Kıbrıs’ın kuzeyi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal edilmiş topraklarıdır.
Bu işgal bölgesi BİRİNCİ, İKİNCİ VE ÜÇÜNCÜ DERECE ASKERİ BÖLGELERden oluşur.
ASKERİ YASAK BÖLGELER KARARNAMESİ ile Kıbrıs’ın kuzeyi birinci, ikinci ve üçüncü derece askeri bölge ilan edildi.
Kıbrıs’ın kuzeyinde her yer askeri bölgedir…
Birinci, ikinci ve üçüncü derece askeri bölgelerden oluşan bu ‘çitli arazi’ye bir dönem Kıbrıs Türk Federe Devleti, sonra KKTC dediler…
KTBK komutanı Korgeneral Hasan Memişoğlu’nun CTP hükümete geldiğinde söylediği gibi,
-“1974’ten beri bu ülkede ateşkes koşulları vardı, vardır…
Bölgenin tüm sorumluluğu Kolordu komutanına aittir. O bölgede sizin de İŞ OLA bir Parlamentonuz vardır, Başbakanınız, Cumhurbaşkanınız vardır”…
Önce KTFD sonra KKTC dedikleri ‘devlet’ Korgeneralin dediği gibi ‘İŞ OLA’dır.
Kıbrıs’ın kuzeyi GKK ve KTBK komutanları ile TC Büyükelçisi’nden oluşan Üst Koordinasyon Kurulu tarafından yönetilir.
Türkiye KKTC’nin içişlerine karışıyor demek saçmalıktır…
Türkiye KKTC’de seçimlere müdahale ediyor demek ahmakçadır…
Türkiye KKTC meclisine saygı göstermiyor, saygı göstersin demek bönlüktür!
Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs’ın kuzeyine ‘müdahale’ etmiyor, burayı doğrudan kendisi yönetiyor…
Özker Özgür bunu 1990’larda hükümete geldiğinde keşfetti… Partisine ‘‘Davul bizim boynumuzda tokmak Ankara’da’’ dedi, partiden atıldı…
2000’lerin başında CTP bu işgal rejiminde ‘Cumhurbaşkanlığı’, ‘Başbakanlık’ ve ‘Meclis Başkanlığı’na ait koltuklara oturtulduğu zaman, 1990’larda Özker Özgür’ün yüzleştiği Üst Koordinasyon Kurulu gerçeği ile yüzleştiler…
Mehmet Ali Talat, Korgeneral Memişoğlu’nun dediği gibi ‘İŞ OLA cumhurbaşkanı’ olduğu zaman çok sevdiğim ve saydığım emekli bir asker Talat’a sordu:
-Üst Koordinasyon Kurulu toplantıları nasıl gidiyor?
Biz zamanlar ‘‘Özel Harp Dairesi şehir efsanesidir’’ dedikleri gibi… Talat da o emekli askere, ‘‘Üst Koordinasyon Kurulu yoktur’’ dedi…
O da şöyle dedi karşılığında Talat’a:
-‘‘Demek sizi adamdan sayıp toplantılara çağırmadılar’’…
Üst Koordinasyon Kurulu ne kadar da iki General ile ‘TC Büyükelçisi’nden oluşsa da, ‘İŞ OLA cumhurbaşkanı’ olanları da davet ederler. Denktaş bu toplantıların demirbaşıydı…
Denktaş’ın yerine Talat geçince çağrılmadı bu toplantılara. İşgalcisine kendini ispat etmek için ne yaptıysa yaranamadı Talat, güvenmediler dönek solcuya.
Talat’tan sonraki ‘iş ola cumhurbaşkanı’ Derviş Eroğlu katıldı bu toplantılara. Şimdi de Ersin Tatar katılıyor ve ‘Cumhurbaşkanlığı’ resmi açıklamayla duyuruyor Üst Koordinasyon Kurulu toplantısı yapıldığını…
Hatta Derviş Eroğlu döneminde Üst Koordinasyon Kurulu’nun bir toplantısında Kutlu Adalı cinayeti için St. Barnabas ve civarı ile ilgili komite kurulması kararı alındı.
“Yenibakış” gazetesi, 15 Haziran 2021 tarihli manşetinde Üst Koordinasyon Kurulu’nun 16 Mart 2015 tarihli toplantısında, Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili St. Barnabas Manastırı ve civarında aldığı ihbarı değerlendirmek için Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Başkanlığı’nda sözde KKTC “Cumhurbaşkanlığı”, “Dışişleri Bakanlığı” ile “Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü”nden oluşan bir komitenin kurulması kararı aldığına dair bir belge yayınladı.
Üst Koordinasyon Kurulu’nun 16 Mart 2015 tarihli kararı, “Eroğlu araştırmanın sonucunda öğrenmiş olduğu bilgileri kamuoyundan sakladı. Derviş Eroğlu’nun Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili tüm bilgileri bildiği ve konuyu örtbas ettiği iddia ediliyor” şeklinde verildi.
Halbuki yayınlanan belgenin “konu” bölümünde “Üst Koordinasyon Kurulu Kararı” yazar. Eroğlu’nun ‘gizlediği’ bir şey yok. Belge 16 Mart 2015 tarihli… Eroğlu koltuğu 30 Nisan’da Mustafa Akıncı’ya devretti.
Talat’a güvenmedikleri gibi Akıncı’ya da güvenmeyip Üst Koordinasyon Kurulu toplantılarına çağırmadılar…
Kıbrıs’ın kuzeyini TC Devleti yönetir.
TC buraya müdahale etmez ve içişlerimize karışmaz. Doğrudan burasını kendisi yönetir…
‘‘Türkiye KKTC’nin içişlerine karışıyor ve müdahale ediyor’’ sözü sadece buradaki işgal rejimini perdeler!
(12 Ekim 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)
