yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSömürge kültürlenmesindeki ispiyonculuık kuramı - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Sömürge kültürlenmesindeki ispiyonculuık kuramı – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Konuya iki örnekle başlayacam. Son günlerde hem de en üst saraylının üst perdeden itiraf gibi davranış dolaşım haberleriyle olaya net bakış la başlayalım. Serhat incirlinin reportajıyla ortaya çıkan ve kimsenin sürpriz karşılayıp tepki göstermediği bulgu önemliydi. Eski Güvenlik kuvetleri komutanı Altan Paşanın söhlediği şekliyle: Ersin tatarın kendini Hulusi Akara şikayet veya jurnallediği haberi belirli kesim dışında ilgi nerede ise hiç görmedi. Yönetim ekseninden hiç değerlendirme dahi gelmedi. Yine ayni zaman içinde düyün için kamusal kaynaklarla gidilen Türkiyede yine Tatar NTV kanalında resmen başta muhalefeti şikayet şeklinde jurnallediği de görüldü. Bunlar K. Kıbrısta özellikle yönetim ekseninde ve işbirlikçi örgütlerde duyulmama durumunda geçiştirildi.

****

Özellikle, Altan Paşanın açıklamalarında Tatarın Falyalıyla alakalı üzerinden jürnalicilik yapması bizim için hiç de yabancısı olmadığımız durumdur. Tıpkı zamanında Mağusadaki ssilah yüklü gemiği yakalatan, hava alanında altı ilyon Kıbrıs lirasını Beyruta getirirken yine ele geçiren Kemal Yavuz paşanın adadan alınması için yapılan jurnalcilik ötesi baskıyla de “ya ben ya o” ikilemi de akla getirdi. Ama, halk nazarında bunlar karşılık bulmadı. Son Altan Paşayla alakalı olan haberler üzerinden ana muhalefet dahi krevatını takıp bir sorgulama hyapmaması da tesadüf değildir. Sömürgesel koşullardaki hyerleşen siyasal kültürleşmesinin bir tekrar uygulanmasıydı.

Genelikle, sömürgelerde, otoriter yapılarda ve istihbarat yapılarının güçlü kurumsalaşan ülkelerde ispiyonculuk, jurnalcilik veya muhbirlik oldukça yaygındır. Muhalif düşmanlığı ve korkutma piskolojisi bakımından toplumu denetmemede kulanılan etkin yöntemdir. K. Kıbrısta da sürekli sömürgesel koşullarda yaşamanın sonucu da ispiyonculuk ve hürnalcilik oldukça yaygındır. Alt kesime dek örgütlenen yönetim biçiminin yönetme şekli ve paylaşım çıkarcılığının saydamlaştığı kuram haline geldi. İngiliz döneminden günümüze oldukça ispiyonculuk yönetimlerde en çok kulanılan denetim altında tutma kuralıdır. En basitiyle, köy kahvesindeki kağıt oynarken kalkıp telefonla birini ispiyonlayıp işe girme engelenmesi gayet normal davranış olarak kırsal yörelerde hala yaşanmaktadır. Çoğu kez sınavsız işe alınma ve üretici olmadan teşviki kapmanın adı da partili olmasıyken, tersinden sınavı kazanıp işe girmeyen veya üretici olup teşvik alamayanın da öteki partiden olma kuralını herkes bilir e kabulenir. Bu en üste dek gider. Devamında da abradaki yetkililerin muhalif kesimleri çekinmeden elçilik veya Türkiye yetkililerine jurnaleyip kendilerini haklı çıkarma ile iyi işbirlikçi olduklarını kanıtlama çabası halinde sürdürüldüğü de kesindir. Nitekim, artık son saraylı Ersin Tatar bunu direk çekinmeden direk türkiye medyalarındaki reportajlarına dile getirimeği görev gibi sunmaktadır.

Son dönemde olayın hukuki alanda da yeni kendine has kurallarla geliştiğine tanık oluyoruz. Tröeleşmelerle oluşan kurumsallaşmalarla suç yakıştırma ve resmen suç olmadan suç uydurup saldırganlıklar düzenleme kuralı epey uygulanır haldedir. Ayrıca bizde hala gelmeyen ve Türkiyede olan gizli tanıklık da ispiyonculuğun adalet ayağının yöntemlerinden birisi olmaya başladı. Acı olan, halkın bunu kabullenmesi, normal şekliyle ses çıkarmaması ve gerektiğinde savunur hale gelip kültürleşmesidir. Tethlikle olan bu. Sömürgesel şartlarda yerleşen kültür beraberinde de çıkarcı kesim, karşıt düşman ve giderek bunun adaletini de kurumsallaştırarak, resmen sömürgeciliğin devam etmesini sağlamaktadır.

****

Son eski güvenlik kuvetleri komutanının açıklamaları bize bildiklerimizin bir tekrarıyken. Gereken duyarlılığın olmaması ise sömürgesel kabulün kitlesel karşılığıdır. Üstelik olayda geçen belirli olaylar ve kesimlerin tutumu ise sömürgesel kabulün nerelere gelindiğinin sonucudur. Jurnalci saraylının ise düyün için halkın vergilerini harcılah olarak kulanıp top yökün düyüne gitmesi de yolsuzluğun ve ispiyonun kurumsal olarak nerelere gelindiğinin de acı örneğidir. İnsanlar ise normal halini kabullenmesi, çoğu medya olayın haberini dahi yapmaması ise iletişimdeki kontrolü sansürün sakıncali haberciliğinin çizgisini de işaret etmesi bakımından oldukça çarpıcı öneme sahiptir.

Not: konuyla alakalı, halkbilimi dergilerinde oldukça bildirim yayınlandı. Daha fazla bilgi edinmek isteyen, Kıbrıs düzeyinde ve Neoliberaleşmeyle değişen bazı eylimleri anlamak isteyenler bu dergilere baş vura bilir.

Kısaca: sömürgesel kültürün önemli toplumsal denetimi kendi kültürünü yaratmasıdır. İspiyon veya jurnalik hem tabanı yönetime taşıyan denetim korkutma baskı aracı halindeyken, efendisi sömürgeci efendiye uzanan sömürge bağı da ayni kurallarla bağımlılık ağının daha güçlü olmasını sağlamaktadır. Son yayılan haberlerle bunu yeniden yazma şansımız da böylelikle gerçekleşmiş oluyor. Sömürgecilik devam etikçe de ayni uygulamalar devam edecektir. Yetersizlikler veya gerçeklerin örtülmesi adına işbirliğini koruyup çıkar sağlama aşkına ispiyon veya jurnalcilik devam etmekten başka çare olmayan kültürel değer olarak sürecektir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
325AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin