Yeni Kıbrıs Partisi Genel Sekreteri Murat Kanatlı, BRT müdürü Meryem Özkurt’un ceza almasını değerlendirdi. Açıklamanın tamamı şöyle:
Bir kez daha konuyu özünden uzaklaştırıp BRT müdürü Meryem Özkurt’un ne kadar iyi insan olduğunu, esas suçlular ile ilgili işlem yapılmadığını konuşur hale geldik…
2020 cumhurbaşkanlığı seçimlerine TC devleti her düzeyde müdahale etti, bu müdahaleler de zaten sonrasında raporlandı. BRT müdürünün de cezaevinde olması, bu müdahalelerden birinin sonucudur.
Seçim yasakları her türlü açılış törenlerini de kapsar, bu nedenle başka zaman ve gün kalmamış gibi Ekim 2020’de seçime günler kala su temin projesinin bir aşaması için yapılmak istenen töreni şikayet üzerine YSK yasakladı ve bunun bir suç olduğunu bilen Ersin Tatar ile Dursun Oğuz açılış törenini Kıbrıs’ın kuzeyinde yapmadı!!!
Haberi hatırlayalım:
Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim yasakları nedeniyle yasakladığı Geçitköy’de Su Temin Projesi’ndeki tören Türkiye’deki Erdoğan-Tatar basın toplantısı içinde yapıldı. Seçim yasağı Ankara üzerinden aşıldı, BRT’nin canlı yayınıyla delindi. Erdoğan’ın sunumuyla Kıbrıs’tan yapılan canlı bağlantı sonucu Geçitköy Barajı’nda iki ülke Tarım Bakanları, ayrıca yüklenici firma temsilcileri su temin projesini anlattı. Erdoğan’ın “talimatı” ile su temin projesinin tamiratı sonrası “açılış” yapıldı.
Siyasiler neden yargılanmadı? Çünkü suç olduğunu bilerek, yasanın etrafından dolanıp, töreni Ankara’ya aldılar, Tayyip Erdoğan’ın arkasına gizlenip, onun da kendileri lehine müdahale ettiğini de gösterecek şekilde seçim propagandası yaptılar…
BRT ise bu seçim propagandasını canlı yayınlayacağını açıkladı, bunun üzerine YSK, BRT müdürü Meryem Özkurt’u defalarca yazılı ve sözlü uyardı… Müdür idari amir olarak yasaları bilmekle yükümlüdür. Meryem Özkurt da suç işlediğini şüpheden ari şekilde biliyordu. Bu nedenle konuyu siyasal zeminden kaydırıp, kişiselleştirip, duygusal açıklamalar yapmaya gerek yok. BRT müdürü TC devletinin seçimlere müdahalesinin propagandasını seçim yasaklarına rağmen yaptığı için cezaevindedir…
YKP, on yıllardır seçime seçim deme koşullarının olmadığını anlatmakta, bu müdahale etme araçlarından biri olarak da BRT ve devletin diğer haber üreten kurumlarını da işaret etmektedir. BRT bugüne kadar defalarca seçim yasaklarını delmiştir. Bugün itibariyle de tarafsız bir kurum olması ve tüm siyasi partilere eşit davranması gerekirken TC devletinin ve burdaki hükümetin propaganda aygıtı durumundadır…
YKP, BRT müdürü için yargı süreci tamamlanmadan meclisten af çıkarılması girişimini de hukuk devletine aykırı bir hareket, yargıya müdahale edip, etki altına alma girişimi olarak görür, hem milletvekillerinin hem de cumhurbaşkanının “namus ve şeref” üzerine hukuk devletini, yasaları ve anayasayı korumaya yemin ettiklerini hatırlatır, bu koruma yapılmadığında namussuzluk ve şerefsizlik halinin oluşup oluşmadığının takdirini kamuoyuna bırakır…
Her şeye rağmen BRT müdürü Meryem Özkurt af da edilse, herkes net olarak gördü, “kral çıplak”…