Günümüzde çokça kullanılan bir sözcük haline geldi ALGI. Kişilerin “doğrularını” yeniden ve yeniden oluşturmak için birçok yöntem var ve bu yöntemlerin de isimleri. Tümüne birden de ALGI OLUŞTURMAK denir. Birkaç örnek verecek olursak, hayatın her alanında kullanılan eğitim ve öğretim, sözcüğü. Çok masum duruyor, herkes kendisinin ve çocuklarının çok “eğitimli” olmasını ister. Peki bunu elde ederken sizi veya çocuklarınızı kim, hangi HEDEFE ya da AMACA göre eğitiyor ve nasıl bir birey olmanızı istiyor, biliyor muyuz? Peki bu “eğitim ve öğretim” süreçleri nerelerde, nasıl devam ediyor? Bunu düşünüyor muyuz? Okullarımız en çok aklımıza gelendir. Peki en yakınlarımızın etkisi, TV, telefon, tablet, vb. teknolojik aletler. Ancak teknoloji doğru kullanıldığında insan hayatını kolaylaştırabilecek şeylerdir. Ya camilerde, kuran kurslarında, vakıflarda verilenler. Peki iktidarı elinde bulunduranları hiç hesaba katıyor muyuz? Esas mesele de budur işte, iktidarı elinde tutanlar asla onu bırakmak istemezler. Peki bunu yaparken nasıl mı davranırlar? ALGIMIZI, onlara muhalefet değil taraftar olmak için şekillendirmeye çalışırlar.
- Devletlerini çok sevdiklerini söylerler (her şey devlet için, her şey bayrak için, her şey toplum için) ve algımızı o yönde oluşturmak için birçok devlet ve toplum düşmanı yaratırlar.
- Toplumun refahını artıracaklarını söylerler (her konuda reform yapmak isterler) bunun için yandaşlarına ve tatbikî kendi hesaplarına da ciddi kaynak aktarırlar.
- Ve en önemlisi bu gelişmeleri engelleyen “iç ve dış mihraklar var” (bunlar da onlardan olmayan herkestir. Daha çok da muhalefet yapanlardır) onların da kafası ezilmelidir.
Hedeflerine doğru ilerlerken de öncelikle basın yayın organlarını ele geçirmeye çalışırlar; bunun için de her yolu denemekten çekinmezler rüşvet, tehdit ve tatbikî işbirlikçilerini de aktif hale geçirmek öne çıkan faaliyetleridir.
- Sermaye gurupları ile, içli dışlı olmak da, olmazsa olmazlarındandır.
- Ülkemizde ise bunlara ek olarak GANİMET var İSDİRDAT PLANININ gerektirdikleri var.
- İstila var, sömürgecilik var.
Toplumların kimliğini değiştirmek; toplumları oluşturan bireylerin benliğini değiştirmekle olur. Önce onların geçmişle olan bağlarını zayıflatılır, köklerinden koparılır ve toplulukları dağıtır, ya da değişimi kolaylaştırmak için başka topluluklarla karıştırılırlar. Göçe zorlanırlar. Bazan da tümden yok edilir (soykırım yapılır).
Eğer toplum fiziken yok edilmediyse, soykırımın diğer bir şekli olan ASİMİLASYON politikaları uygulanmaya başlanır. Yukarda saydığımız yöntemler ve araçlarla toplumu istedikleri şekle dönüştürmeye başlarlar. Bu değişim, var olanı yok etmektir. Eğer toplumun kendi dinamikleri ile yaşanan bir değişim değilse, baskı ve zorla yapılıyorsa bu yok ediş de SOYKIRIMDIR.
Evet ülkemizin kuzey yarısında yapılan tam da budur. TC devleti burada yarattığı işbirlikçileri ile birlikte yıllardır bunu adım adım uygulayarak bu günlere getirildik. Bu yapılanları ana başlıklar halinde toplamak ve tek tek açmak ve anlatmak gerekir. Bu adımların tümü SOYKIRIMIN parçalarıdır.
Önceleri Kemalizm ile Türklüğümüz sorgulandı ve Türkleştirme politikaları ile “Türk” olduk. Sonra dinimiz sorgulandı ve “Suni Müslüman” olduk. En önemlisi ise ‘YA ÖLÜM YA TAKSİM’ sloganı ile ki bu istirdat planının temel felsefesini anlatır, bununla ülkemizin bölünmesine ses çıkarmadık, hatta onayladık.
İşte bu ALGI yaratma projeleri ile toplumun bir kısmını bunlara inanır duruma getirdiler, bir kısmını da rüşvet ve menfaat sağlama ilişkileri ile kendilerine bağlamayı başardılar. Bazılarını da yaptıkları kirli işlerde belgelenerek hep tehdit altında tutmayı becerdiler.
Tüm bunlar TC’nin politikalarının sorunsuz işlemesini ve bunlara karşı çıkması muhtemel insan sayısını azaltamaya ve muhalefet oluşmasını önlemek için yapıldı.
Ya muhalefet olduğunu söyleyen ama ALGILARI tam da TC’nin istediği gibi çalışanlar!!!