Suriye gelişmelerdeki medya olgusunu önceki makalemde biraz dokunarak ders verici şekliyle yazmaya çalıştım. Gerçekten, insanların en önemli bilgi kaynağı medya yapısıdır. Bu tartışılmaz. Tartışılmayan başka acı gerçek de şu: medya artık resmi eksenle önemli kesim buluştuğu için, yalan haberden, haberi görmeme tutumlarına dek batıklık derecesinde batıyor. Kitleleri yalan ve siyasal operasyon olgularıyla kuşatıyor. Mesleki olarak gazeteciliğin yayınlanmayan haberi dahi yakalama ilkesi varken, bazen önemli sayılan bilgiyi de medya kolayca gözden kaçırır. Bazen bilerek bazen de kurumsallaştırılan otosansürle uygular. Önceki Suriye yazımda bu konuda kimsenin mühimsemediği, medyanın gözünden kaçtığı, gazetecilerin yakalamakta yetersiz kaldığı görüşme, ancak on ay sonra haberleştirildi. Üstelik akabinde çıkan başta Kuzey Batı Suriye’deki tepkiler de özellikle konuyla alakalı yerlerde hala pek bilinmeme gerçeği de hala sürüyor. Dedik ya: gazetecilik mesleğinde demeçleri vermek veya herkesin ildiğini tekrarlama yaıncılık ilkesi değil, kimsenin haber yapamadığını haber yapmakla gazeteci olma kuralı öğretilmektedir..****
Şimdi ikinci bir örneği yazacam. Aslında Suriye konusundan farkı, olay haberleştirilmesine karşın geniş coğrafyadaki etkileşme olasılığına rağmen buda kamuoyunda pek hala tartışılmıyor. Fehim Taştekin’in son makalesini okumasam, benim dahi dikkatimden kaçacaktı. Bu defa olay Çeçenlerle alakalı. Öğreniyoruz ki Türkiye’nin yine dışişleri bakanı, bu defa MİT müsteşarıyla birlikte Çeçenistan lideri Kadirovla görüştüler. Bazı uzlaşmalar da yapıldı. Bu yine tersyüz bir haber olması gerekirdi. Çünkü, Türkiye Çeçenistan lideriyle değil Türkiye’ye sığınan kendi yandaşlı Çeçenlerle iş kotarıyordu. Hat ta şu olay Suriye’de de yaşandı. Bir yanda, Türkiye yardımıyla Kuzey Suriye’ye sokulan cihatçı çeçenler öte yanda Suriye’nin yanında savaşan Rusyalı Çeçenistan liderinin Çeçenleri karşı karşıya geldiler. Yine Türkiye’de birçok cinayet işlendi. Rusya yanlısı Kadirov’un liderliğindeki çeçenler ile öldürmeler gerçekleşti. Yine Taştekinden öğrendiğimiz kadarıyla, son Antalya’da Kadirov’un bazı yandaşları tutuklandı. Ancak Rusya ile olan bazı temaslar sonucu, bunlar sürülerek yurt dışına gönderildi.
Şimdi örneğin Suriye’de çeçenler karışılıklı şekilde düşman saflarda cephede bulunuyor. İdlipte bol miktarda Çeçenin olması da tesadüf değildir. Bu koşullarda eğer Türkiye dışişleri ile Çeçenistan başkanı görüşüyorsa, taşların oynama şansı da vardır. Bir başka örnekle konuyu geliştirelim: Türkiyenin Sakarya ilinde, eski ayrılıkçı çeçen lider Dudayefin adı parka verildi. Tepki olarak da Çeçenistan lideri de Öcalan parkı tehtini savurdu. Böylesi çelişkiler içindeki karşıtlıkta. Görüşmenşin olması elbet soruları da artırması beklene bilinir.***
Özetledşiğim karışık ilişkiler nedeniyle son temasın geniş alanda yankı bulması gerekirdşi. Olmmadı. Hat tan görüşmeği yapan Türkiye kesimi hala sesiz. Ama Kafkasyadan Ortadoğuya Çeçen konusu ikili karşıtdsa yerini alıyor. Savaşan Ukraynadan Suriyeye ikii taraflı çeçenler var. Türkiyede ise iki taraflı çeçen hesaplanması yaşanıyor. Türkiye kadirof uzlaşması veya yunuşaması kaygan bir etkileşmede yaratmaya adaydır. Ama pek tartışan da yok. Fakat çeçen kesiimler, savaşta vurucu güç olarak çok taraflı yerlerde bulunmaaya devam ediyor.***
Kısaca: medya haberciliği gerçekler yapmasa da bilgi eksikliği yaşansa da krizin kuraları oynamaya hız veriyor. Kıbrısı da direk ilgilenirmesine karşın, duyulmayıp konuşulmaması da tezatın nedenli önemli olduğunu göstermektedir.