Kıbrıs iktibasAziz ŞahOlmayan davulu çalan ve çalmayan davulla oynayan uşaklar - Aziz Şah
yazarın tüm yazıları:

Olmayan davulu çalan ve çalmayan davulla oynayan uşaklar – Aziz Şah

Yeniçağ podcastını dinleyin

Özker Özgür ‘‘Davul bizim boynumuzda, tokmak Ankara’nın elindedir’’ diyerek ‘başbakan yardımcılığı’ndan istifa ettiğinde Türkiye’nin izin verdiği çerçevede siyaset yapma hakkını yitirdi.

İşgal bölgesinde siyaset yapabilmek için Ankara’nın çizdiği çerçevenin içinde olacaksınız:

-Yerleşimci nüfusa itiraz etmeyeceksiniz!

-Meclisin ve hükümetin göstermelik olduğunu, idarenin Üst Koordinasyon Kurulu’nda olduğunu bilip sineceksiniz!

-Asimilasyon ve ilhak politikalarına ses çıkarmayacaksınız!

Özker hoca bu üç konuyu siyaset hayatının sonunda anladı. ‘Yanılmayı çok isterdim’ kitabında anlattı…

-İş işten geçtikten sonra yerleşimci nüfus konusunda uyandı ve nüfusa karşı çıktı. ‘‘Türkiyeli göçmenler taksimi kalıcılaştırmak için başvurdukları önemli bir araçtır’’ dedi Türkiyeli yerleşimci nüfus için.

Yerleşimci ile göçmeni ayırt edemedi, ‘göçmen’ demeye devam etti! Sömürgecinin siyasi aparatı olan nüfusa ‘yerleşimci’ denir, bunu da anlasaydı Özker hoca, iyi olurdu! Sonuçta Kıbrıs’ta savaşta göçmen ve mülteci olan Kıbrıslılardır. Savaşta topraklarından silah zoruyla sürülen nüfusun evlerine yerleştirilen nüfus ise yerleşimcidir. Evinden silah zoruyla kovulan göçmen/mülteci ile onun evine çökeni aynı isimle adlandırmak bir savaştan sonra adalet ararken yapılabilecek en büyük adaletsizliktir.

Sonra şöyle dedi Özker hoca: ‘‘Kıbrıs doğumlularla evlenenlerin yeni Kıbrıs’ın yurttaşları olabileceklerini, geriye kalanlar için özel bir anlaşma yapmadan, Kıbrıs’ta kalamayacaklarını açık yüreklilikle söylemek gerekir. Uluslararası hukuk ve konvansiyonlar bunu gerektirmektedir’’…

-İki General ve TC Elçisinden oluşan Üst Koordinasyon Kurulu tarafından yönetildiğimizi 90’ların sonunda anlayan Özker Özgür şöyle anlatıyor yaşadıklarını: ‘‘Rejimin beyni Yüksek Koordinasyon Kurulu’dur. (…) Hükümetin programında yazılı olsa da Koordinasyon Kurulu istemezse herhangi bir uygulamaya gidilemez… Ancak Koordinasyon Kurulu’nun kendisi Bakanlar Kurulu’na haber bile vermeden karar alır ve uygular. DP-CTP koalisyonu sürerken Ledra Palace barikatının kapatıldığını, güneye gidiş-gelişlerin yasaklandığını HÜKÜMET olarak, BİR SABAH GAZETELERDEN OKUMUŞTUM. (…) Maraş’ın kapalı bölgesinin bir bölümü yine HÜKÜMETİN HABERİ OLMADAN ansızın plaj olarak halkın kullanımına açılıvermişti’’…

-Bulgaristan’da Türklere karşı yürütülen asimilasyon politikalarını Türkiye’nin Kıbrıs’ta Kıbrıslı Türklere karşı yürüttüğünü gazetedeki köşesinde yazdığı için “YABANCILARA mahsus verilen TC pasaportu”nu geri aldı TC Dışişleri.

Üç kritik mesele: Yerleşimciler, Üst Koordinasyon Kurulu ve asimilasyon…

Özker Özgür bu konulardaki hatalardan dersler çıkardı. Özker hocayı CTP’den atanlar da onun derslerini pusula yapıp, ne söylediyse tersini yaptılar. Hataları parti manifestosu haline getirdiler!

1989’da asimilasyon politikalarına karşı çıktığı için Özker Özgür’ün pasaportuna el konduğu gibi 2020’den beridir ‘kara liste’ ile onlarca Kıbrıslı aydının Türkiye’ye girişi yasaklandı… Özker hocanın pasaport davasından aldığı dersle bugün sesini çıkarmıyor CTP… TC elçiliğindeki 29 Ekim resepsiyonunda CTP kurumsal olarak yasaklıydı. TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu geldi, mecliste CTP’li vekillere ‘terörist’ dedi, CTP’nin sesi çıkmadı. CTP eski milletvekili Okan Dağlı ‘kara liste’den Türkiye’ye sokulmadı. Bu Memleket Bizim Platformu adına KTAMS Genel Başkanı ‘‘Bizim TC Devleti ile hiçbir sorunumuz yok’’ diye açıklama yaptı TC Elçiliği binası önünde!

Özker hocanın hata kabul edip özeleştiri verdiği ne varsa, ‘kural’ haline getirdi CTP ve ‘Kıbrıs Türk solu’. Kara Liste konusundaki sessizlik de 1989’da Özker Özgür’ün pasaportuna el konulmasından aldıkları derstir…

Bugün Üst Koordinasyon Kurulu’ndaki iki General ile TC Elçisinin çizdiği çerçevede siyaset yapanlar ‘‘Davul bizim boynumuzda tokmak Ankara’da’’ sözünün dersini de aldı. Özker hoca böyle davul çalınmaz diyerek istifa etti ve siyaset hayatını bitirdi. Ardından gelenler ise çeyrek asırdır ‘‘Olmayan davulu en güzel biz çalarız’’ diyor!

(4 Ağustos 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
356AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin