yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKaçışlarla yakalanmak bazen geç kalınır - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Kaçışlarla yakalanmak bazen geç kalınır – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Öngörü yapmak önemlidir. Geçmişten gelen gelişmelerin birikimi ile güncel yaşananı anlamak bu bakımdan önemlidir. Bağlantı kurmak, öngörülerle geleceği söylerken, kaçışa sığınmamak oldukça can alıcı önemlidir. Kaçmak, kendine dokunulmama umudu ve daha tehlikesi, güncel yaşananı çıkara veya tersten okuyunca, bu kaçışın sonucunda sizi de bulunca şaşırırsınız. Bu yazımı güncel bazı gelişmelerle bağlantılı bazı ayaşananı yorumlamaya uğraşacam. Birielri alınsa da farketmez.

Yıl 2018. Türkiyede yerel seçimler gerçekleştirildiydi. Hala Ratyo ve TV mayısta özellikle kendim perşenbe günü prokram gerçekleştiriyordum. Yapılan Türkiye yerel seçimlerinden önemli bir  yaşananı ekrana taşıdım. Van ilinin bir bölgesinde yapılan seçimi kazanan Ayşenin elinden resmen çalındı. Üstelik Seçimin galibi de onun ilkokul öğretmenine verildi. Ayşenin isyanını canlı şekilde sundum. “Hocam, siz bize doğrudan yana olmamızı öğretiniz. Oysa siz şimdi benim kazandığım seçimi çalarak yanlış yapıyorsunuz” diye isyan ediyordu. Prokram çıkışı iyi CTP arkadaşlarımdan bazısı neden bu örneği seçtiğimi sordular. Sadece kafamaı saladım. Çünkü hala CTP ve bazı diğer muhalif kesimler hala AKP inin Kıbrısa barışı getireceğine inanıyorlardı. Üstelik koltuklara onları AKP taşıyordu. Buna benzer başka gelişmeler de prokramlara katıyordum. Oldukça Türkiye alakalı bu durumlar bazılarını tedirgin ediyordu. Kimisi de bana “senin bu prokramnların uzun sürmez. Kaldırılır” deniyordu. Süreçte haklı çıktılar. Çok geçmeden medya benim birisi Mustafa ötekisi kendimin yaptığı prokramlar kaldırtıldı. Hem de yüzümüze karşı bir neden söylenmeden. Muhalif olması ve bazı yayınları gerçekleştirme nedeniyle bunun pek fazla eleştirisini yapmayarak, insanlara braktım. Yanıldığımı da kısa zamanda anladım. Gerçi şimdi zaman zaman yorumcu olarak şimdilik ismet tarafından yayına çıkarılıyorum.

İlgili özeti neden yaptım: Mevlüt Çavuşoğlu hafta sonu adamızda cirit atıp golf oynadı. Klasik konuşmalarını gerçekleştirdi. Alışılmış diliyle buradaki kesimlere de veriştirdi. Elbet, PKK suçlaması yapmaması da olamazdı. CTP birden kendini Mevlüt beyin dilinde içlerinde PKK lıların olduğu sözleri havada uçuştu. Şaşırdılar. Kimisi de öfke duydu. Ama, bazıları da işbirlikçilik ruhiyesi ile konuyu şöylesine dilerine buladılar. Halbuki ben ilgili prokram sorası hep şunu uyarıyordum: Şu anda Türkiyede gereçk direk seçim çalarak, gerek kayum ilan ederek yaşanan belediyeler gerçeği, yarın ayni suçlamalarla burayı da sarmalayacağını da ekliyordum. Şu anda PKK lı var diye Suçlanan CTP kesimi bana “bukadarı olmaz” diyorlardı. Ama oldu. Klasik Türkiye devlet politika suçlamaları şimdi de hem de dışişleri bakanı tarafından hem de dün araları iyi olaan CTP suçlandırıldı.

