrar tekrar ayni nakaratı söylüyordu: “Hıdırelez nedeniyle birkaç gün daha kazanırlar” diyordu. Ama olmadı… Böylelikle Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamını yaşarken, Kıbrısta pek alışık olmadığımız mezhepsel ayrımının Alevi kesiminin de ilk önemli günlerini de acı içinde öğreniyordum.***
Aradan yarım asır geçti. Artık yaşlı bir adam oldum. Köşemde yalnız şekilde iletişim aletlerinin verdiği müzik ve yorumlarla birlikte yaşıyorum. Duvarlarla konuşsalar, konuşacam! Böylesi ortamda yeniden Denizlerin idam günlerine geldik. Bazı yayınlar yapıldı. Doğrusu, TC medyaları daha önemser şekilde yayın yaptılar. Elbet, söylenecek çok deyerlendirme de vardır. Çünkü, yarım asır sonrası günümüz koşullarına yönelik yorumlar yapılıyor. Hat ta yeniden oluşturulan belgesellerde de geçmişe yönelikten çok günümüze de yaklaşam önemsemeler sonucu, konularda değişkenlik dahi var. Fakat, en önemli gerçek sırıtıyor: Yarım asır önce devrimci dayanışma. Öyle ki sadece yurt içi değil Filistin gibi davalarda da ortak mücadele izlerine yeniden raslıyoruz. Değiştirme ve mücadelenin enternasyonaliszmin hayata geçişini de yakalıyoruz. Vey yine anlıyoruz ki şimdi neden hiç Filistin konusu konuşulmuyor, sistemi dğeiştirme diye seçenek yok sorularının yanıtını bizat devrimci geçmiş gerçeklikte kolayca buluyoruz. Devrimci sosyalist hareketlerin gerilemesi ile nelerin kaybedildiğini de değerlendirmek önemlidir. Şimdi, Filistin gibi bir sorunu hiç konuşmuyoruz. Hat ta Filistin devrimi değil konuşanların bunu başka gerici gözle de probagandalaşması da siyasal gelinen acı sonucun sonunu işaret etmektedir.
Denizlerle alakalı siyasal deyerlendirmemi önceki yazılarımda önemsetilme şekliyle yazdım. Tekrar edecek değilim. Yenilme veya yenme yanında, neleri amaçlayıp neden başarılmadığı ikilemine çekmek önemlidir. Öyle sosyalist gerçekliği silik duygusal alanda brakılırsa, çok yanlışlar gelişir. Zaten, günümüzdeki genel emperyalist aşmazda sosyalist seçeneğin eksikliği hep sırıtılıyor. Sistemi değiştirmek ve yeni dünya kurma önemi devrimci hareketlerin gücüyle dünyada yankı buldu. Denizlerin dönemindeki Çeguvera, Küba devrimi Viyatnam başarı mücadelesi hepsi emperyalizme karşı olan hakreketlerin siyasetleriydi. Şimdi, fonlarla demokrasi oyunuyla, projelerle geliştirme bağımlılığı neoliebral süreç kısgacında bu geçmişi anlamaya çalışılınıyor. Öyle ki zamanında Denizlerin idamına CHP kesimi de evet derken, şimdi bu kaçınılmaz kökleşen devrimciliği geriletip bu hareketlerin terkisine takma çabaları olması da ibretliktir. Denizler sistem değiştirmek için mücadele edilirken, şimdi sisteme nefes aldırma aracı olarak mkulanma çabalaarı da yaygındır. Denizlerin bütünsel yarınlara taşıyacak olan sosyalist hareketlerin başarılarıyla daha anlamlı olacaktır.***
Belgesellerde dikatimi çeken genel önemli bir durum var. Bu yanlış anlaşılmasın, olumsuz anlamında yazmıyorum. Gerçek olarak dikati çekmek istiyorum. O dönemi canlı canlı olarak yaşayan birisi olarak, hala birçok gerçek aklımda varken, ilgili dikati yazmayı uygun buluyorum. Dinleyip izlediğim 6 Mayısla alakalı yorumlarda önemli bazı noktalar vardır. Aradan geçen yarım asır ve sosyalist hareketlerin cılız olması buna etken halinde olmasına neden oldu. Çünkü, geçen zaman yeni nesil oluşması, o dönemi yaşayanların kaçınılmaz olarak yaşamlarında yeni koşullarla etkiler de gerçekleşti. Sosyalist hareketlerin de cılız oluşu, Neoliebraleşme ile gericiliğin yaygınlaşması, önem verme konusunu oldukça etkileyecektir. Günümüze göre bakış veya geçmişte hatırlatılmak istenmeyenlerle birlikte bazı yeni düşünce bakışları da oluşması normaldır. Örneğin, Kızıldere katliyamındaki muhtarın tutumunu o dönem geniş şekilde hem de erinde dahi araştıranlar vardı. Oysa şimdi konuyla alakalı konuşanlar, belek kaybı veya konuşmak istememe sonucu, bazı noktalrda kaçamak veya başka gerçekler anlatıyorlardı. Bu bence önemlidir. Üstelik tekrar edecem: sosyalist hareketler oldukça zayıftır. O dönemin bazı tanık kişiler de şu anda CHP soluyla yetinilip güncel çıkara ve tutuma göre de konuşması gayet normaldır.
Bir de şu yanlış var: geçmişi eleştirirken, elbet örgütsel yetersizlikler veya koşullara göre davranış biçimleri de eleştirilebilinir. Fakat, genel eleştiriye kolay kllay gidilemez. Nitekim, ayni benzer politikaların bazı ülkelerde devrim yaptığı da biliniyor. Önceki bazı yazılarımda yazdığım gibi, yenilgilerdeki yetersiz örgütlenme önemli yer alırken, bunun net siyasal yenilgiyle özdeşleştirilmemesi önemlidir. Hedef sosyalizim di ve bunu değişik yolardan gerçekleştirilmeğe uğraşılırdı. Buna karşın Emperyalizim de tümden saldırılarla her gücü deniyordu. Ancak, günümüzde sosyalist başarı pek olmaması nedeniyle günümüz aynasından eleştirmek de eksiklikler getirecektir. Üstelik o dönem sonrası kapitalizim Neoliebral yapılanış gibi önemli değişim geçirdi. Bunu dikate alan da yok. Konu öyle basit moral duygusal süreç değildi. Devrimler yapılırken, aslında takınılan nokta geçiş süreciydi. Nitekim, devrim yapan birçok ülke geçiş noktasında sorunlar yaşayıp tıkandı. Bunu iyi farketmek önemlidir
Artık günü tamamlıyorum. Sanırım sıcağı sıcağına nedemek istediğimi anladınız. Eğer günü gününe sıcak birikim unutulursa, ilerde yapılacak birçok değerlendirme eksiklik ve geçmişten çok gün ağırlıklı deyerlendirme haline gelecektir. 6 Mayıs, denizlerin idam anısında önemli bir kıyas yapma şansını da bana getirdi. Dileğim Kıbrısta da bu ders alınıp zamanındaki gerçekler günün çıkarına ret edilmesin.