Kıbrıs’ta yaygın bir yalan vardır ‘‘nüfus mübadelesi antlaşması yapıldı’’ diye. Türk Liderliğinin uydurduğu bir yalandır bu. KIBRIS’TA HİÇBİR ZAMAN NÜFUS MÜBADELESİ ANTLAŞMASI İMZALANMADI. Bu yalan Kıbrıs’a taşınan savaş suçu nüfusu örtmek için perde olarak icat edildi.
NÜFUS MÜBADELESİ YALANInı tamamlayan bir yalan daha vardır: Özel Harp Dairesi Başkanlığı yapmış Kemal Yamak’ın anılarında okuduğumuz TOPRAK MÜBADELESİ YALANI.
Türk Devleti’ne göre Kıbrıs’ta hem nüfus mübadelesi yapılmış hem toprak! O zaman yarım asırdır toprak oranları ve haritalar üzerinden neyin müzakeresini yaparsınız?
Öncelikle nüfus mübadelesi anlaşmaları imparatorlukların tasfiye edildiği ve ulus-devletlerin inşa olduğu çağın eseridir.
Eylül 1913’te Bulgaristan ile Osmanlı arasında imzalanan İstanbul Antlaşması sınır boyunca belirli bir bölgede yaşayan nüfusun karşılıklı mübadelesini öngörerek tarihte emsal oluşturdu. MÜLK MESELESİ de düzenlenir bu tür MÜBADELE ANTLAŞMALARI’nda. (Kıbrıs’ta mülk meselesi de ortada duruyor…) Haziran 1914’te de Yunanistan ile Osmanlı arasında Makedonya’daki Müslümanlar ile İzmir ve Doğu Trakya’daki Rum Ortodoksların mübadelesi için anlaşma yapıldı. 1919’da Yunanistan ile Bulgaristan arasında Karadeniz kıyısındaki Yunanlılar ile Kuzey Yunanistan’daki Slavlar için MÜBADELE ANTLAŞMASI yapıldı. 1923 yılında da Türkiye ile Yunanistan arasında Lozan Barış Antlaşması’na ek olarak nüfus mübadelesi antlaşması yapıldı. Görüldüğü üzere güneydoğu Avrupa’da ulus-devlet inşa sürecinin temel bir özelliğidir NÜFUS MÜBADELESİ ANTLAŞMALARI.
Şimdi gelelim 1974’teki Kıbrıs’a… Kıbrıs Cumhuriyeti devleti Yunanistan tarafından yıkılmak istendi ve Türkiye tarafından işgal edildi. Yani Kıbrıs’ta işgal edilmiş bir egemen toprak var. Konu ‘imparatorluk tasfiyesi’ değil!
İnsanları silah zoruyla evlerinden sürüp buna ‘nüfus mübadelesi’ diyemezsiniz. İşte nüfus mübadelesi antlaşması yalanı Denktaş’ın tarihe çektiği naniklerden biridir. Denktaş ile Klerides arasında 31 Temmuz-2 Ağustos 1975 arasında Viyana’da üçüncü tur görüşmeleri yapılmadan iki ay önce, Kıbrıs’a Türkiye’den yerleşimci sömürgeci nüfus taşıma kararı almıştı TC Devleti. Özellikle Girne ve Karpaz’da evlerini terk etmeyi reddeden ciddi bir Rum nüfus vardı. Ancak daha evler boşalmadan Türkiye’den nüfus getirmek için harekete geçildi.
31 Temmuz-2 Ağustos 1975’te Viyana’daki üçüncü tur görüşmelerinde KIBRISLI MÜLTECİLERin durumu görüşülmeden önce 2 Mayıs 1975’te TC Dışişleri Bakanlığı, ‘ÇOK GİZLİ’ ibareli ‘‘Kıbrıs’ın Türk Bölgesindeki İşgücü Açığının Türkiye’den Gönderilecek İşgücü İle Kapatılmasına İlişkin Yönetmenlik’’i yayınlamıştı! Kıbrıslılar mülteci kampındayken, onların yerlerine nüfus taşıma hesabı yapıyorlar… Rum ve Türk Kıbrıslıların durumu belirsizken, Ankara Türkiye’den taşıyacağı nüfusla demografi mühendisliğini planlamıştı.
Henüz Rumların tamamı evlerinden kovulmamışken ve evlerini terk etmemekte direnirken, amacı ‘‘topraksız halkın Türkiye çapında iskân edilmesi’’ olan 2510 sayılı 1934 İskân Kanunu çerçevesinde, Kıbrıs’ın işgal edilmiş bölgesini ‘Türk, Sünni İslâm ve anadili Türkçe’ kimliğine dayalı demografik planlaması başlamıştı bile…
Ankara’nın Kıbrıs’a nüfus taşıma Yönetmenlik’ini yayınlamasından 2 ay sonra Viyana’da varılan anlaşma ise şu:
-Harekât’tan sonra güneyde kalan Kıbrıslı Türkler, İSTEDİKLERİ TAKDİRDE kuzeye geçebilecekler.
-Kuzeyden kovulan Rumlar Karpaz’a gidebilecekler.
-Savaşta güneyde kısılı kalan ama aileleri Karpaz’da olan Rumlar GÜNEYEDEN KUZEYE Karpaz’a gidebilecekler.
Türk Liderliği’nin ‘nüfus mübadelesi’ diye çarpıttığı 3. Viyana Antlaşması sonucunda KIBRISLI RUMLARIN TÜMÜ GÜNEYE GİTMEDİ, KUZEYE GERİ DÖNME HAKKI TANINDI. Antlaşma böyle derken kovulmamış Rumların yerlerine bile Türkiye’den nüfus taşınmaya başlanmıştı. Kuzeyin etnik olarak homojenleştirilmesiydi bu!
İşte, bu nüfus mübadelesi yalanına diğer bir yalanı da uladılar:
Genelkurmay Özel Harp Dairesi Başkanlığı ve Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı yapmış olan Kemal Yamak, ‘Gölgede Kalan İzler ve Gölgeleşen Bizler’ kitabının 381-2’nci sayfalarda aleni bir şekilde Kıbrıs’ta toprak mübadelesi yapıldığı YALANını da yazar.
(31 Temmuz 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)