Adamıza maşalah gelip giden epey insan var. Ne Korona dinlerler, nede pahalılık. Pilet fiyatlarının uçuşu da uçaklkarı fazla etkilemez. İstenmeyen, ama paralarına işdah duyulan rumların serüveni de bir başkadır. Onlar hem gelmemeleri için sınırda zorluklar çıkarılır hem de işdahla harcamaları beklenir. Maliye kasasına dahi kumar ve benzinden epey para girer. Yine de işler banbaşka hesapla da hesaplanır. Rumlarla yaşanmaz hamaset şarabı hep içilir. Turizm teşvikleri hayali akrabalara dek yandaşa verilirken, turist gibi gelip harcayan rumlara ise teşvik değil bol bol resmi küfür var. Temuzun ortasına doğru resmi araçlar daha bir yol keser. Nede olsa 20 Teemuz için heyetler gelir. Bol bol gezerler. Bazı yerleri de özenle isterler. Sanırsınız ünlü bir liderin, padişahın veya şahın önemli günü kutlanır. Üstelik öylesine zenginiz ki bir dğeil iki resepsyon yaparak daha bir itibarlı konuma gelinir. Garip olan ironiyi dün not düşme adına da yazdım. Hem resmi eksende ruma sövülür
Hem rumlar kumarhaneye gelip para harcar ve ayni ötelde resmi resepsyon yapılır. Bu resmi Kıbrıs gibi sömürgesel gerçekteki kültürleşen hayatın içinde ancak bulursunuz.
Bir de gelen nadir olsa da siyasiler var. Malum ola, bunlar da Türkiyedendir. Son dönemdeki gelip gitme siyasal yolda veya açılıp konuşulan telefon sohbetleri oldukça merak edilir. Bunun nedenini son UBP nin başına gelenler ve son yönetim atamaları hatırlarsanız, fazla uzun anlatmaya da gerek yok. Kim kimi kaydıracak veya yeniden koltuğa oturma ayak oyunlarının son sözü Ankaradaki Fuat Oktay olduğunu herkes bilir. Bilir de yine son günlerin Ünal Sunat çekişmesinden de beklentiler sanki burada olacakmış gibiğe dek indirgenir.
Gelip gidenler bu nedenle siyasal makamları varsa önemlidir. Hele de son gelişinde cami avlusunda nutuk çeken Çavuşoğlu durumu da işlerin nerelere geldiğinin kanıtıdır. Suçlanan parti dahi doğrudürğs yanıt dahi vermedi. Şimdi 20 Temuz nedeniyle Fuat Bey merakla bekleniyor. Hangi sözü diyeceği veya Kıbrıs sorunuyla alakalı konuşması değil. Vereceği müjdelerin de önüne geçen konular vardı. Bayram öncesi ateşlenen Ünal ve Sunat konusu ne olacak merakı vardı. Bu önemli: Gerçi Ünal biraz erkekleşse de bunun öyle olmadığını herkes biliyor. Bekleniyordu. Hat da karşılıklı suçlamalar ve yandaşların keskinleşen sözleri de duruldu. Fuat Bey bazı atadığı denetim memurlarından da nasıl bilgi alacağı da elbet merakın tamamlayıcı bölümüydü.
Tabiki bunlar beklenecek. Tutup da Nazımın bazuka atışıyla Kırşehirdeki olanları soracak değildir. Bizim öğrencilerimiz Laiktir deme cesareti hiç yoktur. Üstelik o konu şimdiden hahsıraltı edildi. Nedense bu tür gençlik kampşarının ne olduğunu senelerce biliyoruz. Çanakaleden Kırşehire yaşanan nice idolojik yönlendirme faaliyetleri de yaşandı. Dahası, bunlar biline bilene sırf beleş diye ve gezilecek maksadıyla havada kapılıyordu. Onun için başlangıçtaki Çanakale benzeri bazı rahatsızlıklar anlık kalkıp devam denildi. Havada kapılıp binlerce öğrencinin katılma beleşçiliği devam edip ayni tavırlar da gerçekleşme eylimini sürdürecektir. oHele dee Nazım beyin kapıdan döndüğü ve nerede ise koltuğu kaybedeceği anda yeniden kazandığı da düşünülürse, Fuat beye sorma yerine, bu soruyu soranlara bazuka atışı yapmayı yeylemesi de sürpriz değildir. Malumun ilanıdır. Hele laiklik, Atatürkcülükmü… Aman ha, hem koltuk gider, hem de bası dosyalar deşilir. Benden söylemesi.
Yine fuat beye örneğin konumu icabı Tahsin efendinin neden Türkiyeye bazı yurttaşların sokulmadığı sorusunu sormasını mı bekliyordunuz: elbet buda olmaz. Tam aksi ise olmaya adaydı. Bunlar da var, bunları da sokmayın. Bunlar bizi ruma satan jişilerdir, efendim biz de şikayetciğiz diyecek pişkinlik de vardır. Unutmayın, Tahsin efendi ikibinlerde müracat eden bir yurtaşın hem müracatını gn dermedi, hem de diplomamsını dosyadan yok eti. Buna dahi şahnlı KKTC makamları dokunmadı. Üstelik ardından da ilgili yurtaş sürgüne gönderildi. Böylesi uygulamaları olan birinin, neden bizim kilerin Türkiyeye sokulmadığını sorma düşüncesi olsun.
Fuat bey geldi. Konuştu da konuştu. Konuştuğu Kıbrısla alakalı çoğu cümlenin de yaşananlarla hiç alakası da olmadığını biraz Kıbrısı bilenler anlar. Fakat, Fuat Beydir. Buranın en üst yöneticisidir. Ondan beklenen, şu Ünal Sunat hikayesinin sonunu yazmasıdır. Ama ikisi de karşılıklı Fuat Oktaya diyecek sözleri de yok. Oraya nasıl geldikleri, bazı engelerin nasıl kırıldığını herkes bilir. Jetle olsa Genilerle de gerçekleşse şu işbirlikçi dosyalar ve ötekiler hep mutlaka bir yerde duruyor. Ah şu Cafer: şu Jet sgandalında kimlerin geldiğini bir söylese.