Her ayın 3’ünde kronikleşmiş bir haber başlığı var Türk basınında:
-24 yılın en yüksek enflasyonu!
Hem de devletin açıkladığı resmi enflasyon rakamlarıyla… 24 sene önce enflasyonu açıklayan TÜİK özerkti. Bugün Erdoğan rejimi hangi rakamı uygun görürse onu açıklar…
Makyajlanmış enflasyon rakamları bile 24 yılın zirvesinde!
Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki enflasyon bize ait değildir. TL’nin ve Türk ekonomisinin yönetiminde hiçbir söz hakkımız olmadığına göre, TC’deki para ve ekonomi politikasının bir sonucu olan enflasyon da bize ait değildir. Bizim enflasyonumuz TC’ye ödenen bir SÖMÜRGE VERGİSİdir.
Türkiye, işgal ile birlikte Kıbrıs’ın kuzeyini TL bölgesi yaptı ama buraya Döviz üzerinden mal ithal ediyor. TC’nin enflasyonunu yaşıyoruz, üstüne de TC’den yapılan ithalat da döviz üzerinden.
İşgal bölgesinde ‘muhasebe birimi olarak’ Dolar-Euro kullanılıyor. Fiyat ise etikete TL yazılıyor…
TC’nin enflasyonunun üzerine Döviz faktörünü de ekleyince işgal bölgesinin enflasyonu çıkıyor ortaya.
Her ayın 3’ünde bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) gerçek enflasyonu açıklıyor, ondan sonra da devletin istatistik kurumu TÜİK makyajlanmış oranları açıklıyor.
Bağımsız ENAG, Temmuz’da enflasyonu yüzde 176,04 olarak açıkladı…
Erdoğan’dan talimat alan TÜİK ise yüzde 79,60 olarak açıkladı.
Kıbrıslı akademisyen ve ekonomistler kendi iradeleriyle Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki gerçek enflasyonu araştırmak için Kıbrıs’ın Enflasyon Araştırma Grubu’nu kurup bilgi üretmediğine göre, biz de mecburen Türkiye’deki ENAG’ın açıkladığı rakamları temel almak durumundayız.
Yüzde 176,04’lük Türkiye enflasyonunun üzerine TC’nin bize Türk mallarını Döviz olarak ithal etmesini de ekleyince şu formüle ulaşıyoruz:
Türk enflasyonu artı TC’nin Döviz rantı = Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki gerçek enflasyon!
‘Muhasebe birimi’miz Döviz, ‘etiket birimi’miz TL’dir işgal bölgesinde.
Yerliyiz ama Texas’ta, milliyiz ama Konya’da!
Zirai ürünler satan bir dükkâna girdim dün, bir tarım ilacının fiyatını sordum. Baktım, hesap makinesiyle çarpar…
-Fiyat Dolar mı, diye sordum, ‘evet’ dedi…
Sonra dükkândan çıktım, ‘Bir Türk dünyaya bedeldir’ yazısının önünden geçtim…
O zirai ilacın kullanıldığı tarlada üretilen domates de Dolar üzerinden fiyatlandırıldığı için ‘Bir Türk dünyaya bedel, bir TL de bir domatese bedeldir’…
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin özgür bölgesinde Temmuz ayı yıllık enflasyon oranı %10.9, işgal bölgesindeki enflasyon ise yüzde 176,04’lük Türkiye enflasyonu artı TC’nin Döviz rantı.
İktisatçılarımız benim matematiğimi beğenmediyse, bir zahmet 2 General ve TC Elçisinden oluşan Üst Koordinasyon Kurulu’nu kızdırmak pahasına her ay ‘işgal bölgesi enflasyonu’nu açıklasınlar!
Her ayın 3’ünde Türk basınında kronikleşmiş ‘24 yılın en yüksek enflasyonu’ başlığı manşet oluyor…
24 yıl önce 1998’di:
Özker Özgür’ün ‘‘Davul bizim boynumuzda tokmak Ankara’da’’ sözünü söylediği günlerdi…
Birkaç gündür davul-tokmak meselesini yazıyorum bu yüzden. Çünkü TC’nin enflasyonunu SÖMÜRGE VERGİSİ OLARAK ödediğimiz günlerde söylendi ‘‘Davul bizim boynumuzda tokmak Ankara’da’’ sözü…
1990’lar boyunca TC’nin enflasyonuna karşı Kıbrıslı Türklerin kendisini koruması için İSTİKRARLI/STABİL MUHASEBE/PARA BİRİMİ’ne geçiş tartışıldı.
Özker Özgür de ‘başbakan yardımcısı’ olarak Türkiye’ye gittiğinde, TC Başbakanı Tansu Çiller’e,
-‘‘Biz KKTC olarak İstikrarlı Muhasebe Birimi’ne geçmezsek ekonomimizi düzeltemeyiz’’ dedi. Çiller de ona ‘‘KKTC Türkiye’nin Konya ili gibidir, devlet değildir’’ dedi.
Özker Özgür çeyrek asır önce yıkandı bu derede.
Çeyrek asır sonra 2022’de CTP davul patladıktan sonra aynı derede ikinci defa yıkanacağım diyor…
Konya’nın kendi para birimi yoksa, KKTC’nin de olamaz. Konya ile tek farkımız: TC Konya’ya Dolar ile mal satmıyor. Bu yüzden Konya ildir, Kıbrıs’ın işgal bölgesi sömürgedir.
(5 Ağustos tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)