Yaşadığımız yerde birçok çöküş ve çökmenin yağdığı çirkefliklerle boğuşuyoruz. Çoğu istemesek de farkındalığı yitirmenin sonucu normal halde yaşamaya dek geldi. Denizlerin kirliliği, etraftaki kokular, yönetimsel hyolsuzluk ve rüşvetler, kirli ekonomik geçişler, kolayca çirkeflerle zenginleşmeler ve kamusal alanların ikinci özel paylaşım şekileri, hepsi yaşamın güncel akışkanlığında normal hale geldi. Bunalrla yaşamanın yanında seçenek olmada etkielrinin de olmadığına da tanık oluyoruz. Tabi ki bu koşulalrın da yönetim biçimiyle özdeşleşip paylaşım hali ve siyasal tutum olarak da uygulandığını unutmamak gerekir. Eksradan, Türkiye ile olan bağımlılık gerçeği de var. Bu nedenden dolayı Türkiyedeki belirsizlikler kağosların ve siyasal seçeneklerin direk buraya yansıması da normal bir adım şeklinde gerçekleşmektedir. Sanırım, biraz ilgilenenler son AKP Türkiye dönüşümüyle K. Kıbrısa direk yansımalar bu gerçeğin basit bir tekrarıdır. Öyle ki AKP yönetim şeklinin direk K. Kıbrısa son günlerde öyle bir yansıtıldı ki partinin seçtiği adayın dahi çıkarsama yapılma kolaylığı ve seçtirilen makamcıların daha baştan Jet sgandalından Mühürsüz etlere veya ihalesiz yakıtdan tutun adapas sgandalına dek yüklü bir de eksradan bağınlı dosyaları olması ktesadüf değildir. Hele de ısrarla bunların oturtulması, İngiltere İnterpol aramasının durdurulup üst makama lider görevlendirmeler de Türkiye modelinin K. Kıbrıs versyonu olarak kurumsallaştırma yenilenesidir. Küliğe de bu işin suyu gösterisi olması da kaçınılmaz gibidir.
Ufak bazı hatırlatmalrla devam edelim: bir ülkede kurumsal çöküş yaşanıyorsa, rejim tıkandıyysa, ekonomik alanda eflasyondan öteki ekonomik göstergeler bunalım işareti veriyorsa, ancak dinamikler yeyetersiz ise fazla konu edilmez. Hele de baskıcı rejim uygulanıyuorsa, muhalefet de bu istenilen alana çekilirse, tepkisel öfke çizgisi kolay kolay genişlemez. Basit tepkilerle alevlenip sonlanan hareketler olur. Bu krli ilişkiler veya kurumsal çöküşler ancak ya sosyal muhalefetin dirençli çıkışıyla veya şu andaki Türkiyedeki yaşanan şekliyle egemen güçler arasında güç mücadelesinin açığa çıkmasıyla gündemleşir. Türkiyede Sedat Peker açıklamaları bir anda sistemin mafyatik durumunu, çürümüşlüğünü ve nerelere gelindiğinin belgeleri olarak havada uçuşuyor. Halbuki bu durum eğer muhalefet ekseninden yükselseydi, sistemin değişim seçeneğine dek gidilme olasılığı da olacaktı. Nitekim, Pekerin onca net içiçe giren birçok ilişkiyi açıklamasına rağmen, Türkiyenin gerçeğinde fazla hukuki kıpırtıya neden hala olmadı. Muhalefet ise istenilen çizgiye çekildiği için şimdilik sesizlik veya “ben gelirsemle” sınrlı söylemlerle yetiniyor. Bir anlamda Türkiyenin neden sorusuna yanıtı Pekerinaçıklamalarıyla çürümüşlük ve öte yandan muhalefetin yetersizliği arasına sıkışan politik denkleme gelindi.
Çökmüş veyayılan kirli ilişki gerçeği Türkkye rejimini daha bir dini unsurlara sarılarak, baskı uygulayarak devamını sağlama çaresine yönlendirdi. Diyanetin bizat probaganda için sahaya çağırmaları, mamların tehtitleri ve namaz kılmayanın öldürülme ilanı bunların sadece güncel birer uygulanan siyasal çağrılardır. Bir anlamda AKP konser yasaklamalarla ve dini referanslarla siyasal geleceğini oluşturma çabasındadır. Son Gülşen tutuklaması ise hayatın kendisine nedneli müdahale edildiğinin son bir kanıtıdır. Ölüm tehtidii yapana işlem yapılmazken, bir sözün tarikat trölerinin probagandasyla sanatıcının tutuklama gerçeği hukuksaln olarak yaşatılıyor.
Suriye konusu ise hem birilerine bal atıp görüşecekmiş gibi davranılıyor. Öte yandan da izin için bastırıp yeni topraklar alma fetihçiliği de her an halinde beklenen konum olaktadır.****
Gelelim K. Kıbrıs dalgasına: sadece haftalık birkaç sonuçla yetinecem. Ülkemize yaklaşık ikiyüzkırk dolarlık giren yasadışı para yakalandı. Gelen kişi başta saraylı hamasi söylemci Tatarla da resmi var. Ayni şekilde elçilikten öteki makamcıların da ortak fotoğrafları yayılıyor. Ama şuda unutulmadı: açtığı tesisi de başta saraylı olmak üzere makamcılarımız alkışlarla ve kurdele keserek yaptılar. Başka bir olay da bolca övülen ve kira fayişlikle köşe döndürten ünüversitelerden: Bangladeşli getirilen öğrencilerin nasıl çalıştırıldığına dayir haber de şöylesine haber olup buharlaştı. Peşinden Nijerya makamları öğrencilerine K. Kıbrısa gitmemelerini önerdi. Çünkü, kendilerince burada her gün bir Nijeryalının öldürüldüğü bilgisi eklendi. Ama fasülyeli atışlarda artan öğrenci sayısıyla övünen makamcılarımız atıp tutmaya devam ediyor…
Bir de belediyeler hikayemz var. Bunu dileyen önceki yazımı dikkatli şekilde okusun. Büyük Kaymaklı veya Eğlencenin nerede olduğunu bir daha düşünürken, onca yerden geçen bu yasanın kocaman yalanının nasıl oldu da görülmediğini de zahmet edip düşünsün. Düşünsün ki şu yanıtı da bulsun: neden Ünal baş makama oturtuldu. Oturtulmadan önceki Jet yolculuklarını da aklına mutlaka getirsin. Bir de şu bilgiyi hatırlayın: Öskan Murat dönemindeki tapu gelişmelerini ve değişen birimlerle özelleştirme birlikteliğini yeniden sorgulansın.
Çökmüşlük ve çürümüşlük eğer direnç yoksa, kabul görüyorsa normal halde akıp gider. Sadece son Falyalı hikayelerni Türkiye basınında okuyup da kafamızı salamaktan başka bir şey de kalmaz.