Klasik suçlama dilinin yeri geldiğinde ayni simgelerle yapılması gayet normal oldu. Fetocu, PKK çı veya bizdeki rumculuk resmi idolojilerin psikolojik harp teknikli kulanım algısı olarak kulanılır. Grrektiğinde siz olmasanız dahi  size bu suçu isna ederek hapse dahi gönderirler. Tabi ki PKK veya heran yeniden kulanıma hazır Hetoculuğun ne olduğu kimlerin inandığı sorularını dahi sormadan  damgayı yemeniz kolaydır. Şimdi dün bunlar bizi alakadar  etmez kesinler, şimdi ayni nçenberin içine çoktan sokuldular.****

Lefkoşa dışında en çok son dönemde Omorfo çevresinde bulunuyorum. Son dönemden özellikle bölgedeki ünüversiteler konusunda değişik  duyumlar alıyordum. OMorfo ahalisi ise ünüversite öğrencisinin çarşıyı canlandırma dışında pek de konuşma duyma niyeti yoktu. Son günlerde gidrek OYTÜ kampüsü ile alakalı düzenlemeler gerçekleştirme bilgileri de arada duyuluyordu. Yine ahali sadece rantla yetiniyordu. Öğrenci eylemleri iki kez gerçekleşti. Biri dün olmak üzere, Yapılan fayiş artışları protesto ediyordu. Bir öğretimn görevlisinin yenileme mukavelesi yapılmadı. Bunlar artık haberleştirildi. Fakat beklenen ilgi olmadı. Baze Omorfo çevrelerinin nabzını yokladım. İnanın diplerinde olan gelişmelerden habersiz gibi durdular. Omorfo vekiler ise şimdilik konularla alakaları yok gibidir.

Arada OTÜ ile alakalı olanlarla yaptığım sohbetlerde, ünüversitede yeni bazı düzenleme işaretleri olduğu duyumları v vurgulanıyordu. Ayni anda Türkiyenin merkezi OTÜ den de değişik kötü uygulamalar duyuyorum. Ama, OMorfolu sakin. Şimdilik yenilen rant ve canlanan çarşıyla yetiniyor. Oradaki hele de etkisi çok olacak dönüşümlerle alakadar olma niyeti hiç yok. Benzer gelişmleer, öteki ünüversitelerden de gelmektedir. Ahali ünüversite kuramlaşması değil Sadesadece yolunacak müşteriyle ilgilendiriliyor. Bir de yığılan ve rantal bakılan öğrenci sorumnnları sonucu Afrikalı bakışı lafları şikayetnameleri oluoyor. Belirtmiştim: bizler burada olanlarla pek ilgilenmeğiz. Hele ünüversite yapılarındaki gelişmmelere oldukça uzak durup müşteri öğrenci yolunmalarla rahata bakılıyor. Ünüversitelerin eğitim niteliği veya getirilen öğrenci profilleriyle hiç alakadar olunmuyor. Özel olmaları ve YÖK bağlantıları sonucu oluşan düzenlemeleri ise hiç alakadar edilmez. Hele de yeni ünüversite ile kalkınma lafı ilaç gibi geliyor!

Sadece bu iki gelişme, nerelere dek gelindiğinin basit örnekleridir. İsterseniz son kabine oluşumu, gelen yeni yasalar, imzalanan paket veya bunlara imza atanların okuyamama ggaripliklerini de katın. Tüm bu durumlar, K. KIbrısın nereye geldiğinin basit kanıtlarıdır. Türkiyedeki Denktaşcı hyranlı bazı gazeteciler ise olayı salt AKP leştirip de yazmaya başlayınca daha bir ironik komedi gibi bana geliyor. Ama değişmeyen gerçek, hala ezberin çoktan bozulmasına rağmen kendini savunmada kulanımı oluyor. Demokrasimiz, çağdaşlığımız veya özgürlüğümüze dokunmama gibi. Diyecek fazla söz kalıyormu?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
334AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin