yaklaşımlarÖzkan YıkıcıAfrin yeniden harekatı - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Afrin yeniden harekatı – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Başlığa bakıp da yanılmayın. Afrinde olanlar ne Suriyenin kendi toprağını geri almasıdır, ne Rusya müdahalesiyle dengeler değişmesidir, ne Türkiye bölgeden çekilmeye başlamasıdır, nede Afrinda kürtler gelip eski topraklarına sahiplenme girişimidir… Yaşanan elbet Afrine yönelik harekatdır. Yukarda syılanlar da değildir. Demek ki Kuzey Suriyede Türkiyenin kontrolunda olan ve defaktosuyla da derinden oynanan coğrafyada, bazı kıpırtılarla değişimler yaşanmasını anlamamız şart. Çünkü öyle sıralanan Türkiye Suriye yumuşama algılarının tam da uçuştuğu bir anda haber olarak Afrin geliyorsa, kimilerine de önemli uyarıdır.

Afrinde olan, idlipin önemli kısmını elinde tutup denetleyen Elnusracıların HTŞ örgütünün kontrolü Afrinde de sağlama bilgisidir. Demek ki cihatçı Elnusracılar idlip sonrası şimdi de Afrinde kontrolü önemli bölümünde sağladılar. Artık idlip cihatçı emirliği Afrine dek uzadı. Bunun tehlike durumu sinyalden genişlemeğe doğru de uzandığını anlamamız önemlidir. Afrin son dönemki peşpeşe işkalere uğraması, defaoktosunun değiştirilmesi ve Türkiye kontrolunda yaşanmasının elbet bir anlamı da var.*****

Kısa bir hatırlatma ile devam edelim: dörbuçuk yıl önce Türkiye, Rusya ve ABD desteği izniyle Afrine girer. Ses gücü K. Kıbrısa dek gelir. Pek de olan tutum değildi. Afrika gazetesi Afrin konusunu yeni işkal diye mahşetleştirince, Erdoğan kükredi. Bursadan sesini yükseltip, fetvayı çaktı. Kuzey Kıbrıstaki çevreler hemen harekete geçip 22 ocak linç girişimi yaşandı. Öyle bir hınçla yaşatıldı ki Meclisin tepesine dahi aşiret bayrağı çekilmesine dek gidildi. Afrin davaları bildiğim kadarıyla devam etmektedir.***

Kıbrısta bu gelişmeler hafızada nekadar kaldı bilemem. Yeri geldikçe, Türkiye kontrolundaki Afrindeki gelişmeleri de yazdım. Hep, Türkiyenin Kıbrıs politikasıyla da birlikte sorguladım. Özellikle defakto değişimiyle kentin kürt çoğunluğunun nasıl azınlığa çevrilişini de bilgilendirdim. Belli ki hala Türkiye kamuoyu bu tür defakto oyunları ve ilhaklaşma adımlarını hala tabusal eksende tutuyor. Sorgulanmaları da yapılmıyor. Nitekim, son Afrinde on gündür yaşananlara pek fazla medyada raslamıoruz. Ama net olan, Türkiye kontrolundaki Afrin yaklaşık on gün süren çatışmalar sonunda ÖSO güçlerinden Elnusra kesiminin eline geçti. Tabi ki Türkiye kontrolunda değişen bir durum yok. Değişen, Elnusranın ilan etiği afkan tipi emirlik, şimdi Afrini da kapzayacak gelişime ulaştı.

Afrin yeni savaşla el değiştirdi. Değişirken de kendine yabancı birçok milis gurubunu da bağrına aldı. Yaklaşık dörtbuçuk yıl önce nifusunn ağırlıklı bölümünden oluşan kürtler ise gidrek bu yerin yabancısı yapılmak isteniyor. Gelen bazı tahminler ise HTŞ örgütünün Türkiyenin öteki kesimlerdeki kontrol yaptığı yerlri de ele geçirip, daha gerici ama Türkiye destekli yapının kurumsallaşma dönemine geçilecektir. Bir hatırlamanın da olması gerekir: özellikle Türkiye kendi yetiştirdiği ÖSO yapısı bekleneni veremedi. Üstelik son dönemde paraları da tam ödemediği için de isyanlar çıktı. ELnusra ise daha örgütlü yapısıyla Türkiye ile askeri siyasal birliktelikte görevi daha iyi yapma olasılığı yüksektir. Bir anlamda Suriyeye karşı Türkiye yanında daha sert bir yapıyla karşı koyma yapısıdır. Çeçenlerden uygurlara, Özbeklerden öteki islam kesiminin de milisleri HTŞ yanında müttefik veya birleşmiş şekilde Suriye topraklarında bulunuyor. İdlipte yerleşen emirlik adıyla da tanımlanmaya çalışılan siyaset, şimdi Afrine doğru da yayıldı. Yeni bir dönemin de işaretidir. Doğudaki Kürt PYD güçleriyle de mücadele edecek güç olarak daha kolay kulanılacak örgüt olması dda banbaşka gerçektir. Batı ise bu konuda ya sesiz veya ufak tefek bazı demeçlerle Afrinden HTŞ çekilmesini söylediler. Türkiyeden şimdilik bazı sol aydınlar dışında haberi dahi pek yapan olmadı.Üstelik, Türkiye seçime gidiyor. Dış politika da önemli kulanılacak silah gibidir. Ancak, tabu hala kırılamıyor. Afrin hikayesi de bunlardan biridir. Anti kürt ve yeni toprak hikayeleri Türkiye kamuoyunda hala karşılığı olan siyasetlerdir. Elnusrafcıların özellikle Kürtlere karşı kulanılmalarıyla da birden nasıl bir bakışa gelecekleri de tahmin etmek, kahinlik olmaması gerekir. Kürt karşıtlığı ile IŞİD destekleyicilik dönemi  kamuoyunun bakışı daha pek de eski değildir.Üstelik, dıştan gelen ve sayıları yüzbine dek tahmin edilen vahşi cihatçıların da burada kalmak için canıgönülden kürtlre karşı da çarpışıp, onların topraklarında da yer bulmaisteyecekleri de sürpriz olmayacak.

Kısaca, Kuzey Suriye yine kaynıyor. On gündür çatışmalar oluyor. Türkiyenin müttefikleri arasındaki savaş, Afrinin el değiştirmesiyle sonlandığı anlaşılıyor. Bölgge kontroları değişirken, değişmeyen  güç, Türkiyenin daha da yerleşerek kontrolunun devamıdır. Daha da gözden kaçırılmaması gereken, Afrini eline geçiren HTŞ örgütü dünyada terör sistesine çoktan konuldu. Daha da paradoksal gerçek, Türkiye de HTŞ örgütünü Terör örgütü olarak kabullenirken, ta baştan idlipte bu yapının Suriye ordusuna karşı korunması için askeri üstler, kontrol bölgeleri kurmasıdır. Ne diyelim: kapitalist emperyalist dünyanın kendi gerçeklerini Kuzey Suriyede Afrinde tekrardan yaşamaktayız. Hala bundan kaçanlar ise belki de sıra onlara gelince, çok geç kalacaklarıdır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
357AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin