yaklaşımlarÖzkan YıkıcıHortum misali belediyeler harekatı – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Hortum misali belediyeler harekatı – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Artık gece yarısı operasyonlara alışmaya başladık. Talimatlarla gelen ve paket içinde dinamik şekilde duran kurallar ve yapılması gerekenler de anlık hortum gibi vurup hemen ya kabul veya geçiştirme ile dondurtarak yeniden hortumlaştırılıp gündeme taşınmaktadır. Tersinden, madalyonun öteki yüzüne bakacak olursak, muhalefet veya sistem içi örgütler ancak kendilerine dokunulduğu zaman, çıkarları üzerinden tepki koyuyorlar. genellikle yapılan tepkiler ve uygulanan eylemler hep var olan koşulların korunması ile çıkarlar sınırıyla yetinilmektedir. Başka açıdan, sistem içi kalma ve var olanı sağlamlaştırma dışına çıkılamıyor. Bu gerçeklik ne acıdır defalarca yaşanıp yeniden ısıtılmaktadır. Daha korkuncu, kuruluşu dahi nasıl olduğu ortadayken, kendilerine defalarca verilen sözlerin tutulmama doğalığına rağmen, yeniden ağızdan çıkan “söz” kelimesiyle yetinilmeleridir. Bir anlamda kendi kendilerini kandırma üretilişi gerçekleştirilmektedir

****

Kısa zaman önce pakette de olan Belediyeler hikayesi hikayesizlikten çıkarılıp hortumlaştırılarak ansızın gündeme düştü. Hem de seçim öncesi döneme de rastlatılarak. Oluşan tepkiler ve koltukçuların resmen sundukları yasayı dahi bilmeme sonucu, bu dondurtuldu. Sözler verildi. Tabi ki her zamanki gibi de tutulmayacağı kesindi. Talimatla gelenlerin son dönemde nasıl hızla geçirildiği örnekler çoktu. Üstelik kurulan son yönetim, resmen atamalı olup kendi partisinin dahi onayı alınmadan kurdurtulduğu akılda tutulması gerektiğini de ısrarla dayatıyordu. DOntulmaile herkesin memnuniyet halleri kısa sürdü. Çünkü talimat malum. Seçimler de kapının eşiğinden içeri girdiydi. Adına hep reforum denilirdi de tek bilgi sayısal azaltmadır. Odenli koltukçular silikleşip beceriksizlikle işbirlikçilik ünvanıyla oynuyorlardı ki her eylem yapanın belediyesini ayırıyordu. Son öylesine yansıdı ki 6 belediye ile başlanan, 8 belediyeye çıkılırken, ardından 12 ve sonra 14 gelinirken, dondurtulma sürecinden sonra 18 çıkarıldı. Birleşmelerin kritersizliği net sırıtıyordu. Hele birleştirme dışında brakılanların siyasal gerekçeli olduğu da net şekilde gözlerin içine sokuluyordu. Tatlısu veya iskele ve Boğaz gibi…

Kısaca özetlediğim ve reforum denilip sadece içerikleri olmayan belediyeler hikayesi birden gündeme geliyor. Geceyarısı operasyonla gündeme konulup meclisin havalesine getirildi. Protestolar ve muhalefetin içeriği boş lafazanlıkları ise pek de karşılık bulmadı. Birkaç tatlı yalan vardı. Örneğin, sendikaya şu söz verildi: “kazanılan haklar geri alınmayacak, dokunulmayacak” sözü verildi. Tıpkı öteki dönem gibi. Sendika da şimdilik eylemi kaldırdı.

