Türkiye ekonomisinin özellikle finansman alanında dış sermaye hareketlerine bağımlı olduğunu bilmem akılda tutuyormusunuz. Özellikle son dönemde krizin derinleşmesi ve döviz ihdiyacı nedeniyle de yine Türkiyede özellikle dış sermaye sıcak para akışlarının beklendiği de kesindir. Gelecek sıcak parayla da biraz nefes aldırtıp taşıma suyla deyirmen döndürme amacıyla siyasal fırsata dönüştürülecek. Seçime bu havayla girilme hedefi var. K. Kıbrıs yani türkiyenin hukuki yumuşak ifadesiyle altidari birimi veya net şekliyle sömürgeleştirip neoliberal tipli sömürge ilhak kurumsallaşmasına giden yerde de belirli bilinen akışların açığa çıkışına tanık oluyoruz. Sadece hava alanlarında yakalanan ve milyonlar ifadeli URO paralar nedenli tehlikeli noktaya gelindiğinin işaretidir. Üstelik bu rakamlar son dönemde hava alanında ihbarla yakalanan miktardır. Daha önceleri Falyalı cinayetiyle ortaya çıkan milyarlarca sermaye gerçeği, daha geriden Garanti bankasının çantasının yakalnışı gibi konular da K. Kıbrıstaki hem sıcak para hem de artık uluslararası raporlara da giren karapara hareketliliğinin sömut kanıtlarıdır. Son günlerdeki sefrmayenin hareketli gelipgitmesi işaretleri bizi yeniden nizami ve hayrı nizami sermaye iklemini yeniden sorgulamamıza neden oluyor.
****
Son günlerde girilen ekonomik krizler ve yaklaşan seçim süreci Türkiyeyi bir kısgaca soktu. Döviz darlağı ve yolsuzluklarla ayuka çıkan savrulan kaynaklar, artık bir imaj için sıcak para girişi ihdiyacına gelindi. Nitekim, Rusyanın doğal gaz borçlarını yaklaşık 5 milyarı şimdi değil de zamana yağacağı haberleri etrafta dolaşıyor. Yine ısrarla, buradaki işbirlikçi güdük sermayedarlarımız dahil başta Sudi Arabistan ve BAE kanalıyla Türkiyeye önemli miktarda döviz gireceği beklentisine girdiler. Sudilerin bir miktar döviz göndereceği beklentisi yanına, karşılığı da korkularak düşünülmeğe çalışılınıyor. Nede olsa Katar deneğimi var. Nitekim hatırlayacaksınız: ikibinsekizde Korkut Boratav Hoca o dönemde yine yaşanan finansman krizinde Türkiyeye kaynağı belli olmayan “negatif sermaye” şekliyle Türkiyeye döviz girdiğini yazarak, krizin bu nedenle yumuşak geçildiği sonucunu yazdıydı. Şimdi de beş yıldır yayılan krizin en azından seçimde lehte bazı uygulamalar için döviz girişi beklentisi AKP çevrelerinde mevcut. Para girecek, örneğin senesonu asgari ücreti iyi seviyede açıklayıp, o rüzgarla kitleleri etkileyerek seçimde lehine çevirme hamlesine girişeceği sonucu vardır.
Nitekim, son günlerde özellikle bankalardaki yatırılmlarda döviz mevduatlarının artığına işaret ediliyor. Dış kaynaklı artığı sonucu döviz ekseninde olumlu gelişme olarak veriliyor. Döviz dış girişle de ülkedeki döviz sıkıntısının rahatlaması adına önemli görülmektedir. Yine de özellikle Rusyanın denilen şekli uygulaması ve bazı oligartların dövizlerini buraya yatırması, Sudilerden şu veya bu şekilde gelecek dolarlarla da bir rahatlama beklenir oldu. Taşıma suyla deyirmenin dönmesi olayı yaşatılma amacındadır. Kısa dönemli rahatlama ile sonrası felaket gelişmesi ikileminde tufan denilecek. Yeter ki seçimler alınıp Erdoğan iktidarda kalsın. Şimdilik Batından önemli akışkanlık yok. Onlar beklentide. Önceden ingilterenin bu oyuna katıldığını da hatırlayalım.
Kısaca, dış sermaye bağımlısı Türkiye bu hareketlerin kaçış yerine içe gelecek dövizlerle değirmene su taşımaya çalışıyor. Bununla rahatlama yaratıp seçime oynama ekonomisine doğru gidiyor. Bakalım mevlam nerelere taşıyacak.
****
k. Kıbrısta son günlerde hava alanlarında çantalar ve babavularla dövizler yakalandı. Pek de anormal görülmedi. Öyle ki günlerce mahşete dahi çekilmedi. Bunun yanıtı: bu tür ekonomik kaçak veya gayrınizami sermaye girişlerine alışkın olunmasıdır. Dünya listelerindeki karapara aklama merkezi görülmesi veya Falyalı cinayeti sonrası ortaya konulan milyarlarca doların öyküleri boşuna değildir. K. Kınbrıs zaten yasadışıdır. Buraya da öylesi uygulamalar da kültrleşti. Hava alanı yakalanıışları, uyuşturucu durumlar, Avusturalya mafyacısının burada olması ve kurduğu işbirlikçilikler gibi günlük gelişmelere dahi tepkiler yok. Endişeler dahi duyulmuyor. Sadece ırkçılıkla damıtılan yeri geldiğinde öğrenci ve işçi yeri geldiğinde suç odaklı Afrikalılarla konular sınırlanıp gidiliyor.
Tüm bu özetlenenler, genel kapitalizmin bölgemizdeki ekonomik durumlardır. Hele krizlerin olması, dış bağımlılık ve yasdışılıklarla mafyalarla dans etmeler sonucu, bu haberlere alışıldı. Siyasal manevralara, ekonomik belirleyiciliğe de gelenekselleştirildi. Kimse yakalanan milyonluk dövizleri, karapara durumlarını, yolsuzllukları duymak istemiyor. Duyunca kendi resmini de bulma korkusu var. Medya da bu duruma çoktan geldi. K. Kıbrıstaki saklananlar diyarı ve para geçiş noktaları nedeniyle ekonomisi bu çarkın üstüne kondurtuldu. TÜrkiyeden adaya kumarhaneler boşuna getirilmedi. Buradaki işbirlikçi güdük sermayenin elinden yapılar alınıp dışın içeleşmesini sağlamadılar. Bankalardan otelere bu yaşanmadımı? Şimdi de Avusturalya mafyacısından hava alanındaki dövizlere dek geniş bir sermaye akışının figürleriyle karşılaşıyoruz. Seyretmeği de istemeyen kesimler bunları dahi duymaktan kaçıyorlar. Bizim ekonomimizin de geldiği nokta bu. Ama Falyalı cinayetiyle de dış sermaye artık güdük burjuvalarımıza fazla ihtiyaç duymadan buraya geldiğinin de kanıtıdır. Dileyen anlamamaya devam etsin.