Türkiye’de ABD’nin işbirliği ile kurulan AKP’nin kurulduğu artık kamuoyu ile paylaşılmıştır. O dönemin AKP kurucularından olan Abdüllatip Şener de parti kurma çalışmaları öncesi ve sonrasında Tayyip Erdoğan , Abdullah Gül ve Erdoğan’ın özel doktoru ile birlikte ABD’ye gittiğini anlatmıştı.
2002 Genel Seçimleri öncesi ABD ziyaretinde George W. Bush’ başkanlık koltuğundaydı. Aynı dönemde Savunma Bakanlığında Savunma Politikaları Kurulu’nun başında Parle vardı. Bu görüşmeye aracılık eden de Cüneyt Zapsu’dur.
Cüneyt Zapsu AKP kurucularından olup Türkiye’nin en zenginlerindendir. Uluslararası siyasette birçok önemli kişi ile ilişkileri vardır. Richar Parle de bunlardan biridir.
AKP ilk genel seçimlerinde iktidara geldi. Bunda ABD’nin rolü olduğu yadsınamaz. Bu diyeti ödemek için ABD’nin Irak işgalinde kolaylık sağlayacak 1 Mart Tezkeresi geçmeyince Erdoğan buna çok kızdı. Tezkere ancak 19 Martta Meclise tekrar sunuldu ve 20 Martta kabul edildi.
Köprülerin altından çok sular aktı. ABD’nin “Ilımlı İslam projesi diye ortaya çıkardığı ve Türkiye’yi Akp eliyle taşeron yaptığı “Arap Bahar”ı başarılı olmadı. Buna rağmen Ortadoğu’da ve Kuzey Afrika’da kan akıtıldı iç savaşlarda binlerce insan öldü, öldürüldü. Büyük göçler yaşandı.
Şimdi Akp ve ABD arasında soğuk rüzgârlar emektedir. Erdoğan’ın siyasi hayatında ajandasına kaydettiği “Osmanlıyı Canlandırma Projesi” hem içeride hem de dış politikada iflas etti.
2023 seçimlerine yaklaştığımız bu günlerde bir inat uğruna ekonomide telafisi imkânsız yaralar açıldı. Türkiye hızla fakirleşmekte insanlar bu düzenden kurtulmanın hesaplarını yapmaktadırlar. Erdoğan sadece ve sadece saltanatını devam ettirebilmek için denize düşen gibi Putin’e sarıldı. Biliyorsunuz denize düşen yılana sarılır diye bir söz vardır. Bu belki de günümüzde denize düşen iki kişi birbirine sarılır olarak değiştirilebilir. Hem Erdoğan hem de Putin ABD ve AB’nin uyguladıkları politikalarla zor günler yaşmaktadırlar.
Türkiye’de AKP ve Onun destekçisi MHP dışındaki partiler Erdoğan’ın tek adam rejiminden kurtulmak için büyük bir çalışma içindedirler. Politik görüşleri farklı olsa bile asgari müştereklerde şu anda iki cephe ile Erdoğan rejiminde kurtulma çalışmaları başlatıldı. Bunlardan biri ulusal ve ve muhafazakar partilerin oluşturduğu Millet İttifakı ve diğeri de Sosyalistlerin oluşturduğu Sosyalist Güç Birliği İttifakı” kuruldu. Üçüncü ittifak ise HDP , TİP, EMEP, TÖP gibi sol değerlere inanan partilerden oluşan Demokrasi İttifakı olması bekleniyor.