Kapı gibi deyimi güçlü kuvvetli insan için kullanılır. Bazen de haklılığı ifade etmek amacıyla biz Kıbrıslıların kullandığı bir sözcük var:” Kapı gibi senetim” var” deriz. Bu, yapılan bir ticari anlaşmada iki tarafın imzaladığı ve günümüzde sözleşme denilen hukuki bir evraktır.
Gazeteler düşen Tapu ve Kadastro Dairesi eski Müdürlü Berna Selengin, bir açıklama yaparak hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Yaptığı savunmada kendisi ve eşi üzerinde kayıtlı mülklerin kaynağını açıklamaya çalıştı.
Tapu Müdürlüğü makamı her zaman suiistimale açıktır. Bu konularda geçmişte evrak sahteleyerek hakkı olmadan mülkiyet elde eden kişiler olduğu söylenir. Bu işin ilgili daireden birileri tarafından gözden kaçtığı söylenmesi halk tarafından pek inandırıcı bulunmaz.
Usulsüzlük, en çok taşınmaz mal devir işlemlerimde malın bedelini düşük göstererek vergi ve KDV’yi az ödeme şeklinde yapılır. İlgili memuru bu konuda ikna etmek gerekir. Bir şekilde ikna edilince işlem yapılır.
Tapu ve Kadastro Dairesi özellikle metrik sisteme geçince hudut düzenlemeleri nedeniyle yapılan değişiklikler ister hak sahibi olsun ister olmasın bir şekilde vatandaşı “mutlu” edecek şekilde yapılır. İçinde bulunduğumuz şartlar onlara bu konuda geniş hareket imkanı verir. Vatandaş haklı olsa bu kez “zamanında müracaat etmedin” diyerek haksızlığa kılıf hazırlanır. İş kalır “ikna” yöntemine
Haksız yere sınır değişikliği ile kendine avantaj sağlamanın yolu da ilgili çalışanları ” ikna” etmektir. ç İkna etmek için farklı yöntemler vardır. Bu yöntemlerden biri üzerinde anlaşılırsa istenilen değişiklik yapılır.
Eski Tapu ve Kadastro müdür üzerindeki mülklerin nasıl elde edildiğini açıklamış. Bunun anlamı: “Hepsini alın terimiz ve ailemizin bağışları ile elde ettik. Kapı gibi, koçanımız var”
Koçan elbette ki resmi bir evraktır. Burada taşınmaz malın hangi yollardan elde edildiği yazılıdır. Sorun bu değil aslında. Bu taşınmazın alın teri ile kazanılan parayla alınması şüphe götürürse bunu kanıtlamak gerekir. Memur maaşı veya ikramiye ile bugün 2+1 daire almak bile olanaksızdır.
Eğer bankadan kredi çekerek almışsanız bunun da kısa sürede olma olasılığı çok zayıftır. Bunu tüm kamu görevlileri bilirler..
Devletin denetim sistemi olmayınca her yerde yolsuzluk ve usulsüzlük olmaktadır. Peki devlet denetim mekanizmasını niçin çalıştırmıyor?
Gayet basit.
En tepede başlayarak en aşağıya doğru kimse denetlenmek istemez. Sebebi de korkmalarıdır. Oysa işini dürüst ve temiz yapanlar böyle denetimleri kendileri talep eder. Şeffaflık budur.
Vatandaş adına denetim yapan mekanizmaların da dürüst ve hukuk ilkeler, ilgili yasalar çerçevesinde yapılmalıdır. Bunu da “ ikna “ yöntemi ile yaparlarsa yine sonuç alınmaz.
