Soğuk bir Aralık ayıydı, Denktaş’ın ‘gelen Türk’ü bir bakkal dükkânına daldı…
İki yaşlıyı ve iki çocuğu ağır yaraladı…
Dede 2 beyin ameliyatı geçirdi, neneye 160-170 dikiş atıldı, küçük kardeşin kafatası çöktüğü için beyin ameliyatı geçirdi ve bana o günleri anlatan dostumun kafasına da 18 dikiş atıldı…
Bir hafta önce Konya’dan gelen yerleşimcinin marifetiydi bu, ne olduysa da ondan sonra oldu…
Siyasetin değişmezi olan “Gelen de Türk giden de, beğenmeyen çeksin gitsin” sözü Denktaş’ın ağzından çıktı…
***
Olay olduktan sonra, bakkalın sahibi olan aile eylem yapmaya karar verdi. Aile arasında bir eylem, 30-40 kişi…
‘Kimlikle Girişlere Hayır’ eylemi…
O zamanlar Girne kalesinin orada bulunan polis binasının önüne gidip pankart açtılar ve dükkâna da pankart astılar: ‘Kimlikle Girişlere Hayır!’
Eylemden sonra eve dönerler…
Akşam yemeği sırasında BRT’de Denktaş’ın konuşması verilmektedir Gaziler Lokali’nde:
-‘‘Bugün birkaç kendini bilmez’’ diye girer Denktaş söze… Ve bildiğimiz o cümle dökülür ağzından:
-“Gelen de Türk giden de, beğenmeyen çeksin gitsin”…
En hafifi 18 dikişle kurtuldu, 14 yıl mücahitlik yapan dede 2 beyin ameliyatı geçirdi, neneye 160-170 dikiş atıldı, küçük kardeşin kafatası çöktü…
-‘‘Bu detayları vermemin sebebi, Denktaş’ın bu beyanatı hangi koşullar altında yaptığını, gaddarlığını, aymazlığını anlatmak’’ diyor dostum…
Ayhan Hikmet, Ahmet Muzaffer Gürkan ve Kutlu Adalı cinayetlerinden sonra ne kadar acımasızsaydı Denktaş, o kadar acımasızdı bu travmayı yaşayan aileye karşı da…
Bu olayı yaşayan ailede bir de Türkiyeli damat vardır, çocukları darp edilen baba; o damadın abisi de 1974 gazisidir. İkinci Harekât’a katılmış…
Bir çocuğunun kafatası çökmüş, diğeri de 18 dikişle ucuz atlatmış baba BRT ekranında Denktaş’ın,
-“Gelen de Türk giden de, beğenmeyen çeksin gitsin” sözünü duyunca öfkelenmiş.
-Ben Türkiyeliyim, gaynatamı gaynanamı ezip elediler… Denktaş’ın söylediği söze bak, demiş… Bakkalın önüne astıkları ‘Kimlikle Girişlere Hayır’ pankartını indirmemiş, inat etmiş Denktaş’ın bu tavrı üzerine.
3-4 gün sonra bir asker gelmiş, ‘‘Ben anlıyorum sizin hassasiyetinizi, mesajınızı verdiniz’’ demiş… Ertesi gün pankartı indirip, eylemi sona erdirmişler.
Bu olayla, Denktaş’ın ‘‘Beğenmeyen çeksin gitsin’’ cümlesi Kıbrıslı Türk toplumunun mezar taşına yazıldı…
***
Ailedeki İkinci Harekât’a katılan gaziye bahane bazı bilgiler vereyim:
1974 işgalinden sonra Birinci ve İkinci Harekâtlar’da görev alan askerlere Kıbrıs Türk Federe Devleti vatandaşlığı hakkı tanındı. Hayatını kaybeden askerlerin ise eş-çocuk ve ana-babalarına yurttaşlık verildi. Muhaceret Dairesi’ndeki ‘001’ numaralı kayıt da bir askere aittir… Ayrıca 1958’den itibaren Kıbrıs’ta Özel Harp Dairesi’nin görevlendirdiği subaylara da vatandaşlık verildi. TMT’nin ‘Özel Grup’ elemanı Alpay’ın tutuklu bulunduğu hücrede öldürülmesinde de adı geçen TMT’nin Bayraktar’ı Kemal Coşkun (Kenan Çoygun) da Kıbrıs’ta kalan Özel Harpçilerden biridir mesela. 1996’da Kutlu Adalı öldürüldüğünde Adalı’nın da komşusuydu. Adalı’yı çok yakından tanımasına karşın, polisteki ifadesinde ‘‘Silah sesi duydum, çıkıp bakmadım. Ertesi gün duydum Adalı’nın öldürüldüğünü… Kutlu Adalı’yı tanımıyorum!’’ demişti…
Savaştan hemen sonra yerleşimci nüfus sömürgeciliği kapsamında Denktaş bölükleri gezerek askerleri terhisten sonra Kıbrıs’ta kalmaya teşvik etmek için konuşmalar yaptı. Araştırmacı Christos Ioannides’e göre askeri personel ile akrabaları, şehit yakını ve Özel Harp’çi 10 bin kişi yerleştirildi adaya.
***
Siz bu yazıyı okurken Denktaş’ın ‘‘beğenmeyen çeksin gitsin’’ diye ülkesinden kovduğu genç adam, kafasındaki 18 dikişle tatil için geldiği ‘eski’ ülkesinden ‘yeni’ ülkesine dönmek için uzun bir uçak yolculuğu yapmaktadır…
Evet, Denktaş’ın davası kazandı, Kıbrıslı Türk toplumu kaybetti…