Uzun uzun anlatmayla değmez. Diyecek olan, Kuzey Kıbrıs’ta son hamlelerle yeniden şekillendirilen ortamdaki Türkiyeleşme sürecinin hız aldığıdır. Mesajının da en net başlangıcı gizliden veya dolaylı değil, direk müdahalelerle koltukların hem de partilere rağmen atanmasıdır. Ardından da imzalatılıp da imzalayanın dahi içeriğini bilmediği paketin hemen uygulanma aşamasına konulmasıdır. Net siyasal ifadesi, Türkiyeleşmenin daha da yerel yetkileri kısıtlayıp atanmışlar döneminin Türkiyedeki gelen memurlardan geçip koltuğa da dilenen kişiler oturtulmasıydı. Jet hızıyla koltuğun başına geçen Ünal da okuyamadığı yasaları dahi net jet misali geçirmeğe yöneldi. Şansı şu: muhalefet ve özellikle parti derecesindeki parlemento kesiminin sadece anayasa ile lafazanlık yapmasıydı. Böylelikle bazı yasalar geçirildi. Türkiyedeki gibi yasa gücünde kararnamelerle de yönetme şekliyle gelen memurların denetiminde hükümetcilik oynamaya jet hızıyla yola koyuldu.

Bir örnek de belediyelerden: her konuda olduğu gibi Belediyeler konusunda da sanki ile başlayıp normalmış gibi konuşmaya iyice alıştık. Halbuki ülkemizde Belediyeler kurumu mevcut sistemin yerel idari biçimleridir. Bunlar da yetkileri değil kişileri derebeylik sömürgeleşme şekliyle iş yapan alan olarak kurumsallaştı. Ta baştan sistemin yanlışlığı veya sömürge şekli Belediyeleri de içerdi. Neoliberal derebeylik dönemine de tıpkı işbirlikçi yönetim gibi pek de sancı olmadan geçtiler. Burayı yönetene yerel feodal tipi ama kapitalist sömürge sürecindeki derebeylik şekliyle işler yürüyordu. Tabi el değiştirme siyasal yöntem derebeylikleri de vurdu. Giderek para kaynakları ve yardımlar yerel makamdan değil TC eliğinden alınmaya başlandı. Ayni zamanda da Elçilik yönlendirmesiyle de “reforumlar” sık sık yapıldı. Son uygulama ise belediye alanlarını genişletip kurtulma reçetesiydi. Ama, daha baştan oda iflas bağrağını çekti. Öyle olmsa nerede ise tüm belediyeler iflas aşamasında olmazdı. Şişirilen katrolar ve iş yapmama sonucu kirlilikler çürümüşlükler ve pis kokular yayılmazdı. Sonuçta, belediyeler de iflas bağrağını ekti. Tüm özelliklerini kaybederek de ilan edildi. Kamu taşınacılıktan tutun temizlik konusuna dek her alanda çöküş ve pis kokular yayılıyor. Hepsi elçilik kapısında projeleri veya avantaları için para isteyen “dilencilere döndü”. Bazı istisnalar elbet var. Fakat genelini kapzamaz. Çünkü borçlar, şişirilen katrolar, bazı kocaman belediyelerde taşaronlaşma çalışma modellerinin feryatları artık öyle bir normal hale geldi ki çözüm değil kabul görme aşamasına getirildi.

Yukarda kısaca özetlediğim belediyeler gelişmesi, elbet ülkenin yerel aynasıdır. Bunlara da ayni siyasetle de çözüm değil yeni koşullara göre şekillenme olacaktır. Zaten öylesine yandaşlama ve kıyaklama yerleşti ki birleşmeler dahi ayni şeklin doğumu gibiydi. Karşıtlık ise sisemi sorgulamadan, kararın merkezine dokunmadan sadece koltukta kalma çabasında olan kesime yönelmesi ise siyasal olarak gelecekteki iyimseriliği kaybettiriyor. Buna benzer çok gelişme yaşadık. Tepkiler de oldu. Sadece dokunulma anındaki öfkeyle olduğu için, sonradan hepsi unutuldu. Daha kötüsü, bu uygulamayı yapanları seçimlerle de ödüllendirildi. Şimdi ayni hikayeyi yeniden yaşıyoruz. Seçimler döneminde belediyeleri batıran, çirkefe sokan liderler hala seçilme şansı varsa, tesadüf değil. Yerleşen sistemin aynasıdır.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
355AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin