yaklaşımlarÖzkan YıkıcıMaden cinayeti acılarının bazı düşündürdükleri - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Maden cinayeti acılarının bazı düşündürdükleri – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Amasradaki maden katliyamının hala acıları sürüyor. Öylesine bir acı ki çok yönlü etkileri de beraberinde geliştiği bilgileri geliyor. Üstelik, K. Kıbrısta olay salt haberin resmi ajans sınırı ve acı laflarıyla yetinilme durumunda olduğuna dayir izlenimler iyice artıyor. Halbuki şu uyarının da alınması önemliydi: Benzer deneğimlerin Lefke bölgesinde tartışıldığı ne çabuk unutuldu. Yeniden Lefkede madencilik konusu ve bunu Türkiyeli şirketlerin yapacağı adımları nedense akılda tutulmadı. Oysa son Amasra maden cinayeti, Türkiyede madenciliğin nasıl ele alındığını, insana nedenli önem verildiğini, yaşananların nasıl baskıyla şimdiden susturulduğu haberleri buraya önemli uyarı dersleri şeklkinde alınması gerekirdi. Tekrar edelim; Lefkede madencilik için baskıların artacağı kesin. Burayı işletecek olan da TC şirketi olacağı da kesindir. Bunun bazı imzaları da atıldığı, burada imzayı atan makamın madencilik konusunda zerece bilgisi olmadığı hamleleri gerçekleştirildi. Bu bilgiler dahi Amasra ve daha öncesi Ermenek ve Somadaki cinayetlerin ihyi bilinerek, şirketlerin nasıl işletme gerçekleştirip, daha fazla kar adına ne güvenlik aldıkları nede gelişmelerin konuşmalarının olmaması için devletle birlikte kulandıkları baskıların iyice bir yere yerleştirilmesi gerektiğini çoktan burada da yazıp çizmeliydik. Tabi ki olmadı. Sadece ölü sayısı ve üzüntülerle, başka ek kelimeleri katarak konu aktarıldı.

Örneğin, tıpkı Somada olduğu gibi çalışanlara ve çevrelerine baskı yapılarak konuşmamaları tutumu pek duyulmadı. Yine sayıştay ve başka melsleki örgütlerin uyarıları, mecliste soru sorularak yanıt istenmeler de haber konumuna sokulmadı. Soma deneğimi ile hakların dahi nasıl verilmeyip, resmen avukatların dahi hapiste oluşunun da K. Kıbrıs basınında haber değeri yok. Burada sistemsel önemin etkisini de neoliberbal şaşalı ekonomislerimizin dokn-unmasını beklemek de hayalin de ötesiydi. Kenndine sol değip de istemle buluşanların da kaçış koşulu hazırdı.. Oysa son maden faciyasında da görüldüğü gibi hem mali hesap hem de emek sömürüsü bakımından daha az işçi çalıştırma, güvenlik sorunlarına el atmama, yayınlanan rraporlara rağmen denetim ve önleme önlemlerinin alınmaması, sınıfsal sistemin özünü açığa çıkarmaktadır. Hem çalışan sayısı oldukça azaltıldı hem de güvenlik önlemleri alınmayarak mali hesap çıkarı güdüldü. Sonuçta dünyada artık pek sorun olmayacak dreceğe sokulan Grizum patlamasıyla resmi rakamlara göre 41 işçi can verdi. Göstere göstere tetbir almayarak, daha fazla emek sömürüsü adına işçi azaltarak gerçekleştirildi. Bir anlamda Amasra maden ocaklarının da şirketlere devrinin hazırlığı olduğuna inanan da epey insan var.

Bunlar kapitalist sistemin artı değer üstüne oturup kar endeksli işleyişle çalıştığı gerçeğini madencilik alanındaki acı resimdir. Tesadüf veya başka gerekçe koymak güç. Hele fıtrat veya imanla kaderciliğe bağlamak da oldukça acayiptir. Çünkü ne ilk nede sondur. Boşuna AKP döneminde ikibin cıvarı maden işçicisinin katledilme bilgisi havadan gelme değildir. Son yıların Soması, Ermeneki veya kaçak çalıştırılarak Şirnaktaki maden ocaklarındaki cinayetler hepsinde benzer nedenler, yerine getirilmeyen tetbirler ilk bulguların olması tesadüfün de ötesinde. Üstelik, raporlarda olan, mecliste sorulan bolca soru da varlığını göstermekteyken…

Amasradaki maden kazası denilmesi oldukça hafif kalır. Çünkü göstere göstere geldi. Madencilikteki acımasız sömürünün ve sermaye karına kar katılmsının sonuçlarıdır. İşçi zaltacan, güvenlik tetbirleri yerine mali çıkar diyerek işleri yolunda tutacaksınız. Sonrası mı, kaza veya gerçeği ile cinayet de gelince, hemen konuşmama baskısı ve işten atılma tehtitleriyle gerçekleri engeleme yoluna gidilecek. Nedeni taktir ilahi veya kaderciliğe koyup,bilimin karşısına inancı koyup insanları tantrıya havale edeceksiniz. Bu bizim gerçeklerimizin de aynasıdır.

Tekrar edecem: konu önemlidir. Üstelik K. Kıbrısta Lefkede madencilik yapma adına bazı anlaşmalar da yapıldı. Anlaşmayı yapanların da kkonuyla alakalı zerece bilgileri yok. Onun için de onlar için makamın şanı kalmaya devam edecektir. Hat da gün ola işler başlayınca da kendilerinin imzaladığını dahi imkar edecek pişkinlik de olacaktır. Oysa, bizim Lefkeliler bu konuyu biraz olsun izlesinler. Şirketlerin ve devletin insan katliyamında kar üstüne nasıl kondurtuklarını en azından Amasradan yükselen çığlıklarda yakalamaları önemlidir. Çok kulanıldı bu kelimeler: “madencilikle istihtam sağlanacak ve bölgeye de para akacak”! Sermayenin güzel kandırma ezberi hep işlemektedir. Hele çalışanlar sendikasız veya sarı sendikalı oluyorsa, ozaman da hakları falan da maden ocaklarındaki zifiri karanlıkta ışıksız şekle büründürülmesi olacaktır. Onun için Amasra cinayeti en başta Lefkede madencilik tartışması yeniden alevlendiği zaman, akılda kalması için, biraz olsun izlenmeli, uyarılar şimdiden alınmalıdır.

İlgili tatlı yalanın da vıcığı çıktı: Madenciliğin ülkeleri zengileştirdiği tekrarlanır. Öyle olsa Türkiye veya Afrika ülkeleri şu anda en zangin ülke olurlardı. Üstelik madenciliğin ekonomik katgısı oldukça azdır. Denilen oranda değildir. Önemli bir uluslararası ra Y.98 engeleneme şansı olacaktır. Son nokta: ilgili genel kurumun başındaki kişinin hapis dahi alan bir yandaş olması da herhalde yandaşlamnın nedenli şanlı olduğunun da kanıtıdır.kam da şu: şu anda Türkiye madenclik katliyam sırasında ikinci. Avrupada ise birinci. Hele de kazalardaki tetbirsilzlik nedeninde liderliğe oynuyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
358AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin