Ekim devriminde Atatürk Osmanlı Ordusunda görevliydi. 1. Dünya savaşında Çanakkale muharebelerinde ordunun başındaydı.
Osmanlı yenildi. Rusya’da başlayan Ekim Devriminde Bolşeviklerin ne yapmak istediklerini Osmanlı pek anlamamıştı. Rusların eline geçen Kars ve Ardahan’ın geri verilmesi Osmanlıda Sovyet Devrimine olumlu bir bakış getirdi.
O yıllarda Atatürk Osmanlı ordusundaydı Tümgeneraldi. Almanlarla birlikte Osmanlı İmparatorluğu da yenilmişti. İmzalanan Mondros Ateşkes ve Sevr Anlaşmasıyla Osmanlı Toprakları Sömürgeci devletlerin işgaline zemin hazırlamıştı. İşgal başladı.
Atatürk’ün sömürgecilere karşı başlattığı Ulusal Kurtuluş savaşı bu şekliyle aynı zamanda Anti-Emperyalist bir savaştı. Sonucu itibarıyla burjuva demokratik devrimini hedeflemekteydi.
Yeni kurulan Sovyetler Bitliği, bu savaşın anti emperyalist olması nedeniyle destek verilmesine karar verdi. Silah , cephane ve altın yardımı yapıtılar.
Burada bir kez daha önemle vurgulamak gerekir ki Lenin, Atatürk’ün verdiği kurtuluş savaşının Sosyalist Bir devrime dönüşmesini beklemiyordu ve bunun olamayacağını biliyordu. Atatürk’ün hem Osmanlıya hem de emperyalizme karşı verdiği mücadeleyi takdir ediyordu.
Kurtuluş savaşı kazanıldıktan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti hedeflenen “muasır medeniyetler seviyesi” aslında Batı Demokrasisiydi. Bu anlamı ile devlet Burjuva demokratik devrimini yapmıştı.
Atatürk zamanında Sovyetler birliği ile Türkiye Arasındaki ilişkiler dostane bir şekilde gelişmiştir. Meclisin açılış konuşmalarında Atatürk bunu her zaman vurgulamıştır.
Cumhuriyet döneminde kısa zamanda yapılan devrimler Türkiye’nin ekonomik anlamda kalkınması, dünya devletlerinin ilgisin çekmişti. Ayrıca sömürge halklarının Türkiye Kurtuluş savaşı ve onun liderini örnek alması da tüm tarihçiler tarafından kabul edilmektedir. Bugün Birçok ülkede Atatürk’ün büst ve anıtlarının bulunması O’na duyulan hayranlıktandır.
Atatürk’ün yaptıkları O’nun hayatında bir Kemalist ideoloji oluşturmamıştır. Bu ideoloji Atatürk’ün ölümünden sonra özellikle ABD emperyalizminin etkisi ile ANTİ- Komünizm doktrini çerçevesinde şekillendirilmiştir.
Özellikle ölümünden sonra Cumhuriyetin Askeri vesayet altına girmesi ve o yıllarda yapılanları Atatürk’e mal etmek haksızlık olmaktadır.
Elbette Atatürk sosyalist değildi. Buna rağmen Anti-emperyalist bir politika izlediğini tüm dünya ülkeleri kabul etmektedir. Bu yönüyle devrimcidir.
Ulusal Kurtuluş savaşı ve sonrasında yapılanlar ve bunu “Kemalizm” olarak tanımlayıp Atatürk’ün yaptıklarını küçümsemek doğru değildir.
Her tarihsel olay o günün şartları içinde değerlendirilmelidir. Bu anlamda Atatürk’ün yaptıklarıyla ondan sonra “Kemalizm” adına yapılanları ayırmak gerekir.
Bugün sosyalistlerin Atatürk’ü eleştirirken Lenin’den daha büyük sosyalist, komünist olduklarını iddia etmeleri gerekir. Bu da gülünç olur aslında.